nikahta ne zaman ayağa basılır nikahta ayağa ne zaman basılır nasılcocukyapılır batıl inancların ortaya cıkma sebepleri basmak
Konumuz boyle… Boyle de, batıl inanclara uzanmadan once, evlilik dunya genelinde ne durumda bir duşunelim. Son yıllarda gencler evlenmeye pek niyetli olmuyor. Bir, iki değil, bunun pek cok nedeni var.





Konumuz boyle… Boyle de, batıl inanclara uzanmadan once, evlilik dunya genelinde ne durumda bir duşunelim. Son yıllarda gencler evlenmeye pek niyetli olmuyor. Bir, iki değil, bunun pek cok nedeni var.​
Tabii ilk sırayı kadınların gittikce artan ozgurluğu alıyor; inanışlara gore her ne kadar erkek evlenme teklif eder gorunse de kadın evliliğin kararını alır ve erkeğe teklif ettirir. Yalnız bu şekilde bir değişiklik oldu. İki cins de evlilik teklifini acıktan yapabiliyor; ama ikisi de şimdilerde evliliği pek tercih etmiyor. Beraber yaşamak, hatta ayrı ayrı evlerde yaşamak, ara ara beraber olmak daha kolay, daha zahmetsiz, az sorunlu bir hayat gibi geliyor onlara.
Ustelik ulkemizde bir de ekonomik guclukler, enflasyon ve siyasi istikrarsızlık belirli olcude evliliğe sekte vurdu. Evlenme yaşı eskiye nazaran cok yukseldi. Gencler, kadın-erkek ozgurluklerine o kadar duşkun ki! Evlenenler arasında bile yapılan kontratlar coğunlukla ve maalesef cok kısa suruyor. Boşanmalar arttı. Kimse kimsenin kahrını cekmiyor. Ayrıca; kadın da erkek de gittikce artan miktarda calışan insanlar. Eskisi gibi kadın sadece ev işleri ve cocukla uğraşmıyor, bir de calışma hayatı var. Hepsini birden yapamıyor veya goze bile alamıyor evlilik ve cocuk sorumluluğunu.

Ayağa neden basılır?

Evlilik en fazla cocuk konusu acısından onemli bir kurum, bir kontrat. Bu derece karışık bir dunyada, bir siyasi istikrarsızlık icinde nefessiz kalan ulkemizde gencler ‘nasıl cocuk yapılır?’ gibi soruları sık sık sorar oldu. Aslında kolay cevap verilemiyor bu sorulara; ama gene de akıllı, uygun kişiler arasında yapılan evliliklerin her turlu iyi yuruyeceğine ve sağlık acısından da psikolojik acıdan da her iki cinse daha yararlı olacağına inanıyorum.
Evde yalnızlık, ne kadar cok dostunuz, iş arkadaşınız, aileniz olsa da moral bozucu ve guc katlanılan bir yaşam şekli.
Evde paylaşacak bir kişi gerek… Dost gerek…
Gelelim evlilikle ilgili batıl inanclara:
Aklıma ilk gelen en enterasan batıl inanc herkesin bildiği nikah kıyılırken ayağa basma.
Hep gulmuşumdur bu olay gercekleşirken. Bir kere bu iş ayağa basanın, evde hukmu gecsin diye yapılıyor, boyle inanılıyor. Halbuki evde zaten hep kadının hukmu gecer!

İki bayram arası

Bizde iki bayram arası evlenmek pek duşunulmez. Neden? Allah’ın tum gunleri icin aynı uğur veya tersi gecerli değil mi? Bu herhalde evlenmenin, maddi manevi yukunu, bu kadar kısa zaman aralığıyla karşılamamak duşuncesinden kaynaklanmıştır.
Gelinliği damadın onceden gormesi uğursuzluktur derler. Ama neden? Bence, son anda gorup, gelinliğin sihirli havası icinde şaşkınlıkla ‘evet’ demesinin garantiye alınması icin; cunku kadın zaten gercek kararını verince evlilik hazırlığını uyguluyor, erkek ise son ana kadar kuşkulu ve korkuda.
Hıristiyanlarda cok batıl inanc vardır. Evlilikle ilgili aklıma gelenlerden biri eskiden Venedik’te yapılan bir toren. Hazreti İsa’nın goğe cıkma yortusunun munasebetiyle yapılıyordu ve ‘‘Duka’nın Adriyatik Denizi ile evlenmesi‘‘ icindi. Bu da herhalde zenginlik gostergesi olarak kullanıldı.
Damadı dovmek
Bazı toplumlarda nişanlı damat, gelinin anne babasına bir sure hizmet etmekle yukumludur. Yoksa evlilik kutsanmaz. Bazı yerlerde ilk cocuk doğmadan evlilik gecerli değildir.
Eski Yunan’da kız, cocukluk oyuncaklarını tanrılara sunarmış. Takdis edilmesi icin evliliğin…
Bu ilginc batıl inanc daha okumuştum: bazı ilkel kavimlerde olum cezasına carptırılan kişiyle evlenmek isteyen kız, onun bağışlanmasını sağlıyormuş.
Katoliklerde evlenme dini nikahtır. Kadınla erkeğin dol verici sevgisinin ve yuvalarının evlenme eylemleriyle doğa ustu duzeye girdiğini ifade eder ve bozulmaz.
Hunlarda evlilik farklı farklı boylardan kişilerle oluyordu. Sağlık ve maddi acıdan zenginleşme murad ediliyordu.
Bulgar dağı yoruklerinde nişanlanacak erkek, kız evine geldiğinde kızın kardeşleri tarafından evlilik barış icinde ve uğurlu olsun diye bir guzel dovuluyor acaba?
Bir de bizde inanılan soz var. Nikahta keramet vardır. İşte buna inanamıyorum. Evliliğin yuruyup yuruyemeyeceği iki insanın anlaşıp anlaşmadığı ta başından bellidir değil mi?


