
Cumhurbaşkanlığı Dijital Donuşum Ofisi Başkanı Ali Taha Koc, "Sahip olduğumuz verinin guvenliği bizim icin sınırlarımızın guvenliği kadar onemli ve onceliklidir." dedi
Koc, Cumhurbaşkanlığı Kulliyesi'nde duzenlenen Milli Siber Guvenlik Zirvesi'nde yaptığı konuşmada, yeni tip koronavirus (Kovid-19) salgınıyla dijitalleşme ve yenilikci teknolojilerin hayata adapte edilmesinin baş dondurucu bir hıza ulaştığını, "yeni normal" denilen bu surecte dijital hizmetlerin sunumunun ve kullanımının her zamankinden daha fazla onem kazandığını soyledi.
Dijital hizmet sunumu denilince akla gelen ilk şeyin e-Devlet olduğunu ifade eden Koc," Kullanıcı sayımız 52 milyona yaklaşmıştır. e-Devlet sistemine yıllık giriş miktarı 2 milyarı gecmiştir." diye konuştu.
Koc, siber guvenlik acısından 2020'nin zor yıl olduğunu, ocak-mayısta Kovid-19'la ilgili 210 bine yakın siber saldırı tespit edildiğini ve gecen ay yayımlanan bir guvenlik raporunda Kovid-19 temalı tehditlerde 6 katın uzerinde bir artış kaydedildiğinin ortaya koyulduğunu belirtti.
Salgın doneminin başından itibaren bu konuda toplumu bilinclendirmek ve farkındalığı artırmak amaclı icerikler oluşturmaya ağırlık verdiklerine dikkati ceken Koc, "Ozellikle uzaktan bağlantı icin kullanılan cihazlarda guncel yazılımların olmaması ve bu cihazların kurum guvenlik politikalarına uygun yapılandırılmaması, kurum ağlarına kontrolsuz erişimi mumkun kıldı." dedi.
Koc, video konferans uygulamalarında kritik guvenlik acıklarının ortaya cıktığını gorduklerini, bu donemde yerli milli video konferans urunlerine odaklandıklarını belirterek, "Uygulamalarımızı test ettik, ureticiler ile beraber yabancı muadilleri ile yarışabilir hale getirdik. Tum toplantılarımızı ve etkinliklerimizi yerli urunler uzerinden yaparak, yerli ve milli yazılımlara olan desteğimizi acık bir şekilde gosterdik." ifadelerini kullandı.
Sistemlerin dijital ortamlara taşınmasıyla birlikte teror ve adli sucların da siber ortama taşındığını, boyutları değişen siber tehditlerin artık siber savaşa donuşerek kritik altyapı ve sistemlerini birer hedef haline getirdiğinin altını cizen Koc, bir ulkenin kritik altyapılarının siber saldırılara karşı dayanıklılığı seviyesinde siber guc sahibi olduğunu soyledi.
"Milli guvenliği tehdit edebilecek kritik turdeki verilerin guvenliğinin sağlanması gerekiyor"
Koc, Bilgi ve İletişim Guvenliği Tedbirleri konulu Cumhurbaşkanlığı Genelgesiyle, kamu kurumlarının ve kritik altyapı niteliğinde hizmet veren işletmelerin bilgi ve iletişim guvenliği kapsamında alması gereken tedbirlerin ana cercevesiyle cizildiğini anımsatarak, şunları kaydetti:
"Bilgi sistemlerindeki guvenlik risklerinin azaltılması yoluyla siber saldırılara karşı ulusal gucumuzun artırılması, rehberin ana hedefidir. Bu kapsamda ozellikle gizliliği ve butunluğu bozulduğunda milli guvenliği tehdit edebilecek kritik turdeki verilerin guvenliğinin sağlanması gerekmektedir. Ayrıca bu rehber siber guvenlik alanında ihtiyac duyulan nitelikli iş gucu ve istihdamı da olumlu yonde tetikleyecektir."
Teknolojiyi sadece tuketen değil, ureten bir Turkiye olmak icin, "Milli Teknoloji Hamlesi" sloganıyla cıkılan yolda, geliştirilmesini destekledikleri yerli ve milli teknolojilerin, başta kamu olacak şekilde tum sektorlerde yaygınlaştırılmasına yonelik calışmalarını surdurmekte olduklarını aktaran Koc, şoyle devam etti:
"Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığımız, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığımız ve Savunma Sanayii Başkanlığımızın destekleriyle yurutulen "Yerli ve Milli 5G Haberleşme Şebekesi Projesi"nin somut bir cıktısı olan,Turkiye'nin ilk yerli ve milli baz istasyonu ULAK'ın Cumhurbaşkanlığı yerleşkesinde kurulum ve kullanımına onculuk ederek, ULAK'ın tum operatorlerimizin tercihi haline gelmesine vesile olduk. Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığımız ile birlikte yerli baz istasyonlarının kullanımının artması icin var gucumuzle calışıyoruz."
Koc, bu zamanda milli siber guvenlik teknolojisi geliştirmenin oneminin bir kez daha ortaya cıktığını dile getirerek, "Bu noktada yerli siber guvenlik urunlerinin kullanımının yaygınlaştırılması daha da onemli hale gelmiştir. Cunku dijital altyapıların guvenliğini yabancı urunlerle sağlamaya calışmak, sınırlarımızı yabancı askerlere emanet etmekten farksızdır." dedi.
