Batıl İnanclar, ilk cağlardan bu yana her dinden ya da toplumdan insanların inancları, korkuları, gelenekleri gibi noktalarında yola cıkan ve genellikle gerceklikle hicbir payı olmayan, doğaustu olan olaylardan meydana gelen kehanetlere bağlı inanclardır. Bu inanclara batıl inanclar denir ve gercek olmadığı vurgulanır. Her ne kadar kelimenin tanımı gerceklikten uzak inanclar da olsa, dunyanın coğu yerinde batıl inanclara inanan kişi ve toplum sayısı da coktur. Peki batıl inanc nedir, ne anlama gelir? İşte bilinen en yaygın batıl inanclar! Peki İslam'da batıl inanc ve hurafelere nasıl bakılır? Batıl inanclar gunah mıdır? İşte tum soruların cevapları!
[h=3]TDK'YA GORE BATIL İNANC NE DEMEK?[/h]Turk Dil Kurumu'na gore "batıl" ve "batıl inanc" kelimeleri ayrı ayrı acıklanabilir. TDK'ya gore Batıl: inanclar bakımından gercek olmayan, boş, beyhude anlamına gelmektedir. TDK'ya gore Batıl İnanc ise: Doğaustu olaylara, gizli ve akıl dışı guclere, kehanetlere aşırı derecede bağlı boş inanc, batıl itikat anlamına gelmektedir.

[h=3]BATIL İNANC NE DEMEKTİR?[/h]Batıl inanc, mantıksal bir temele dayanmayan inanc ve davranışlara verilen addır. Gercek bir sonucu olmayan, tepkisi kanıtlanamayan davranışlarda bulunmak, sozler soylemek, veya inanclara inanmaktır. Batıl inancların kokenini eski paganist inanclarda aramak gerekir. Bu cağlardan kalma batıl inanc dediğimiz alışkanlıklar devam etmiş, oysa bir zamanlar bunları anlamlı kılan inanclar coktan unutulup gitmiştir.Bazıları cok eski tarihlerden gelen boş inanclara ilişkin yalnızca bazı varsayımlarda bulunabiliriz. Gunumuzde Ay'ın Dunya'nın bir uydusu olduğunu biliyoruz. Oysa bundan binlerce yıl once yaşamış insanlar Ay'ın bir tanrıca olduğunu sanıyor, insanlara zenginlik ve uğur getirdiğine inanıyorlardı. Gunumuzde yeni ay cıktığında sevdiği kişinin yuzune bakmak ya da altına el surmek turunden davranışlar o donemlerden kalmış olabilir. At nalının uğurlu sayılmasının nedenlerinden biri, belki de eski Avrupa topluluklarından Keltlerin atın kutsallığına inanmalarıdır. Eski cağlarda topraktan cıkarılan demir cevherinden demir eşya uretme sanatının buyuculuk olduğuna inanılması da bu inancı doğurmuş olabilir. Yani Batıl İnanclar aslında belli sebeplere dayandırılan, kehanetlerden yola cıkan asılsız inanclardır.
[h=3]TURKİYE'DE BATIL İNANCLAR[/h]Yağmur duası, Anadolu'nun ceşitli bolgelerinde sık gorulur. Cocuk doğumlarında ve evlenme torenlerinde de batıl inanclar yaygındır. Yeni doğan cocuklar kırkları cıkıncaya kadar cinlerin, perilerin, şeytanların etkisi altında kalabilir diye, son derece buyuk bir ozen gorurler. Gebeliği onleyici tedbirlerden biri olarak katır tırnağı kullanılır. Cunku, katırın kısır bir hayvan olduğu bilinir. Batı Turkiye'nin bir yerinde de haşhaş, kahve, soğan, katır tırnağı, katran, sarımsak, kuru yumurta kabuğu tozu, su icinde bir arada kaynatılarak, gebeliği onleyici bir ilac hazırlanır. Yeni doğan cocuklar "tuzlanır". Sozde bebeğin ileride guclu olması boylece sağlanır, bazı yerlerde de yastığının altına kaplumbağa konur. Turkiye'nin pek cok yerinde kaplumbağalara buyuk meziyetler yakıştırılır. Batıl inanclar arasında en yaygın olanlardan biri de, nazar, yani kem gozdur. Bebeklerin kırklarının cıkmasına kadar anneler babalar onları cevreye cirkin gostermeye ozellikle dikkat ederler. Nazardan koruduğuna inanılan mavi boncuklar takılır. Ozellikle de mavi gozlu ve sarı saclı kişilerin gozlerinin kaldığı soylenir. Mavi boncuğun koruyucu gucu, buyunun birbirini cektiği ilkesine dayanır. Mavi gozden gelecek tehlike, mavi boncuk tarafından cekilir. Muskalara da buyuk bir inanc vardır. Bunların icine genellikle Arap harfleriyle, Kur'an'dan ya da Şaman dininden dualar yazılı kÂğıtlar yerleştirilir. Hepsi bir kumaş parcası icine sarılır.
