CHP Genel Başkanı Kemal Kılıcdaroğlu, İrfan Fidan'ın, Yargıtay Buyuk Genel Kurulunca Anayasa Mahkemesi uyesi secimi icin aday gosterilmesini eleştirirken, "107 uye, vicdanlarını kiralayarak veya iradelerini satarak dun gelen bir kişiye 'Bu kişi Anayasa Mahkemesi uyesi olabilir' diye oy kullandılar. Tam bir utanc tablosu." dedi.
Kılıcdaroğlu, partisinin TBMM Grup Toplantısı'nda yaptığı konuşmada, Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktay'a, dun gecirdiği rahatsızlık nedeniyle gecmiş olsun dileklerini iletti.

Butce konuşmasında teror saldırısında şehit olan bir vatandaş icin ailesine 121'er lira bağlandığını acıkladığını anlatan Kılıcdaroğlu, Oktay'ın, kendisinin bu ifadelerinin gerceği yansıtmadığını belirterek, "Rakamları Turkiye Cumhuriyeti Devleti'nden alın lutfen, başka yerlerden rakam almayın. Yonunuzu Turkiye Cumhuriyeti Devleti'ne donun." dediğini aktardı.
Kılıcdaroğlu, "Biz yonumuzu nereye donmuşuz? Sen yonunu saraya, Erdoğan'a donmuşsun. Biz yonumuzu 83 milyona donmuşuz; onun hakkını, hukukunu savunuyoruz." diye konuştu.
Beşiktaş'taki teror saldırısında yaşamını yitirenler icin toplanan 52 milyon liranın halen sahiplerine dağıtılmadığını savunan Kılıcdaroğlu, "Kim el koydu bu paraya? Kim bu parayı yedi?" sorularını yoneltti.
Vicdanlı, ahlaklı herkesin 52 milyon liranın akıbetini sorması gerektiğini dile getiren Kılıcdaroğlu, kendisinin acıkladığı rakamların devletin rakamları olduğunu soyledi. Kılıcdaroğlu, "Ama sizin verdiğiniz rakamlara guvenmiyoruz. Siz toplumu da partililerinizi de aldatıyor, kandırıyorsunuz. Dilimde tuy bitti, 'devlet yalan soylemez.' Siz acıkca yalan soyluyorsunuz." ifadelerini kullandı.
Kemal Kılıcdaroğlu, cocuğunu teror saldırısında kaybetmiş 64 yaşındaki bir annenin kendisine gonderdiği mektubu okudu.
Annenin, oğlunun şehit sayılması icin devlet kurumlarına başvuruda bulunduğunu ancak kabul edilmediğini, 121 liralık maaşın kendisine de bağlandığını bildirdiğini aktaran Kılıcdaroğlu, "Bu anneye selamlarımızı, sevgilerimizi gonderiyoruz. Hic meraklanmasın, bu ulkeye barışı, huzuru, kardeşliği getireceğiz. Farklı duşuncelerde oldu diye hic kimseyi otekileştirmeyeceğiz. CHP'nin tarihsel misyonuna uygun olarak 83 milyonu kucaklayacağız, her eleştiriyi dikkate alacak ve gereğini mutlaka yapacağız." dedi.
"Kendi secmenine yalan soyluyorsun"
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıcdaroğlu, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın 18 Aralık 2020 tarihli konuşmasında, "CHP'nin iktidarında AK Parti'yi kapatacağını" soylediğini aktardı.
Partisinin boyle bir soyleminin bulunmadığını ifade eden Kılıcdaroğlu, "Hicbir partiyi kapatmak gibi bir duşuncemiz yok. Biz, demokrasiye karşı değiliz, demokrasinin yeşermesini ve buyumesini istiyoruz. Devletin başında olan, orayı işgal eden adamın yalan soylemeye hakkı var mıdır? Yalan soyluyorsun. Kendi secmenlerine soyluyor. Bu, kini, ofkeyi beslemek demektir." diye konuştu.
Yalanı devlet politikası haline getirmenin, ulkeye en buyuk ihanet olacağını dile getiren Kılıcdaroğlu, eleştirirken yalan değil, doğru soylenmesi gerektiğini; ote yandan siyasi partilerin kapatılmasının kanunlarla duzenlendiğini vurguladı.