Tabii ilk sırayı kadınların gittikce artan ozgurluğu alıyor; inanışlara gore her ne kadar erkek evlenme teklif eder gorunse de kadın evliliğin kararını alır ve erkeğe teklif ettirir. Yalnız bu şekilde bir değişiklik oldu. İki cins de evlilik teklifini acıktan yapabiliyor; ama ikisi de şimdilerde evliliği pek tercih etmiyor. Beraber yaşamak, hatta ayrı ayrı evlerde yaşamak, ara ara beraber olmak daha kolay, daha zahmetsiz, az sorunlu bir hayat gibi geliyor onlara.
Ustelik ulkemizde bir de ekonomik guclukler, enflasyon ve siyasi istikrarsızlık belirli olcude evliliğe sekte vurdu. Evlenme yaşı eskiye nazaran cok yukseldi. Gencler, kadın-erkek ozgurluklerine o kadar duşkun ki! Evlenenler arasında bile yapılan kontratlar coğunlukla ve maalesef cok kısa suruyor. Boşanmalar arttı. Kimse kimsenin kahrını cekmiyor. Ayrıca; kadın da erkek de gittikce artan miktarda calışan insanlar. Eskisi gibi kadın sadece ev işleri ve cocukla uğraşmıyor, bir de calışma hayatı var. Hepsini birden yapamıyor veya goze bile alamıyor evlilik ve cocuk sorumluluğunu.

Ayağa neden basılır?

Evlilik en fazla cocuk konusu acısından onemli bir kurum, bir kontrat. Bu derece karışık bir dunyada, bir siyasi istikrarsızlık icinde nefessiz kalan ulkemizde gencler ‘nasıl cocuk yapılır?’ gibi soruları sık sık sorar oldu. Aslında kolay cevap verilemiyor bu sorulara; ama gene de akıllı, uygun kişiler arasında yapılan evliliklerin her turlu iyi yuruyeceğine ve sağlık acısından da psikolojik acıdan da her iki cinse daha yararlı olacağına inanıyorum.
Evde yalnızlık, ne kadar cok dostunuz, iş arkadaşınız, aileniz olsa da moral bozucu ve guc katlanılan bir yaşam şekli.
Evde paylaşacak bir kişi gerek… Dost gerek…
Gelelim evlilikle ilgili batıl inanclara:
Aklıma ilk gelen en enterasan batıl inanc herkesin bildiği nikah kıyılırken ayağa basma.
Hep gulmuşumdur bu olay gercekleşirken. Bir kere bu iş ayağa basanın, evde hukmu gecsin diye yapılıyor, boyle inanılıyor. Halbuki evde zaten hep kadının hukmu gecer!

İki bayram arası

Bizde iki bayram arası evlenmek pek duşunulmez. Neden? Allah’ın tum gunleri icin aynı uğur veya tersi gecerli değil mi? Bu herhalde evlenmenin, maddi manevi yukunu, bu kadar kısa zaman aralığıyla karşılamamak duşuncesinden kaynaklanmıştır.
Gelinliği damadın onceden gormesi uğursuzluktur derler. Ama neden? Bence, son anda gorup, gelinliğin sihirli havası icinde şaşkınlıkla ‘evet’ demesinin garantiye alınması icin; cunku kadın zaten gercek kararını verince evlilik hazırlığını uyguluyor, erkek ise son ana kadar kuşkulu ve korkuda.
Hıristiyanlarda cok batıl inanc vardır. Evlilikle ilgili aklıma gelenlerden biri eskiden Venedik’te yapılan bir toren. Hazreti İsa’nın goğe cıkma yortusunun munasebetiyle yapılıyordu ve ‘‘Duka’nın Adriyatik Denizi ile evlenmesi‘‘ icindi. Bu da herhalde zenginlik gostergesi olarak kullanıldı.
Damadı dovmek
Bazı toplumlarda nişanlı damat, gelinin anne babasına bir sure hizmet etmekle yukumludur. Yoksa evlilik kutsanmaz. Bazı yerlerde ilk cocuk doğmadan evlilik gecerli değildir.
Eski Yunan’da kız, cocukluk oyuncaklarını tanrılara sunarmış. Takdis edilmesi icin evliliğin…
Bu ilginc batıl inanc daha okumuştum: bazı ilkel kavimlerde olum cezasına carptırılan kişiyle evlenmek isteyen kız, onun bağışlanmasını sağlıyormuş.
Katoliklerde evlenme dini nikahtır. Kadınla erkeğin dol verici sevgisinin ve yuvalarının evlenme eylemleriyle doğa ustu duzeye girdiğini ifade eder ve bozulmaz.
Hunlarda evlilik farklı farklı boylardan kişilerle oluyordu. Sağlık ve maddi acıdan zenginleşme murad ediliyordu.
Bulgar dağı yoruklerinde nişanlanacak erkek, kız evine geldiğinde kızın kardeşleri tarafından evlilik barış icinde ve uğurlu olsun diye bir guzel dovuluyor acaba?
Bir de bizde inanılan soz var. Nikahta keramet vardır. İşte buna inanamıyorum. Evliliğin yuruyup yuruyemeyeceği iki insanın anlaşıp anlaşmadığı ta başından bellidir değil mi?