Minber, sozlukte "yuksek yer" anlamına gelen minber ıstılahta camilerde imamların Cuma ve bayram hutbelerini okudukları basamakla cıkılan yuksek yerlere Minber adı verilir. Peki, Minber nedir? Minber ne demek? Minber'in tarihi nedir? İşte detaylar...
[h=3]MİNBER NEDİR, NE DEMEK?[/h]Minber, Uzerinde hutbe okunan, merdivenli yapıya minber denir.

Minber, genel olarak mimari acıdan cami icerisinde mihrabın sağ tarafına denk gelecek şekilde inşa edilmektedir. İmamın, ozellikle cemaate yuksekce bir yerden hitap edebilmesi icin merdivenli bicimde tasarlanmış cami ici butunleyici yapıdır. Minber; ahşap, mermer, tuğla gibi maddelerden yapılabilir.
İmam hutbeyi merdivenin basamakları uzerinde okur. Merdivenli yapıda, imamın sesini cemaate duyurabilmesi amaclanmıştır. İmamın minberden cemaate o gune ilişkin olarak hitap etmesine hutbe denilmektedir.
Bazı camilerde minberin karşısına denk gelecek bicimde veya caminin sol kısmında bulunacak şekilde muezzin mahfili bulunmaktadır.
Minber'in tarihi
Hz. Peygamber'in Medine'de inşa ettirdiği Mescid-i Nebevi'de, onceleri bir minber bulunmuyordu.
Cemaatin coğalması nedeniyle Hz. Peygamber (s.a.s)'in ders ve hutbelerinin daha rahat duyulabilmesi icin, Hicretten yedi yıl kadar sonra ilk minber yapıldı. Hz. Peygamber o zamana kadar bir hurma kutuğune yaslanarak ve kerpicten yapılmış bir set uzerine cıkararak hitap ediyordu.
İlk minber Hz. Peygamber'in ashabıyla istişaresinden sonra isteği uzerine bir kadının marangoz olan kolesi tarafından yapılmıştır.
Ustanın adıyla ilgili farklı rivayetlerden, minber yapımıyla bir kac kişinin ilgilendiği anlaşılmaktadır.
Ahşap olan ilk minber,Medine'den Şam tarafına doğru dokuz millik bir mesafede bulunan ormandan kesilen ılgın ağacından yapıldı .Minber iki basamak ve ust tarafında bir oturma yerinden ibaretti. Mescidde yerine konulup, Allah Rasulunun uzerine ilk cıkışında, daha once yaslanarak hitap ettiği hurma kutuğunden bazı inilti sesleri duyuldu. Hz. Peygamber, hurma kutuğunu eliyle okşayınca inleme sesi kesildi.
Bu olay, Ashabın huzurunda cereyan ettiği icin pek cok kimse tarafından rivayet edilmiştir.
Hatta bu konu ile ilgili hadislerin tevatur derecesine ulaştığı one surulmuştur.
Hz. Peygamber vefat edince ilk halife Hz. Ebu Bekir (r.a.) edebinden dolayı minberin ikinci basamağında, Hz. Omer (r.a.) de ilk basamağında hutbe okumuşlardır. Hz Osman (r.a) ise ucuncu basamağa kadar cıktı. Cunku o da bir basamak inseydi yerde hitap etmesi gerekecekti.
Bu ise sunnete aykırı olurdu. Minber'in kapısına ilk perde astıranın da o olduğu rivayet edilir.
Hz. Peygamber'in minberi hicri kırk dokuz tarihine kadar daha onceki hali uzere kalmıştır.
Muaviye b. Ebi Sufyan Sultan olunca siyasi nufuz ve gucunu arttırmak icin minberi Şam'a nakletmek istedi. Bunun icin Medine valisi Mervan b. el-Hakem'e mektup gonderdi.
Ancak minber sokulmeye teşebbus edildiği sırada guneş tutuldu.
Medine ufuklarının kararmasını manevi bir işaret olarak kabul eden Mervan, duşuncesinden vazgecti.
Minberin alt kısmına altı basamak daha ilave ettirerek, basamak sayısını dokuza cıkardı.
Mervan, cemaat coğaldığı icin bu yola başvurmuştu.
Minber bu şekliyle 654/1256 yılındaki yangına kadar devam etti.
Mermerden olan Mescid-i Nebevi'nin son minberi Osmanlı Sultanı III. Murad tarafından yaptırılmıştır.
Mescid-i Nebevi'de muslumanların en fazla rağbet ettikleri yer Minber'le Hz. Peygamber'in kabri arasıdır. Cunku Hz. Peygamber burasını Cennet'ten bir bahce olarak nitelendirmiştir (İbn Sa'd, I, 253). Bazı hadislerde ise minberin Havz'ın uzerinde olduğu ve cennet kapılarından biri bulunduğu bildirilmektedir.
Hz. Peygamber'in hayatında bir ilim kursusu, bir idare makamı ozelliği olan minber, ondan sonra hutbeler dışında halifelerin uzerinde bey'at aldıkları ve goreve başlarken cıkmayı mutad hale getirdikleri bir yer olarak fonksiyonunu surdurmuştur.
Hakimiyetin sembolu haline gelen minber, valilerin goreve başlarken ve ondan ayrılırken cıktıkları hukumdarın temsilcisi olarak oturdukları bir makamdı.
İlk asırlarda valiler ellerinde asa ile ayakta hutbe okurlardı.
Mescidlerin kazai fonksiyonları da, genellikle minber yanında gercekleşiyordu.
Hz. Peygamber (s.a.s)'in minberi yanında yalan soylenemeyeceği ve bunu yapanın
Cehenneme gireceğini belirten sozleri sebebiyle olmalı, genellikle zanlılara minberinin yanıbaşında yemin ettirilirdi
Mescid-i Nebevi'den sonra ilk minber Mısır'da Amr Camii'ne konuldu.
Ancak başlangıctaki hukumranlıkla ilgili fonksiyonu sebebiyle olmalıdır ki
Hz. Omer (r.a.)'ın emriyle bu minber kaldırıldı.
Hicri 132 yılından itibaren Mısır'da eyalet camilerine minberin konulmasıyla minber, butun cuma camilerine yayıldı.
Ahşap ve mermer işciliğinin en guzel orneklerini teşkil edecek minberler yapıldı.
Ahşap minberlerin en eski orneği Keyravan Camii minberidir.
Kurtuba'daki Hakem II minberi kaynakların verdiği bilgilere gore cok değerliydi.
Tekerlekler uzerinde yurutulebilen minberde Hz.Omer'e ait bir Kur'an nushası da bulunmaktaydı.
Anadolu'da en eski minber Konya Alaaddin Camii'nin ahşap minberidir.
Kendisinden sonrakilere ornek teşkil etmiştir.
Selcuklu taş minberleri ise kotu tamirler sonucu ozelliklerini yitirmişlerdir.
Osmanlılar doneminde mermerden yapılan minberler yaygındır.
Bitki motifleri ve geometrik şekillerle suslenen minberler camiin ic suslemesi ve mimari uslubuyla bir butunluk arz etmektedir.
Gunumuzde minberler beş, yedi, dokuz veya daha fazla basamaklı olur.
İmam, genellikle yedinci basamakta durur. Ancak bu durum, camiin ve dolayısıyla minberin buyukluğune gore değişir.