Erdoğan'ın, "CHP'nin, AK Parti'yi destekleyen şirketlerin malvarlıklarına el koyacağını, muhalefet etmeyen medya kuruluşlarının kapısına kilit vuracağını, onları ve memurları işten atacağını, AK Parti'de gorev yapanların mallarına el koyacağını" soylediğini anlatan Kılıcdaroğlu, şoyle devam etti:
"Tam bir akıl tutulması. Oyle bir şey hic ağzımızdan cıkmadı. Bir insan bu kadar katmerli yalanı nasıl soyler hayret ediyorum. Ustelik Cumhurbaşkanlığı koltuğunda oturuyor. Soylenecek tek şey var, Allah akıl fikir versin. Olmayan bir şeyi olur gibi, butun televizyonlar da veriyor tabii, orada anlatıyor. Bu ulkede demokrasiyi koşulsuz savunan tek partiyiz. Sayın Erdoğan bunu iyi bil. Yalan uzerine siyaset inşa edilmez ve cokersin. Bu kadar yalanı kim soyluyor, nasıl soyluyorlar? Bunların danışmanı da mı yok? Bari Fahrettin'i alsaydın yanına, pergolacı Fahrettin'i. Bari ondan isteseydin, 'Getir bakalım şu konuşmaları, nerede, ne zaman soylemiş?' diye. Tam bir cokuş icindeler. Yalan soyleyerek 'Acaba kendi kitlemizi ikna edebilir miyiz?' diye. Sen kendi kitlene don bir bak, coğu ac, ac, ac. Sen ona bir bak. Ben onların hakkını savunuyorum, kim olursa olsun 83 milyonun hakkını hukukunu savunuyorum."
Kılıcdaroğlu, "Erdoğan'ın sarayda krallar gibi yaşadığını, bir eli yağda bir eli balda ailesiyle birlikte yaşadığını" iddia ederek, "50 bin avroluk canta taşıyorsunuz. Ben bunları bilmiyor muyum? Sonra 'Bu canta sahtedir.' dediler. O canta doğrudur. Ama siz milletten, vatandaştan koptunuz. Milletin hakkını hukukunu aramak değil, 'nasıl servet edinirim, biriktiririm.' onun arayışı icindesiniz." diye konuştu.
Şanı, şerefi ve alın teriyle para kazanan kim olursa olsun saygı duyacaklarını vurgulayan Kılıcdaroğlu, ancak devletin Hazinesini soyana hesabını soracaklarını soyledi.
"Devleti soyanların iktidarını" bu ulkeye anlatacaklarını belirten Kılıcdaroğlu, "Mal varlıklarını acıklayamıyorlar. Mal varlıklarıyla devleti yoneten tehdit ediliyorsa o ulkede ciddi bir sorun var demektir. Cıkıp meydan okumuyorsun, 'araştırmazsanız namertsiniz.' diyemiyorsun, sesin bile cıkmıyor, neden? CHP, bu ulkede fakirin fukaranın hakkını sonuna kadar savunacak." dedi.
"Man Adası'ndan gelen paralar yuzde 30 oranında vergilenecek"
Kemal Kılıcdaroğlu, Genel Kurulda bu hafta goruşulmesi ongorulen "Kitle İmha Silahlarının Yayılmasının Finansmanının Onlenmesi Teklifi"ni değerlendirirken, Turkiye'nin, 39 uyesi bulunan Mali Eylem Gorev Gucu'nun uyelerinden biri olduğunu kaydetti.
Soz konusu teklifin, "gunu kurtarmaya" yonelik olduğunu savunan Kılıcdaroğlu, "'Yıl sonuna kadar bunu cıkarmak zorundayız.' diyorlar. Arkadaş sen siyasi nufuz sahibi kişilerin devleti soymasının onune gecen duzenlemeyi getiriyor musun? Getirmiyorsun. Bakan, cumhurbaşkanı devleti soydu. Hangi onlemlerin alınması gerekiyor burada var, ama onu getirmiyorlar. Niye getirmiyorsunuz?" diye konuştu.
"Vergi cennetlerinden gelen paraların Turkiye'de vergilendirilmesine" yonelik duzenlemenin hayata gecirilmesini isteyen Kılıcdaroğlu, "Niye yapmıyorlar? Bu yapıldığı takdirde Man Adası'ndan gelen paralar yuzde 30 oranında vergilenecek." iddiasında bulundu.
