Muddessir Suresi adını ilk Âyette yer alan muddessir (ortusune burunen) kelimesinden almaktadır. Mekke doneminin ilk yıllarında nÂzil olmuştur. Muddessir Suresi, Kur'an-ı Kerim'in 74. suresidir ve 56 Âyetten oluşmaktadır. Surenin ilk ayetleri, coğunluk tarafından kabul edildiğine gore Alak sûresinin ilk beş Âyetinden sonra inmiştir. Bu Âyetlerde Allah TeÂl Hz. Peygamber'e, "Ey ortusune burunen!" diye hitap ederek artık insanları uyarmak icin harekete gecmesini, rabbinin buyukluğunu tanımasını, elbisesini temiz tutmasını ve kotuluklerden sakınmasını emretmektedir. Bu Âyetlerin nuzûl sebebiyle ilgili olarak Resûl-i Ekrem'in Mekke yollarının birinde yururken bir ses duyduğu, fakat kimseyi gormediği, korkarak evine geldiği, bir koşeye cekilip, "Beni ortun" dediği, bunun uzerine ilk Âyetlerin nÂzil olduğu şeklindeki rivayetin yanı sıra muşriklerin kendisine "sihirbaz" demelerinden dolayı Resûlullah'ın uzulduğu, evine girip ortusune burunduğu goruşu de mevcuttur.
[h=3]MUDDESSİR SURESİ KONUSU[/h]Sûrede Hz. Peygamber'e, ilk vahyi aldığında yaşadığı heyecana rağmen dini tebliğ gorevini yerine getirmesi, inkÂrcıları uyarması ve bu konuda karşılaşacağı sıkıntılara katlanması emredilmiştir. Kıyamet gununun sıkıntılarından soz edilmiş, Kur'an'a sihir ve beşer sozu diyerek onu reddeden muşriklerin yakıcı cehenneme suruklenecekleri haber verilmiştir. Meleklerden ve kitap ehlinden, cehennemin gorevlilerinden soz edilmiştir. Sûrede ayrıca inkÂrcıların cehenneme girmelerinin sebebi hakkında muminlerle aralarında gecen bir konuşmaya yer verilmiş ve inkÂrcıların haktan yuz cevirmelerinin sebepleri anlatılarak sûre sona ermiştir.

[h=3]MUDDESSİR SURESİ NUZULU[/h]Mushaftaki sıralamada yetmiş dorduncu, iniş sırasına gore dorduncu sûredir. Muzzemmil sûresinden sonra, FÂtiha sûresinden once Mekke'de inmiştir. Muzzemmil sûresinden once indiğini soyleyenler de vardır (bk. İbn Âşûr, XXIX, 292).
[h=3]MUDDESSİR SURESİ OKUNUŞU[/h]Bismillahirahmanirahim:
1. Ya eyyuhelmuddessiru.
2. Kum feenzir.
3. Ve rabbeke fekebbir.
4. Ve siyabeke fetahhir.
5. Verrucze fehcur.
6. Ve la temnun testeksiru.
7. Ve lirabbike fasbir.
8. Feiza nukıre fiynnakuri.
9. Fezalike yevmeizin yevmun 'asiyrun.
10. 'Alelkafiriyne ğayru yesiyrin.
11. Zernuy ve men halaktu ve hıyden.
12. Ve ce'altu lehu malen memduden.
13. Ve beniyne şuhuden.
14. Ve mehhedtu lehu temhiyden.
15. Summe yatme'u en eziyde.
16. Kella innehu kane liayatina 'aniyden.
17. Seurhikuhu sa'uden.
18. İnnehu fekkere ve kaddere.
19. Fekutile keyfe kaddere.
20. Summe kutile keyfe kaddere.
21. Summe nezare.
22. Summe 'abese ve besere.
23. Summe edbere vestekbere.
24. Fekale in haza illa sıhrun yu'seru.
25. İn haza illa kavlulbeşeri.
26. Seusliyhi sekare.
27. Ve ma edrake ma sekaru.
28. La tubkıy ve la tezeru.
29. Levvahatun lilbeşeri.
30. 'Aleyha tis'ate 'aşere.
31. Ve ma ce'alna ashabennari illa melaiketen ve ma ce'alna 'ıddetehum illa fitneten lilleziyne keferu liyesteykınelleziyne utulkitabe ve yezdadelleziyne amenu iymanen ve la yertabelleziyne utulkitabe velmu'minune ve liyekulelleziyne fiy kulubihim meredun velkafirune maza eradallahu bihaza meselen kezalike yudillullahu men yeşa'u ve ma ya'lemu cunude rabbike illa huve ve ma hiye illa zikra lilbeşeri.
32. Kella velkameri.
33. Velleyli iz edbede.
34. Vessubhı iza esfere.
35. İnneha leıhdelkuberi.