"Global ve milli" urunler
Bu yılın başında gercekleşen Siber Guvenlik Kumelenmesi 2. Sektor Zirvesi'nde "yerli ve milli" yerine artık "global ve milli" urunler vurgusu yaptıklarını hatırlatan Koc, "Siber guvenlik alanında teknoloji ureten ve dunya ile rekabet edebilen Turkiye olma hedefinde, yerli urunlerin globale taşınması konusunda artık uretici, tuketici ve destekleyen konumundaki herkesin elini taşın altına koyması gerekiyor." diye konuştu.
Koc, yuz binlerce askeriniz, tonlarca askeri muhimmatınızın olmasının tek başına sizi guclu bir devlet yapmayacağının altını cizerek, şunları kaydetti:
"Teknolojik gelişmelere ayak uydurup, etrafınızdaki tehditlerden kendinizi izole edebildiğiniz ve caydırıcı bir unsur olabildiğiniz olcude guclu sayılırsınız. Tum kurumlarının birbirleri ile iş birliği ve koordineli bir şekilde calıştığı, guclu kritik altyapılara sahip, siber savunma ve saldırı mekanizmaları ile siber saldırılara her zaman hazır, siber uzaydaki ulusal ve uluslararası tehditlerden haberdar, kendi teknolojisini ureten ve kullanan, kalifiye insan gucu yetiştirebilen, vatandaşıyla, ozel ve kamu tum sektorleri ile farkındalığı yuksek bir devlet, siber dunyada guclu sayılır."
Koc, icinde bulunulan yuzyılın veriyi, dunya ekonomisine yon veren petrol kadar kıymetli hale getirdiğini dile getirerek, şunları soyledi:
"Sahip olduğumuz verinin guvenliği bizim icin sınırlarımızın guvenliği kadar onemli ve onceliklidir. Sosyal medya ve iletişim aracları uzerinden yayılan sahte veya manipule edilmiş bilgi ve belgeler, toplumsal olayların tetiklenmesine ve kamu duzenini bozabilecek olaylara sebep olabilmektedir. Bu nedenle veri mahremiyetine buyuk onem vermemiz ve dijital altyapılarımızın guvenliğini sağlamamız elzemdir."
5G ile paradigma değişikliği
Yakın gelecekte cevrim ici olacak milyarlarca cihazın urettiği artan veri talebini karşılamak icin 5G ve yeni nesil iletişim altyapıları kullanılacağını soyleyen Koc, bircok ulke ve ozel şirketin uzaya duşuk yorungeli uydu gondererek baz istasyonları ile uyduların entegrasyonunu sağlamaya yonelik girişimlerde bulunduğunu aktardı.
Koc, bu durumun standart akıllı telefonların uydular uzerindeki 5G baz istasyonlarıyla doğrudan haberleşebilmesine imkan vereceğini belirterek "Bu, her yerden veri iletişiminin sağlanabilmesi ve cok hassas konum tespiti yapılabilmesi anlamına geliyor. Bu gelişmelerin uzay veri merkezi ve uzay mobil şebekeleri gibi şimdiye kadar gorulmemiş servisleri de beraberinde getirmesi beklenmektedir. Şuphesiz bu gelişmeler verinin iletilmesi, depolanması ve korunması bakımından cok buyuk bir paradigma değişikliği anlamına gelmektedir." diye konuştu.
Diğer bir paradigma değişiminin de kuantum teknolojilere gecilmesiyle olacağına dikkati ceken Koc, şunları kaydetti:
"Haberleşme altyapılarındaki veri miktarı ve cihaz sayısı artışını kaldırabilecek kuantum teknolojilerine yatırım yapılması gereklidir. Bu alandaki teknolojik yatırımlar, ozellikle veri ekonomisinde cok ciddi sıcramalar yaşanmasında ve ulkemizin dunya ile rekabetinde onemli bir rol oynayacaktır. Kuantum teknolojileri ile ozellikle kriptografik sistemlere yonelik saldırılar daha hızlı ve kolay yapılabilir hale gelecek. Bununla birlikte yeni bircok kriptografik yontem hayatımıza girecektir."
Pozitif Siber Guvenlik Yaklaşımı
Koc, gelişen teknolojilerin ortaya cıkardığı siber guvenlik risklerinin yanında, bu teknolojilerin savunma amacıyla kullanılmasının oluşturacağı fırsatların da goz ardı edilmemesi gerektiğini duşunduklerini ve bunu "Pozitif Siber Guvenlik Yaklaşımı" olarak adlandırdıklarını soyledi.
Bu yaklaşımla bugunden atılacak adımlar ve alınacak onlemlerin, yarının dunyasında teknolojiyi takip eden değil, teknolojiye yon veren bir ulke olabilmek icin oldukca onemli olduğunu vurgulayan Koc, "Bu yeteneğin geliştirilmesi icin kurumlar arası iş birliğini de dikkate alan butuncul bir siber guvenlik yaklaşımının benimsenmesi buyuk onem arz etmektedir." ifadelerini kullandı.
"Yaptırımlar ulkemizin daha nitelikli urunler ortaya koymasıyla sonuclanacak"
Turkiye'nin son 18 yılda savunma sanayisi alanında cok ciddi atılımlar yaptığını, bunlara karşı da turlu engeller cıkartılmaya calışıldığını hatırlatan Koc, "Gectiğimiz gunlerde de savunma sanayimizde cok ciddi ve onemli calışmalar yuruten başta Savunma Sanayii Başkanımız İsmail Bey olmak uzere, mesai arkadaşlarına bazı yaptırımlar uygulandı. Savunma sanayimize karşı uygulanmaya calışılacak olan her turlu yaptırım, gecmişteki orneklerde olduğu gibi ulkemizin daha nitelikli, daha donanımlı urunler ortaya koymasıyla sonuclanacaktır." değerlendirmesinde bulundu.