Bu duzenlemeyle, fakirin fukaranın hakkının savunulmuş, devletin soyulmaktan kurtulmuş olacağını savunan Kılıcdaroğlu, "Asgari ucretliyi vergiye tabi tutarsın, yurt dışından parayı getirir milyon dolar, bir kuruş bile vergi odemezsin. CHP olarak biz halk partisiyiz; emeklinin, emekcininin, alın teri dokenin, esnafın hakkını savunacağız." sozlerini sarf etti.
Kılıcdaroğlu, iktidarın, bu duzenlemeyi hayata gecirmeyeceğini cunku dışarıda malları bulunduğunu iddia ederek, "Şu Adalet ve Kalkınma Partisi'ne, kendisini 'muhafazakar parti' olarak tanıtan partiye bakın Allah aşkına. Organ ticaretinden para getiriyorsun sıfır vergi, fuhuş icin sıfır vergi, insan ticareti yapıyorsun sıfır vergi, asgari ucret vergiye tabi. Nicin? Obur tarafta milyon dolarlar, burada alın teriyle kazandığı asgari ucret var." dedi.
"Bunlar da 107 militan atadılar oraya"
CHP lideri Kılıcdaroğlu, iktidarın adaleti curuttuğunu ileri surerek, "Eğer bir hakim hukukun ustunluğu ve vicdanına gore karar vermiyor da sarayın telkinleriyle karar veriyorsa gercek anlamda hakim değildir." diye konuştu.
"Sultanın sofrasına oturan alimin fetvasına itibar edilmez" sozune atıfta bulunan Kılıcdaroğlu, "Bugun sarayın sofrasına oturup saraydan talimat alan binlerce hakim var. Bu, cumhuriyete ihanettir. Hakimlik gorevine ihanettir." ifadelerini kullandı.
Yargıtay Uyesi İrfan Fidan'ın, Yargıtay Buyuk Genel Kurulunca Anayasa Mahkemesi uyeliğine adaylık seciminde en cok oyu alan aday olduğunu belirten Kılıcdaroğlu, Yargıtay uyelerinin gorevlerini okudu ve Fidan'ın bu gorevlerin tamamını yerine getirmediğini iddia etti.
Fidan'ın, Anayasa Mahkemesi uyesi seciminde 107 uyenin oyunu aldığını hatırlatan Kılıcdaroğlu, "Utanc verici nokta asıl bu. Dun gelmiş buraya, arkasında kirli ilişkiler var. Ama geliyor 107 uyenin oyunu alıyor. Neden? Saraydan alınan talimatla." şeklinde konuştu.
CHP Genel Başkanı Kılıcdaroğlu, İrfan Fidan'ın Anayasa Mahkemesi uyeliği yapabilecek kadar birikimi olup olmadığını sorarak, "107 uye vicdanlarını kiralayarak veya iradelerini satarak dun gelen bir kişiye 'Bu kişi, Anayasa Mahkemesi uyesi olabilir' diye oy kullandılar. Tam bir utanc tablosu." değerlendirmesinde bulundu.
Fidan'ın Anayasa Mahkemesi uyesi olması icin "tezgah" kurulduğunu iddia eden Kılıcdaroğlu, "Normalde 2 Aralık'ta yapılması gereken secimleri, koronavirus nedeniyle ertelediler. 17 Aralık'ta bu geldi. Ondan sonra secimler başladı. Şimdi koronavirus yok mu?" sozlerini sarf etti.
Adalet dağıtması gereken bir kurumun, adaletsizliğin altına imza atması kadar acı bir şeyin olmadığını belirten Kılıcdaroğlu, "Kendi hakkına, hukukuna sahip cıkmaktan aciz olan, yuz yıllık tarihi olan, bir kişiyi Anayasa Mahkemesine, bir kişinin talimatıyla gondermek icin eğilip bukulen, talimatla hareket eden bir mahkeme tablosunu dunyaya sergileyemezsiniz. Sizin boyle bir hakkınız yok. Ama yaptılar." dedi.
"FETO'culer kanun değiştirmişlerdi, 140 militan atamışlardı. Şimdi bunlar da 107 militan atadılar oraya." diyen Kılıcdaroğlu, daha once FETO'culerin bir musteşar yardımcısını yıldırım hızıyla musteşar ve Anayasa Mahkemesi uyesi olarak atadığını, ancak bu kişinin şu anda hapiste olduğunu da soyledi.
