
Diyarbakır'da bir kuyumcu dukkanında 2 soyguncunun pompalı tufekle goğsunden vurarak oldurduğu Sinan Yoldaş'ın (21) annesi Zahide Yoldaş, yaşadığı dehşet anlarını anlattı.
Olay, dun sabah saatlerinde 5 Nisan Mahallesi Nukhet Coşkun Caddesi'nde bulunan bir kuyumcuda meydana geldi. Annesi Zahide Yoldaş'la birlikte iş yerini acan Sinan Yoldaş (21) vitrine altınları yerleştirmeye başladı. Bu sırada kuyumcuya gelen kar maskeli uzun namlulu silahlı 2 soyguncu, pompalı tufekle ateş ederek, Yoldaş'ı goğsunden vurdu. Yoldaş, yere yığılırken soygunculardan biri, tezgahın arkasına gecti. Bu sırada Yoldaş'ın annesi, sopayla karşı koyarak pompalı tufeği soyguncunun elinden aldı. Yoldaş'ın annesinin karşı koymaya devam etmesi uzerine soyguncular altınları alamadan kactı. Yoldaş, ağır yaralı olarak kaldırıldığı hastanede yapılan tum mudahalelere rağmen kurtarılamayarak hayatını kaybetti. Yoldaş'ın 15 gun once askerden geldiği ve babasına ait kuyumcuda calışarak evlilik hazırlıkları yaptığı ortaya cıktı.
Soygunculara karşı korkusuzca mudahale etmesine rağmen oğlunu kurtaramayan acılı anne Zahide Yoldaş, yetkililere seslenerek, katillerin bulunması cağrısında bulundu.
"Benim nasıl ciğerim yandıysa onun annesinin ciğeri de yansın"
Acılı anne Zahide Yoldaş, dukkanı actıklarını, oğlunun diğer tezgah tarafına gittiğini, kendisi de mutfağa gectiğini soyledi. İki kişinin iceri girdiğini belirten anne Yoldaş, "Oğluma ateş ettiklerini hic gormedim. Ben koşup gittim bana doğru geldi. Ben onun silahını tutum. Silahı elime vurdu. Ondan sonra baktım oğlum yerdedir. Oğlumun yanına gittim, onlar ikisi de kacıp gitti. Oğlumun katilli hangisiyse benim yanıma getirsinler. Ben oğlumun katilini istiyorum. Benim nasıl ciğerim yandıysa onun annesinin ciğeri de yansın" dedi.
"Bu caniler yakalanmalı, fırsat verilmemeli"
Baba Mehmet Yoldaş ise normalde her gun dukkanı kendisinin actığını ifade etti. Oğlunun daha yeni askerden geldiğini kaydeden Yoldaş, "Cocukları dukkana bıraktım. Onlar actıktan sonra ben de bankaya gittim. Gider gitmez bir 15 dakika icerisinde cocuk telefon actı, 'baba neredeysen yetiş.' Ben dort yola varırken, benim amcaoğlum telefon actı. Dedi, 'acilen gel.' Acıkcası orada korktum biraz. Geldim ve durumun bu olduğunu oğrendim. Bu acı anlatılmaz, yaşanır. Yaşandığında o insan ancak der ki demek ki bu acı bu şekil yakıyor insanı. Bu caniler yakalanmalı, bu insanlara fırsat verilmemeli. Bizim başımıza musibet, bela gelmeyecek mi? Gelecek. Şu vaziyette geldiği zaman, bu belanın, bu musibetlerin sorumlusu her kim ise bizim ricamız, yetkilerin bunları biran once yakalayıp gereken cezanın verilmesi" şeklinde konuştu. - DİYARBAKIR

