
İzmir'de tecavuz suclamasından hakkında Ağır Ceza Mahkemesinde dava acılan sanık E.C., yerel mahkemede 22 yıl ceza almış olmasına ve 1,5 yıl tutuklu kalmasına karşın avukatının ısrarlı takibi, şikayetci hakkındaki tum dosyaları araştırması ve celişkili beyanları ortaya cıkarması sonucu ust mahkemede beraat etti.
Şikayetci M.A.'ya yonelik olarak İzmir'de cinsel eylem gercekleştirdiği iddiası ile hakkında Ağır Ceza Mahkemesinde dava acılan sanık E.C., avukatının ısrarlı takibi, şikayetci hakkındaki tum dosyaları araştırması ve celişkili beyanları ortaya cıkarması sonucu Bolge Adliye Mahkemesinde beraat etti. Soz konusu davada sanık, yerel mahkemede hakkındaki iddialardan oturu 22 yıl ceza almış olmasına ve 1,5 yıl tutuklu kalmasına karşın ust mahkemede beraat etti. Sanık E.C., beraat ettiği gibi haksız yere tutuklu kalması nedeniyle tazminat talebine de hak kazandı. Şikayetcinin savcılık aşamasında yer alan beyanları ile mahkemedeki beyanları arasındaki celişkilerin sanık avukatı tarafından ortaya cıkarılması uzerine Bolge Adliye Mahkemesi yerel mahkemenin kararını kaldırarak beraat kararına hukmetti.
"Asılsız cinsel istismar şikayeti"
Sanık avukatı Mehmet Harun Elci konu ile ilgili şunları kaydetti: "Cinsel saldırı, cinsel istismar veya kısacası cinsel suclar toplumumuzun kanayan ve malesef durmayan yarasıdır. Ancak bu suclarla mucadele edilirken sucsuz gunahsız kimselerin de gercek suclulardan ayırt edilmesi ve iftiraya uğrayan kimselerin bu surecte haksız şikayetler ile zarar gormemesi gerekmektedir. Aksi halde aslında hic sucu gunahı olmayan kimseler ceza alma riski ile karşılaşır; bu durumda ise gercek anlamda cinsel suclarla mucadeleden ve adaletten soz edemeyiz. Bu kapsamda esasen sucsuz olan muvekkilim hakkında asılsız şekilde yapılan cinsel istismar şikayeti, mahkemeye sunmuş olduğumuz deliller ve mağdurenin celişkili beyanlarını tespit etmemiz neticesinde beraatle sonuclandı. 'Kadının beyanı esastır' şeklindeki goruş kanaatimizce hukuki olmaktan uzaktır. Ancak her halukarda kadının beyanı mahkemelerce esas alınacaksa da bu beyanların her turlu şupheden uzak, kesin, inandırıcı ve celişkisiz şekilde ari bir beyan olması ve somut delillerle desteklenmesi gerekmektedir. En ufak bir şuphenin bulunduğu hallerde sanıklar hakkında ceza verilmemesi ve 'şupheden sanığın yararlanması' gerektiği evrensel bir hukuk kuralıdır." - İZMİR
Kaynak: İhlas Haber Ajansı