İyi gitmeyen bir evliliğin duzelmesi icin cocuk yapmak; kumar oynamaktan farksız. Evlilikteki sorunun kaynağını bilmeden, cocuğu kurtarıcı gibi gormek, sorunu daha da buyutur.Evliliğinde heyecanın bitmesini istemeyen, 'cocuk yaparsam hayatımız monotonlaşır' diye korkanlar ve ne zaman cocuk yapmaları gerektiğine karar veremeyenler icin Psikiyatrist Prof. Dr. Nevzat Tarhan soruları yanıtladı:
Evlilik seksi bitirebilir mi? Evlilikte uc donem vardır. Birincisi romantik donemdir ve diplomatik duygular on plandadır. İkinci donemde kişilik catışması yaşanır, ucuncu donemde bağlılık ortaya cıkar. İkinci donemde; kadın kendini cocuğuna, erkek işine verir ve birbirlerinden duygusal yatırımlarını cekerler. Yani, duygusal ihmal yaşanır. Bu durum **** hayatlarına da olumsuz yansır. Ancak bunu yapmazlarsa, evlilik seksi bitirmez. Seksi, fantezilerle aynı şekilde yurutebilirler.

*Cocuk icin ideal zaman var mı? Geleneksel aile anlayışımızda cocuk sahibi olmak, evliliği tamamlayan bir aşama. Eskiden yeni evlenen ciftler, cocuk sahibi olmak icin zaman ayarlaması yapma ihtiyacı hissetmezdi. Ama annenin calışması, ekonomik şartlar gibi nedenlerden dolayı, ciftler artık planlanmış zamanlarda cocuk sahibi olmayı tercih ediyor. Anne baba icin surpriz olan cocuklarda, ebeveynlerin cocukla ilgili yaklaşımlarına onyargılar daha cok hakim olur. Eğer anne baba planlayarak cocuk sahibi olmuşsa, anne babalık olgunluğu daha fazla gercekleşir.

*Kotu giden evliliği kurtarmak icin cocuk yapılması sağlıklı mı? İyi gitmeyen bir evliliğin duzelmesi icin cocuk yapmak adeta kumar oynamak gibi. Evlilikte yaşanan sorunun kaynağını ve nedenini bilmeden, cocuğu bir kurtarıcı gibi gormek, o sorunu daha da buyutur. Cunku cocuk, aileye sorunlarıyla gelir ve yeni sorumluluklar yukler. Evet, bir bebek evliliği daha hoş, daha sevimli ve guzel hale getirir; ama birliktelik kurmayı becerememiş ciftlerde, cocuğun ağlaması ya da bakımı gibi konular bile başlı başına bir sorun ve tartışma konusu olur.

*Anne istemeden hamile kaldıysa ne yapmalı? Annesinden pozitif duygular alan bebek, hem bedenen hem de zihnen sağlıklı gelişir. Dolayısıyla anne istemeden hamile kaldıysa, 'bebeği istemiyordum' duygusunu bir kenara bırakmalı ve artık bebeği bir sorun olarak değil, bir birey olarak kabullenmeli. Annenin bebeği istememesinden dolayı duygularında meydana gelecek yoğun değişimler, kan kimyasındaki değişimlerle birleşerek cocuğun sinir sistemini etkiler. İstenmeyen gebelik yaşayan bazı anneler, cocuk dunyaya geldikten sonra onu sevseler de zaman zaman cocuğa 'zaten seni istememiştim' duygusunu yaşatır. Boyle bir durumda, cocuk, sevilmediğini duşunur ve ice kapanıklık, guvensizlik gibi davranış sorunları yaşar.

*Hamileliğin sorunsuz gecmesi icin neler yapılmalı? Anne adayının, hem fiziksel hem de psikolojik acıdan sorunsuz bir hamilelik gecirmek ve sağlıklı bir bebek dunyaya getirmek icin yaşayacağı değişimler hakkında onceden bilgi edinmesi onemli. Baba adayının da eşinin yaşadığı psikolojik ve fizyolojik değişiklikler hakkında fikir sahibi olması gerekir. Bu nedenle eşlerin uzman yardımı alması, surecin sağlıklı atlatılmasını kolaylaştırır. Her anne adayı, az ya da cok, hamilelik ve doğum sırasında bir şeylerin ters gitmesinden korkar ve endişe duyar. Annenin karnındaki bebekle konuşması, ona muzik dinletmesi, kitap okuması gibi davranışlar, hem anne ile cocuk arasında duygusal bağ kurulmasını hem de annenin korku ve endişe seviyesini indirmesi acısından faydalı olur.

