
AK Parti Afyonkarahisar Milletvekili ve eski Orman ve Su İşleri Bakanı Veysel Eroğlu, "1994 oncesi İstanbul'u susuzlukla Kerbela'ya ceviren malum zihniyet yine susuzluktan bahsetmeye başladı. Biz Sayın Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan'ın liderliğinde yaptığımız yatırımlarla İstanbul'a hic susuzluk yaşatmadık" dedi.
Son aylarda hava sıcaklıklarının mevsim normallerinin ustunde olması ve beklenen yağışların duşmemesi İstanbul'da barajların alarm vermesine neden oldu. Konuyla ilgili bir acıklama da eski Orman ve Su İşleri Bakanı Prof. Dr. Veysel Eroğlu'dan geldi. 1994 oncesinde, skandallarla anılan eski İSKİ Genel Mudurunun doneminde İstanbul'un, susuzluktan Kerbela'ya donduğunu belirten Eroğlu, "Musluklardan gunlerce değil, aylarca su akmadığı icin vatandaşlar semtler arası mekik dokuyordu. Kadınlar ellerinde bidon ve kovalarla su tankeri yolu gozluyordu. Mahalle aralarında benzin satar gibi su satış istasyonları kurulmuş, vatandaşlar su kuyruklarında parayla su almak icin bekler olmuştu. Şehirde su turizmi başlamıştı. İstanbulluların en buyuk luksu '15 gunde bir suya razıyız ama hangi gun verileceğini bilelim' idi. 1994 oncesinde İstanbul, suyu akmayan, binaların bodrumlarına buyuk depoların yapıldığı, mutfak ve banyoları su bidonları ile dolu bir şehir haline gelmişti. İstanbul'da o donemde yaşanan su sıkıntısı karikaturlere dahi mevzu bahis olmuştu. Suya hasret kalmış İstanbullular isyan bayrağını acmış, her gun İBB ve İSKİ onunde protesto gosterileri yapıyordu. Belediye şehri yonetemiyordu. İSKİ'nin borcu 1,5 milyar dolardı" acıklamasına yer verdi.
"İSKİ Genel Muduru olan şahıs, İstanbul'a su temin etmek icin ilim ve teknikten uzak projelerin peşindeydi"
"Cop dağlarından gecilmeyen İstanbul'da, hava kirliliğinden goz gozu gormuyordu" diyen Eroğlu, "En kalabalık caddelerde bile cop dağları oluşmuştu. 1993 yılında Umraniye'deki Hekimbaşı copluğunde biriken metan gazının sıkışması sebebiyle bir volkan gibi patladı. Bu cop faciası, 40 gecekonduyu yuttu ve 38 vatandaşımız hayatını kaybetti. Halic'in durumu ise icler acısıydı. Hicbir canlının yaşamadığı Halic'te su yerine balcık akıyordu. 1994 oncesi İstanbul'da meydana gelen atık suların sadece yuzde 5'i on arıtmadan geciyor, gunluk 2 milyon metrekup atıksuyun yuzde 95'i olan 1,9 milyon metrekup atıksu Halic'e ve denize dokuluyordu. Bu, tam bir cevre felaketi idi. O donem İstanbul'un nufusu 6,5 milyondu ve İSKİ şehre su veremiyordu. İSKİ Genel Muduru olan şahıs, İstanbul'a su temin etmek icin ilim ve teknikten uzak projelerin peşindeydi. Bu projelerden biri Yalova'dan tankerlerle İstanbul'a su getirmekti. Birkac tanker su getirmenin haricinde hicbir şey yapılmayan bu proje tam bir fiyaskoydu. Bir diğeri fiyasko proje ise sun'i yağış yani Yağmur Bombası projesidir. Maalesef İstanbul'a hicbir fayda sağlamayan bu projelerle şehrin kaynakları israf edilmiş, İSKİ borc batağına suruklenmiştir. Adı skandallarla zikredilen, borc batağına duşmuş İSKİ'yi devraldığımızda, beni en derinden uzen konulardan biri de Yağmur Bombası projesiydi. İlim ve fenden yoksun olan 1990 yılındaki İSKİ yonetimi, bulutlardan yağmur sağamamış, ancak teknolojisi bile eski olan batılı şirketler, İSKİ'yi parasal olarak sağmışlardır. Maalesef İstanbul'da yaşanan sun'i yağmur calışmaları buna acı bir misal teşkil etmektedir. Ben İSKİ Genel Muduru olunca bunları tespit ettirdim. Eski idare firmaya olan borclarını da odemediğinden takriben 5 milyon ABD doları parayı mahkeme kararı ile odediğim hala hafızamdadır. İstanbulluların parası olan bu miktarı odemek bana cok zor gelmişti. Anlaşılan 30 yıl once İstanbul'un kaynaklarını boş projelere heba edenler, bugun de hala 30 yıl onceki vizyonsuzluklarından bir şey kaybetmemişler" acıklamasına yer verdi.
