Dışişleri Bakanı Mevlut Cavuşoğlu, "Şimdi farklı olan, Turkiye'nin artan guc ve kabiliyetleridir. Turkiye bugunku yumuşak ve sert guc unsurlarına sahip olmasaydı, dış politikada boylesine bağımsız, milli bir cizgi izlemekte zorlanırdık." dedi.
Cavuşoğlu, Uluslararası İlişkiler Konseyi'nin duzenlediği "15. Guvenlik Akademisi: Turkiye'nin Guvenlik Sorunları ve Politikaları" başlıklı kapanış konuşmasına cevrim ici olarak katıldı.

Bakan Cavuşoğlu, 2020'de en onemli gelişmenin yeni tip koronavirus (Kovid-19) salgını olduğunu, tum dunyayı ve gunluk hayatı kokten sarstığını belirtti.
Salgının mevcut eğilimlere hız kazandırdığını kaydeden Cavuşoğlu, buna Cin-ABD ve Rusya-ABD arasındaki rekabet, yapay zeka ve dijitalleşme, dezenformasyon ve siber saldırıları ornek gosterdi.
Cavuşoğlu, pandemi sırasında sınamalara karşı devletin dayanıklılığına şahit olduklarını ifade ederek, "Ozellikle pandeminin ilk gunlerinde gelişmiş ulkelerde yaşanan manzaralar, Turkiye'de gorulmedi. Bugune kadar sağlıktaki yatırımlarımız sayesinde sağlık sistemimizde herhangi bir zafiyet oluşmadı." dedi.
Buna karşılık bircok ulkede sağlık sisteminin neredeyse coktuğunu kaydeden Cavuşoğlu, "Uretim kapasitemiz sayesinde temel tuketim malzemeleri ve tıbbi malzemelere erişimde herhangi bir sorun yaşamadık, tam tersine bircok ulkeye de yardım ettik." ifadesini kullandı.
Cavuşoğlu, salgın doneminde dış politika alanında hicbir boşluk bırakmadıklarının altını cizerek, "Suriye, Libya, Doğu Akdeniz, Kıbrıs ve Yukarı Karabağ gibi hayati dosyalarda pandemiye rağmen inisiyatifi elimizde tuttuk." dedi.
Pandemiye rağmen temaslarının hızla devam ettiğini kaydeden Cavuşoğlu, pandemiden bu yana muhataplarıyla 403 telefon goruşmesi, 94 video konferans aracılığıyla goruşme ve buyukelciler konferansı gercekleştirdiklerini belirtti.
Cavuşoğlu ayrıca bakanlık bunyesinde "Destek ve Koordinasyon Merkezi" kurduklarını ve 141 ulkedeki 100 binin uzerinde vatandaşı tahliye ettiklerini soyledi.
Turkiye'nin sadece kendi ihtiyaclarını karşılamadığını vurgulayan Cavuşoğlu, "156 ulke ve 11 uluslararası kuruluşa ihracat izni ve hibe şeklinde destek sağladık." dedi.
"Şimdi farklı olan, Turkiye'nin artan guc ve kabiliyetleridir"
Cavuşoğlu, dış politikanın ic ve dış gelişmelerden ve sistemik gerceklerden bağımsız olmadığını belirtti.
Turk dış politikasını tanımlamak icin bazı kavramlar kullandıklarını kaydeden Cavuşoğlu, bunları "girişimci ve insani", "sahada ve masada etkin", "milli ve bağımsız" ve "360 derece dış politika" şeklinde sıralayarak, "Bunlar sadece slogan değil." diye konuştu
Cavuşoğlu, Turkiye'nin pandemiye rağmen Suriye, Libya, Doğu Akdeniz, Kıbrıs ve Yukarı Karabağ konularında oyunun onemli bir parcası olduğunu belirtti.
Hem guvenliği hem refahı eş zamanlı temin etmek durumunda olduklarını kaydeden Cavuşoğlu, şoyle devam etti:
"Şimdi farklı olan, Turkiye'nin artan guc ve kabiliyetleridir. Turkiye bugunku yumuşak ve sert guc unsurlarına sahip olmasaydı, dış politikada boylesine bağımsız, milli bir cizgi izlemekte zorlanırdık. İkinci olarak yumuşak guc ve sahayla diplomasiye alan acıyoruz. Yumuşak guc unsurlarını bu kadar yoğun kullandığımız donem azdır."
Bakan Cavuşoğlu, Turkiye'nin dunya capında en geniş 5'inci diplomatik ağa sahip olduğunu ve insani kalkınma yardımlarında da pandemi oncesinde ve pandemi doneminde en oncu ulke olduğunu soyledi.