*Anne adaylarının yaşadığı unutkanlık sorunu nasıl aşılabilir? Unutkanlığa neyin yol actığı tam olarak bilinmemekle beraber, bu duruma hormonlardaki değişimin neden olduğu duşunuluyor. Onemli randevuların, tanınan kişilerin isimlerinin unutulması, unutkanlıktan dolayı işyerinde performansın duşmesi, gidilecek yonu şaşırmak ve sokakta kaybolmak gibi durumlar; anne adaylarının hayatını olumsuz etkiler ve sıkıntılara neden olur. Hamile kadınlar unutkanlıkla; zihinsel egzersizler yaparak, durumun gecici olduğuna dair kendilerine telkinde bulunup uzulmeyerek, arkadaşlarıyla bol bol sohbet ederek, yapılacak işleri not alarak baş edebilir.

*Lohusalık doneminde anneyi neler bekler? Lohusalık donemi, kadının hem fiziksel acıdan hem de psikolojik acıdan en zayıf olduğu donem. Nedeni tam olarak bilinmese de, araştırmalar, lohusa kadınların beyinlerinde ciddi değişikler olduğunu gosteriyor.

*Ne gibi değişiklikler yaşanır? Bu donemde, mutluluk hormonu olarak bilinen serotoninin azaldığı, dopamin maddesinin ise coğaldığına dair bulgular var. Ayrıca doğumdan sonra ostrojen ve progesteron hormonlarında duşuş gorulmesi de duygusal dalgalanmalara neden olur. 'Lohusalık sonrası depresyon' denilen bu tabloda, anne gelip gecici ağlama nobetleri, gucsuzluk, halsizlik, sıkıntı, uzuntu yaşar. Yeni doğum yapmış kadınların yuzde 80'inde benzer duygusal değişimler, az ya da cok, kısa sureli olarak yaşanır.

*Doğum sonrasında anneye nasıl destek olunmalı? Doğum sonrasında anne, hem fiziksel olarak gucsuz kaldığı icin hem de psikolojik sıkıntılar yaşadığından dolayı, yalnız bırakılmamalı. Ozellikle ilk cocuğunu dunyaya getiren genc hanımlar, tecrubesiz oldukları icin bu donemde mutlaka bir aile buyuğunden yardım almalı. Ancak, anneye refakat eden kişi ile anne arasında, cocuk bakımı ve ev işlerinin nasıl yapılacağı konusunda tartışmalar, gerginlikler yaşanabiliyor. Anne, kendisine refakat eden kişiye hata yapma hakkı tanımalı. O kişi icin, 'işini gucunu bırakmış, bana yardım etmeye gelmiş' diye duşunmeli. Yeni anne, bu surecte kendisine yardım etmeye calışan kişilere karşı anlayışlı olması gerektiğinin farkında olmalı; ona destek verenler de, lohusalık psikolojisinin kişiyi zaman zaman kırılganlaştırabileceğini unutmamalı.

*Anne calışacaksa; bunu cocuğuna nasıl anlatmalı? Cocuğuna 3-4 yaşlarına kadar bakan annenin calışmaya başlaması, cocuk icin yeni ve alışılması zor bir durumdur. Cocuk bu yeni durumu annesinin kendisini terk ettiği şeklinde yorumlayabileceği gibi, sucluluk hissine de kapılabilir. Bu yuzden anne, yetişkin bir insanla konuşuyormuş gibi; neden calışmaya başlaması gerektiğini acık ve anlayabileceği bir dille izah etmeli. Cocuğun sucluluk duymaması icin de, calışmaya başlamasının ondan kaynaklanmadığı ozellikle vurgulamalı.

*Sadakat evlilik icin gerekli mi? Evet, sadakat evlilikte gerekli. Batıda acık evlilikler yapıldı ama bir muddet sonra evliliğin bittiği gozlendi. Bu da gosteriyor ki; sadakat evlilik icin gerekli.

*Kadının mı erkeğin mi daha fazla geliri olması gerekli? Evlilik ortak proje olduğu icin ciftler, 'biz' diyebilmeli. 'Biz' diyebilen ciftlerde zaten bunun hesabı yapılmaz. Ancak aileler kızlarını daha okuturken, 'ilerde boşanırsa bir mesleği olsun' mantığını guduyor. Oysa, boşanmayı secenek olarak duşunen kişilerin evliliği yurumez.

*Biri aktif bir tatilden diğeri dinlenebileceği bir tatilden hoşlanıyorsa ciftler nasıl hareket etmeli? Surekli bu konuda sorun yaşanması, evlilik bağlarının zayıfladığını gosteriyor. Ortada buluşmak lazım. Bir taraf hep benim doğrularım var derse karşı taraf koleleşir; bu da evliliğin doğasına aykırıdır. Bir tatilde birinin, diğerinde oburunun istediği yapılabilir