[h=3]HURAFE NE DEMEKTİR?[/h]İslam'da batıl inancların karşılığı hurafelerdir. Hurafe İslam'da, mantık tabanı olmayan, gercek hayatla ilişkisi bulunmayan inanc ve uygulamalar, iyilik veya kotuluk getirebileceğine inanılan kuvvetler icin kullanılır. Genellikle sihir, buyu ve bunların urunu olan objelerle alÂkalı inanclar da hurafe terimiyle ifade edilir. Geleneksel olarak hÂkim dinler tarafından kendilerinden onceki daha az karmaşık ve genel kabul gormemiş inanc ve davranışlar icin kullanılan hurafe, bu ozelliğiyle izÂfî bir tabir olup objektif anlamda kullanılması cok zordur. Antropologlar tarafından subjektif bir tarzda, uzerinde araştırma yaptıkları kulturlerdeki bu tur tavır ve inanclar icin kullanılabilirse de sadece belirli bir din acısından bakarak boyle bir ayırım yapılabilir. Dolayısıyla ancak bu şekilde yapılan bir tasnif anlamlı olabilir. Belirli bir kulturun asıl dinine muhalefet eden inanc ve uygulamalar icin kullanılan hurafe kavramının modern tanımı analitik olmaktan ziyade tasvirî ve kucuk gorucudur; onun kendine has mÂnası farklı donemler ve ortamlara gore değişebilir.
T.C. CUMHURBAŞKANLIĞI DİYANET İŞLERİ BAŞKANLIĞI'NIN "BATIL İNANC VE HURAFELER" KONULU HUTBESİNİ BURADAN OKUYABİLİRSİNİZ!
[h=3]İSLAM'DA BATIL İNANC VE HURAFENİN YERİ[/h] Yrd. Doc.Dr. Osman CİLACI Diyanet İşleri Bakanlığı Dergisi'nde Batıl İnanc ve Hurafeler icin şoyle demektedir: "Lugatte hurafe "inanılmaz, uydurma, yalan hikÂye ve rivayet', bÂtıl ise; "Boş, beyhude, yalan, curuk" anlamlarına gelir. Bir diğer acıdan bÂtıl, 'Temelsiz ve devamsız olmak" anlamındaki "butlÂn" kokunden tureyen ve Kur'an-ı Kerim'de otuz altı defa gecen onemli terimlerden biridir. Hurafe ve bÂtıl inancların kaynağını insanlık tarihinin başlangıcına kadar goturmek mumkundur. Buyuk ve kitaplı dinlerin hicbiri, cahiliye devri dinlerinin kalıntılarından kurtulamamışlardır.
Tarih baştan başa peygamberlerin hurafe ve bÂtıl inanclarla mucadelelerini bize anlatmaktadır. peygamberlerin oğrettikleri dinin esaslarına sadık olan din bilginleri, her yer ve zamanda bu hurafelerle mucadele etmişler, bunların mukaddes ilÂhi dinin talimatına aykırı olduğunu, muminleri kufre ve şirke kadar goturduğunu anlatmaya calışmışlardır. Dinler Tarihi'nde bunun pek cok misalleri vardır."