Yumuşak gucun yanında, sert gucu de masaya imkan tanımak icin cok dengeli şekilde kullandıklarına vurgu yapan Cavuşoğlu, Doğu Akdeniz'de cok taraflı konferans ve hakca paylaşım konusundaki davetlerinin surduğunu kaydetti.
"Sahada adım atarken uluslararası meşruiyeti mutlaka gozetiyoruz"
Cavuşoğlu, Turkiye olarak uluslararası meşruiyete onem verdiklerinin altını cizerek, "Sahada adım atarken uluslararası meşruiyeti mutlaka gozetiyoruz." ifadesini kullandı.
Kesinlikle hayalperest olmadıklarını vurgulayan Cavuşoğlu, şunları kaydetti:
"Milli cıkarlarımız doğrultusunda herkesle goruşuyoruz. Menfaatlerimiz doğrultusunda aynı aktorle hem tartışabiliyor, hem konuşabiliyoruz. Tum kanalları bu doğrultuda zorluyoruz. Orneğin Rusya'yla Suriye ve Libya'da farklı kampları savunuyoruz. Ancak iki konuda da goruşuyor, sonuc almaya calışıyoruz. Tarafları bir araya getiriyoruz. Libya'da sanılanılan aksine, meşru olan her kesimle temastayız, goruşuyoruz."
Yukarı Karabağ konusuna da değinen Cavuşoğlu, şoyle devam etti:
"Yukarı Karabağ sorununda gelinen aşamada, Azerbaycan'la koordinasyon halinde Ermenistan'la yeni bir sayfa acabiliriz. Ermenistan ateşkese riayet ederse, aynı şekilde Azerbaycan'ın toprak butunluğune saygı gosterirse ve ateşkes kalıcı olursa ilişkileri normalleştirme konusunda hem Azerbaycan-Ermenistan olarak hem Turkiye-Ermenistan olarak gerekli adımları atarız. Bu surecten en cok faydalanan da Ermenistan halkı olacaktır."
"Turkiye olarak benzersiz bir konumumuz var"
Cavuşoğlu, cok kutuplu ve merkezli bir dunyada yaşandığını ve Turkiye'nin de bu merkezlerden biri konumuna geldiğini belirtti.
Bakan Cavuşoğlu, "Turkiye olarak benzersiz bir konumumuz var. Batının en doğu, doğunun en batı ulkesiyiz. Bu nedenle yuzumuzu ne sadece batıya ne sadece doğuya donemeyiz." ifadesini kullandı.
Turkiye'nin tek kalıba sığmaması gerektiğinin geniş kabul gorduğunu, ancak gecen yıl "Yeniden Asya" acılımını ilan ettiklerinde eleştirilerin hedefi olduklarına dikkati ceken Cavuşoğlu, "Asya Dunya'nın yukselen guc merkezi mi? Evet. Turkiye, Avrupalı olduğu kadar Asyalı bir guc değil mi? Evet. Batılı ulkelerin Asya'yla yakın ilişkiler kurması sorun olmuyor ama biz boyle bir niyet benimseyince niye sorun oluyor?" değerlendirmesini yaptı.
Cavuşoğlu, dun Endonezya ve Bangladeş'ten donduğunu ve oradaki potansiyele bir kez daha şahit olduklarını belirterek, "Savunma sanayisi başta olmak uzere onemli haberleri yakında sizler de duyacaksınız." dedi.
Endonezya ve Bangladeş gibi ulkelerin Asya'nın yeni parlayan yıldızları olduğuna vurgu yapan Cavuşoğlu, şunları kaydetti:
"Biz aynı zamanda ekonomik ilişkilerimizi geliştirmek icin de yoğun caba sarfediyoruz. Bu ulkelere yaptığımız ziyaretin amacı bu. Biz burada 'ekonomi diplomasisi' de yurutuyoruz. Merkez bankamızın son yaptığı calışmaya gore, buyukelcilik actığımız ulkelerle ticaretimiz yuzde 27 arttı."
Cavuşoğlu, ote yandan Turkiye'nin NATO'nun en onemli ulkelerinden olduğunu hatırlattı.
Turkiye'nin dunya capında NATO'ya olan desteğini anlatan Cavuşoğlu, "Genel Sekreter de Turkiye'nin rolunu her fırsatta vurguluyor. Ama bazı ulkeler maalesef ikili sorunlarını NATO bunyesine taşıyınca da gerekli cevabı vermek durumunda kalıyoruz. Biz hicbir ikili sorunumuzu NATO bunyesine taşımıyoruz, taşımayı da uygun bulmuyoruz. İkili meseleleri kendi aramızda halletmemiz gerekiyor." dedi.
Kaynak: Anadolu Ajansı / Muhammet Tarhan