36. Neziyren lilbeşeri.
37. Limen şae minkum en yetekaddeme ev yeteahhare.
38. Kullu nefsin bima kesebet rehiynetun.
39. İlla ashabelyemiyni.
40. Fiy cennatin yetesaelune.
41. 'Anilmucrimiyne.
42. Ma selekekum fiy sekare.
43. Kalu lem neku minelmusalliyne.
44. Ve lem neku nut'ı mulmiskiyne.
45. Ve kunna nehudu me'alhaidıyne.
46. Ve kunna nukezzibu biyevmiddiyni.
47. Hatta etanelyekıynu.
48. Fema tenfe'uhum şefa'atuşşafi'ıyne.
49. Fema lehum 'anittezkireti mu'ridıyne.
50. Keennehum humurun mustenfiretun.
51. Ferret min kasveretin.
52. Bel yuriydu kullumriin minhum en yu'ta suhufen muneşşereten.
53. Kella bella yehafunel'ahırete.
54. Kella innehu tezkiretun.
55. Femen şae zekerehu.
56. Ve ma yezkurune illa en yeşaallahu huve ehluttakva ve ehlulmağfireti.
[h=3]MUDDESSİR SURESİMEALİ[/h]RahmÂn ve Rahîm Allah'ın adıyla
1. Ey (ortusune) burunen! (Resûl)![1]
2. Kalk, (insanları) uyar.
3. Rabbini tekbir et (buyukle).
4. Elbiseni (kendini, kişiliğini ve seni cevreleyeni her turlu kirden)[2] arındır.
5. Azaba goturecek şeyleri terk(e devam) et.
6. İyiliği, (karşılığında) daha coğunu umarak yapma!
7. Rabbin icin (her şeye) katlan.
8. O Sûr'a ufurulduğu zaman,
9. İşte o gun zor bir gundur.
10. KÂfirlere kolay değildir.
11-12-13-14. Tek başına (hicbir şeysiz, cıplak) yarattığım adamı da bana bırak! Ona hem bolca mal verdim, hem de (yanında) hazır bulunan oğullar (verdim)! Kendisine (bu nimetleri) doşedikce doşedim.
15. Sonra yine de hırsla artırmamı ister.
16. Hayır! (Artırmayacağım.) Cunku o, bizim Âyetlerimize karşı oldukca inatcı idi.
17. Ona zor bir meşakkat yukleyeceğim (Onu sarpa sardıracağım.)
18. Cunku o,[3] (Kur'an hakkında uzun uzun) duşundu, olctu bicti.
19. Kahrolası nasıl da olctu bicti!
20. Yine kahrolası (aklınca) nasıl olctu bicti!
21-22-23-24-25. Sonra baktı (baktı) da, (soyleyecek soz bulamayıp) surat astı ve kaşlarını cattı. Sonra arka dondu ve buyukluk tasladı da: "Bu (oğretilip) rivayet edilen bir sihirden başka bir şey değildir, bu sadece insan sozudur." (dedi).
26. Onu (o guc yetiremeyeceği) Sekar'a (cehenneme) atacağım.
27. Sen biliyor musun Sekar nedir?
28. O, ne geri(de bir şey) bırakır ne de (tekrar tekrar yakmaktan) vazgecer.
29-30. O (durmadan yenilenen) derileri yakıp (simsiyah) kavurandır. Onun uzerinde on dokuz (muhafız melek)[4] vardır.
31. Biz o ateşin zebÂnîlerini, sadece meleklerden kıldık. Onların sayısını da o inkÂr edenler icin ancak bir imtihan yaptık. (Boylece) kendilerine kitap verilenler de (Kur'an'ın hak olduğuna) iyice inansınlar,[5] inananların da imanı artsın (kuvvetlensin) diye. Artık hem kendilerine kitap verilenler hem de mu'minler şupheye duşmesinler. (Bu,) kalplerinde bir hastalık bulunanlarla, kÂfirler: "Allah, bu misal ile ne demek istemiş olabilir?" desin(ler diyedir). İşte boylece Allah dilediğini (niyet ve amellerinin gereği olarak) sapıklıkta bırakır, dilediğini de doğru yola iletir. Rabbinin ordularını kendisinden başkası bilemez. Bu (cehennem, yahut zebÂnîlerin sayısı), insanlara (ibret icin) bir hatırlatmadan başka bir şey değildir. [bk. 9/124]
32. Hayır! (Onlar oğut almazlar). Ay hakkı icin…
33. Donup geldiği zaman, gece hakkı icin…
34. Ağardığı sırada sabah hakkı icin…
35. Muhakkak o (cehennem), buyuk (bela)lardan biridir.
36-37. Hem sizden (ibadet ve hayırda) ileri gecmek veya geri kalmak isteyenleri korkutmak icin insanları uyarıcıdır.