Anayasa Mahkemesi uyesi seciminde Fidan'ın en yuksek oyu aldığına işaret eden Kılıcdaroğlu, "Siz hakim değilsiniz, irade sahibi değilsiniz. Bir kişinin kulu ve kolesi oluyor ve o bir kişinin verdiği talimatla oy kullanıyorsunuz. Size hakim denmez. Nasıl FETO'nun 140 hakimine 'militan' dediysem, siz de şimdi sarayın militanısınız." diye konuştu.
İrfan Fidan'ın, hazırladığı bir iddianamede bir bilim insanının kitabından bir bolume yer verdiğini ancak kaynağını belirtmediğini, "bilgi hırsızı" olduğunu one suren Kılıcdaroğlu, "Biz onu cezalandıracağımıza, odullendirip Anayasa Mahkemesi uyesi yapıyoruz. Sonra da dunyaya donup diyoruz ki; 'Bizim ulkemizde hukuk gayet guzel işliyor.' Kimin icin? Bilgi hırsızları icin. Eğer iradesi, ahlakı varsa derhal 'Ben Anayasa Mahkemesine uye olmak istemiyorum' demek zorundadır." goruşunu savundu.
"Bu kişide toplu iğne ucu kadar onur varsa adaylıktan cekilir." diyen Kılıcdaroğlu, yargıcların kararlarının hukuk uzerine inşa edilmek zorunda olduğunu vurguladı.
"Beni dava etmesini isterim"
Kemal Kılıcdaroğlu, "iktidarın, hırsız ve ruşvetci kişileri buyukelci; sahte diploması olan kişileri milletvekili, Cumhurbaşkanlığı Başdanışmanı olarak atadığını" one surdu.
Genclik ve Spor Bakan Yardımcısı Hamza Yerlikaya'nın sahte lise diploması aldığına ilişkin mahkeme kararını okuyan Kılıcdaroğlu, sozlerini şoyle surdurdu:
"Şimdi kalkmış, meydan okuyor. Hırsızın da bu kadar yuzsuzunu gormemiştik. Mahkeme kararı, sen soylemişsin, hakimde yazdırmışsın zaten. Halen 'İspat edin.' diyor. Neyi ispat edelim? Hakim hayatta mı, yerinde mi, bir yere suruldu mu bilmiyorum. Hamza Yerlikaya'nın bir numaralı sahtekar olduğunu artık Turkiye Cumhuriyeti Devleti'nde herkesin bilmesini istiyorum. Sahte diplomayla iş mi yapılır? Gercekten de bakıldığı zaman acı verici bir olay. Aklın kabul edeceği bir şey değil. 'Yavuz hırsız ev sahibini bastırır' diyorlar ya tam bir yavuz hırsız. İsterim, bu kadar ağır eleştirilere karşın beni mahkemeye vermesini. Hic değilse bu mahkeme kararlarını goturup hakimin onune koyarız."
Yerlikaya'nın, bir bankanın yonetim kurulu uyeliğine atandığını da anımsatan Kılıcdaroğlu, "Tam yerine atanmış. Bankayı soyarsa hic kimse şaşırmasın. Bence Hamza Yerlikaya'yı kucuk bir yere atamışız. Hamza Yerlikaya'yı mutlaka Hazine ve Maliye Bakanı yapmalıyız veya olmuyorsa Merkez Bankasına başkan olarak tayin etmeliyiz. Saraydan bir ses gelecek mi diye bekliyorum, tık yok. Meşhur bir tekerleme vardı, 'şu, şunu şurdan tanır.' diye. Herhalde bunlar da birbirlerini gayet iyi biliyorlar ki, 'Sen boşver, malı goturmeye devam et, senin arkandayım.' mesajı veriyorlar." dedi.
Vatandaşların moralini bozmamasını isteyen, ahlaklı bir siyaset getirme sozu veren Kılıcdaroğlu, iktidarlarında, hırsızın, ihale takipcilerinin milletvekili olamayacağını, milletvekillerinin kendi cıkarlarını vatandaşların cıkarlarının uzerine cıkarmayacağını, ahlakı ve sevgiyi egemen kılacaklarını soyledi.
(Bitti)
Kaynak: Anadolu Ajansı / Seval Ocak Adıyaman