"1 Ocak 1995 saat 08.59'da su kesintisine son vereceğimizi butun İstanbul'a ilan ettik"
Prof. Dr. Veysel Eroğlu acıklamasının devamında şu sozlere yer verdi:
"İstanbul'un susuzluk, cop dağları ve hava kirliliği ile mucadele ettiği yıllarda, İstanbul'un umudu olan Sayın Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan 27 Mart 1994 tarihinde İstanbul Buyukşehir Belediye Başkanı olarak secilmişti. Daha once ismi skandallarla hatırlanan İSKİ'nin başına da beni genel mudur olarak tayin etmişti. Cok kısa surede buyuk calışmalar gercekleştirerek şehrin su sıkıntısını butun yonleriyle tetkik ettik ve calışmalara başladık. Ardından 1 Ocak 1995 saat 08.59'da su kesintisine son vereceğimizi butun İstanbul'a ilan ettik. İlk olarak şebekeleri yeniledik ve 7 dereden 7 tepeye suyu iletmek icin calışmalara başladık. 1995 yılında Istranca Dereleri Projelerinin 1. Kademesini teşkil eden Duzdere, Kuzuludere ve Buyukdere Barajlarını inşa ederek hizmete aldık. 1997-2000 yılları arasında ise projenin 2. Kademesini teşkil eden Elmalıdere, Sultanbahcedere, Kazandere ve Papucdere Barajları inşa ederek İstanbul'un hizmetine sunduk. İflas etmiş bir İSKİ, liyakat sahibi yoneticilerin eliyle ilk defa 7 tane baraj inşa ederek susuzluk mes'elesini cozmuştur. Yapılan muazzam calışmalar neticesinde 7 dere 7 tepeyle buluşturulmuş ve yıllık 235 milyon metrekup su şehre getirilmiştir. İSKİ ayrıca 1996'da Şile Keson kuyularını ve 1998'de de Sazlıdere Barajını hizmete alarak yıllık 85 milyon metrekup suyu daha devreye almıştır. 1994 yılından 2019 yılına kadar 25 yılda İstanbul'a muazzam icmesuyu yatırımları yapılmıştır. Bu donemde İSKİ 600 adet tesisi İstanbul'un hizmetine sunmuştur."
"İstanbul 16 milyon nufusu ile pek cok ulkeden daha fazla nufusa sahip bir şehirdir"
"1994 oncesi İstanbul'da yaşanan buyuk su sıkıntısını, Sayın Recep Tayyip Erdoğan'ın Buyukşehir Belediye Başkanı olduğu donemde cozulmuştur" diyen Eroğlu, "Ardından gelen belediye başkanları doneminde de hem İSKİ, hem de DSİ marifetiyle yeni projeler geliştirilmiştir. İstanbul 16 milyon nufusu ile pek cok ulkeden daha fazla nufusa sahip bir şehirdir. Dolayısıyla bu buyuklukteki bir şehrin gelecek 10 yılını, 20 yılını ve hatta 50 yılını planlamak gerekmektedir. Bu buyuklukteki bir şehri tek kaynağa bağlamak asla kabul edilemez bir durumdur. 1994 oncesi yaşanan sıkıntıları tekrar yaşamamak icin İstanbul'a koklu cozum olacak Melen Projesini hayata gecirdik. İstanbul'un icmesuyu ihtiyacını 2071 yılına kadar teminat altına alan Melen Projesi, Cumhuriyet tarihinin en buyuk icmesuyu temin projesidir. Kamuoyunda yanlış bilinen veya carpıtılan bir husus da 'İstanbul'un 2071 yılına kadar su meselesi cozuldu' ifadesinin ne anlama geldiğinin tam olarak anlaşılamamış olmasıdır. Biz muhendisler İstanbul'un veya herhangi bir şehrin gelecekteki su ihtiyacını ve buna bağlı olarak sağlanacak su miktarını bazı ilmi verilere gore hesaplarız. Şehrin gerekli altyapı tesislerinin inşası ve o şehre su sağlayan kaynakların uzun yıllar ortalama aldıkları yağış miktarı bu verileri hesaplamada kullanılır. Biz İstanbul'un altyapısını tamamen değiştirerek, şehrin gelecek 100 yıllık altyapı tesislerini inşa ettik. 2071 derken kastettiğimiz buydu. Biz geleceği planladık. Biz buyuk duşunerek uzun vadeli yatırımlar yaptık. 1994'te İstanbul'un nufusu 6,5 milyondu ve şehir susuzluktan Kerbela'ya donmuştu. Ama biz inşa ettiğimiz muazzam tesislerle 25 yıl boyunca İstanbul'a kesintisiz su verdik ve şehrin nufusu 18 milyona yukselmesine rağmen herhangi bir su kesintisi olmamıştır. Tabi suyun yonetimi ve işletmesi buyuk emek isteyen hassas bir konudur. İstanbul buyuyen gelişen dinamik bir şehir olduğu icin bu tesislerin işletilmesi cok onemlidir. İstanbul'a surekli su vermek icin butun tesisler mukemmel olsa dahi yetmez! Kadim İstanbul'umuza ve burada yaşayan aziz kardeşlerimize kesintisiz su vermek icin bilgi, tecrube, şevk ve heyecan ile akıllı bir işletme elzemdir" ifadelerine yer verdi. - İSTANBUL
Kaynak: İhlas Haber Ajansı