38. Her nefis kazandığına bağlıdır.[6]
39. Ancak bahtiyar olan (defteri sağından verilen)ler boyle değildir. (İman edip iyi amelleriyle kurtulmuşlardır.)
40-41-42. (Onlar) cennetlerdedirler. Onlar suclulara: "Sizi kavurucu ateşe sokan nedir?" (diye uzaktan sorarlar.)
43-44-45. (GunahkÂrlar) derler ki: "Biz namaz kılanlardan değildik. Yoksula yedirmezdik. (Kur'an'ın buyruklarını bırakıp, batıl şeylere) dalanlarla beraber biz de dalardık."
46-47. "Ceza gununu yalan sayardık. Nihayet (bu halde iken) bize (gelmesi) kesin olan (olum) gelip cattı."
48. Artık onlara şefaatcilerin şefaati fayda vermez.
49-50-51. Boyle iken onlara ne oluyor da, sanki aslandan urkup kacan yaban eşekleri gibi (hÂl Kur'an'daki) oğutten yuz ceviriyorlar?
52. Fakat onlardan herkes, kendisine (Allah tarafından) dağıtılmış sahifeler (verilmesini) istiyor. [bk. 6/124]
53. Hayır! (Bu olacak şey değildir!) Doğrusu onlar (bu alaycı sozleriyle) Âhiretten korkmuyorlar.
54. Bilakis, (korkmaları gerekir.) Şuphesiz o (Kur'an) da (hayatta esas alınacak) bir oğuttur.
55. Artık kim dilerse onu duşunup oğut alsın.
56. (Ne var ki) Allah dilemedikce onlar oğut alamazlar. Saygıyla emirlerine itaat edilmeye lÂyık olan ancak O'dur, mağfiret sahibi de O'dur.
[h=3]MUDDESSİR SURESİ TEFSİRİ[/h]Hz. Peygamber Hira mağarasında vahiy meleğinin sesini işitip kendisini de gorunce korkusundan titremeye başlamış, hemen ailesine gelerek "Beni ortun, beni ortun!" demiş; onlar da uzerine bir ortu ortmuşler ve serin su serpmişlerdi. Bunun ardından, "Ey ortusune burunen!" hitabıyla başlayan Muddessir sûresinin ilk beş Âyeti inmiştir (BuhÂrî, "Tefsîr", 74/1-5). Bununla birlikte "ortusune burunen" ifadesine mecaz olarak "peygamberlik kisvesine burunen, bu ağır gorevi yuklenen" anlamları da verilmiştir (RÂzî, XXX, 190; ŞevkÂnî, V, 373; İbn Âşûr, XXIX, 294).
"Kalk, uyar" emri Muhammed aleyhisselÂmın, peygamber olarak tevhid dinini ve Allah'ın mesajlarını insanlığa tebliğ etmekle gorevlendirilişinin ilÂnıdır. Resûlullah efendimiz bu emri aldıktan sonra insanları tevhid dinine cağırmaya başlamış, son nefesine kadar da bu gorevini surdurmuştur. "Sadece rabbinin buyukluğunu dile getir" emri, tevhid dininin en onemli unsuru olan "Allah'ın birliğine iman ve O'na kulluk" esasını ortaya koymaktadır. İslÂm'ın bu temel ilkesinin hemen ardından gelen "Elbiseni temiz tut" emri ise Hz. Peygamber'in maddî olarak elbisesini necÂset vb. pisliklerden temiz tutması, mÂnevî olarak da guzel ahlÂkla bağdaşmayan davranışlardan ve gunahlardan nefsini arındırması anlamında yorumlanmıştır (Zemahşerî, IV, 180-181). Âyetteki siyÂb (elbise) kelimesinin mecaz olarak kullanıldığını belirten ve bu kelimeye "amel, kalp, nefis, beden, aile, din, ahlÂk" gibi farklı mÂnalar veren başka mufessirler de olmuştur (bk. ŞevkÂnî, V, 374). Buradaki temizlik maddî mÂnada alındığında "elbise" bir ornek olup genel olarak beden temizliğinin, kez ev bark, mÂbed vb. ozel veya ortak alanların temizliğinin de bu buyruğun kapsamına girdiğinde kuşku yoktur. 5. Âyette "Her turlu pislikten uzak dur" diye cevirdiğimiz cumle de dış temizlikten sonra inanc ve ahlÂk temizliğini, ic arınmayı vurgulamaktadır. Sonuc olarak bu iki Âyette, son derece veciz bir uslûpla, Hz. Peygamber'e ve onun şahsında muslumanlara hem maddî hem de mÂnevî temizlik emredilmiş olup, bu buyruğun daha ilk inen ve Hz. Peygamber'i risÂlet gorevine hazırlayan Âyetlerde yer alması son derece anlamlıdır.
TEFSİRİN DEVAMI İCİN TIKLAYINIZ!