İlişkilerde aldatma artık sıradan hale geldi. Araştırmalara gore sadakatsizliğin bedeli o kadar da ağır değil. Ozur dilemeyi bilen kendini affettirmeyi de beceriyor
Sadakat tartışması dunyanın butun ulkelerinde yaşanıyor. Ciftler uzerindeki sosyal denetim azaldıkca ihanet de artıyor. Avrupa ve Amerika'da yapılan son araştırmalara gore aldatanlar eşlerini kaybetmeyi goze alamıyor.
Mesele aldatmak değil, affedilebilmek
Eşini aldatmak, capkınlık yapmak, biriyle beraberken bir başkasına takılmak... Bu sadece Turkiye'nin değil butun dunyanın en onemli sorunlarından biri. Yine de icten bir ozur ve empati her şeyi halledebiliyor. Doğru zamanlama ve biraz acı da işin puf noktası.
Gectiğimiz gunlerde Erol Kose'nin Gulşen ile adının karıştığı aşk skandalı gundemin baş koşesine oturdu. Her seferinde kaldığı yerden sanki daha once hic tartışılmamış gibi yeniden başlayan tartışmalara yenileri eklendi. Herkes buyuk bir iştahla en ince ayrıntılarına kadar bu konuyu tartıştı. Eşi Ajlan Kose'nin soyledikleri, ona akıl veren unluler, yorumlar...
Sadece Turklere ozgu değil
Orneğin Fransızlar... Guzeller guzeli Isabelle Adjani, sevgilisi muzisyen Jean-Michel Jarre tarafından bir başka aktris Anne Parillaud icin terk edilince onlar da aldatma konusunu gundemlerine aldı. Peki, sadakatsizlik sorununun ozunde gercekten ne var? İnsanlar bir başkasıyla olup sonra da geri donme ihtiyacını neden duyuyor? Ve aldatmalar nasıl bu kadar cok yaygınlaştı?
Araştırmacıların bu sorulara verdiği yanıtlar benzer: İnsanlar artık daha cok "birey" olarak varoluyor. Modern toplumda onemli olan statu sahibi, paralı, guclu bir birey olmak. "İyi aile babası", "iyi eş" gibi diğer kimlikler ikinci planda kalıyor, yani "para etmiyor". Bireysellik, insan doğasındaki o "egoist" tarafla butunleşince, ortaya kendi arzu ve zevklerinin sesinden başka bir şeyi "takmak" zorunda kalmayan insanlar cıkıyor. Ayrıca ciftler uzerindeki sosyal denetim gun gectikce zayıfladığı icin, eşini aldatan kişi dehşetli bir toplumsal tepkiyle karşılaşmayacağını da biliyor. Arkadaşları, işi cevresi "baki" kaldığı gibi yaşadığı zevkleri de kar hanesine işliyor. Ustelik artık kadınlar da aldatıyor.
Ozgur kadınlar
Bizde konu henuz cok hassas olsa da, "ozgur kadınlar" uzerine batıda hayli yazılıp ciziliyor. Batılı ulkelerde, sadakatsizlik konusunda kadınların coktan beridir erkekleri yakaladığı biliniyor. Peki eşi duyarsa? Eskilerin deyimiyle kırılan vazo yerine gelir mi? Biz de ozur dilemenin işe yarayıp yaramadığından, can kurtaran ozur dileme yontemlerine ve affetmenin ceşitlerine kadar araştırdık. Uzmanlara gore ozur dileme konusunda başarılı olanları affetmeye daha eğilimliyiz, yani kendini affettirme taktiklerini bilenler karşı diğer gruplara oranla yuzde yetmiş sekiz daha fazla affediliyorlar. Amerika'nın onemli araştırma merkezlerinden Maryland Ulusal Sağlık Enstitusu'nden Michael E. McCullough'un bir cok uzmanla birlikte yuruttuğu bir calışma affetme-affedilme konusunda empatinin etkisine dikkat cekiyor. Karşındakinin hissettiklerini anlayabildiğin ve kendini onun yerine koyabildiğin oranda affetme şansı ve ilişkinin kendini yeniden tamir etme ihtimali yukseliyor.
Ozur dilemek
Başkası soylediği icin ya da sizden beklendiği icin değil de icinizden geldiğinde ve geldiği şekliyle ozur dilemek onemli. Dilenen ozrun anlamlı olması icin iki kilit etken soz konusu; niyet ve tutum. Genel kanının aksine, ozur dilemek zayıf bir karakterin değil tam tersi guclu bir karakterin gostergesi olabilir. Ama aynı zamanda yaptığı yanlışları bile bir gosteriye cevirebilen, diledikleri ozurden bile kendilerine haklılık payı cıkaran insanlar da var yani insanların ozur dileyenlere olan potansiyel pozitif tutumlarını bile 'nakte cevirmeye' calışanlar. Amerikalı unlu psikiyatr Aaron Lazare'e gore ozrun dort motivasyonu var; ya bozulan ilişkiyi tamir etme isteği ya da yanlış davrandığınız, aldattığınız kişiye karşı duyduğunuz empati ve bunun getirdiği sucluluk hissi. Bu ikisinin yanında ozur dileyerek cezalandırmadan kacmayı duşunenler ya da insanların gozunde imajlarını korumak isteyenler de var.
Affetmek bir oyun
Uzmanların belirttiği bir başka nokta da gercekten ozur dilemek ve affedilmek istiyorsanız acı cekmeyi goze almalısınız. Yani yanlış yaptığınız insan bilmeli ki, pişmansınız, uzgunsunuz ve acı cekiyorsunuz. Aslında ozur dilemek ve affetmek bu acıdan bir oyun gibi. Cunku iki taraf da birbirini kaybetmek istemiyor. Sevgililerin acı cektiğini gorunce affeden buyuk coğunluk bir yandan da adalet duygusunu sağlamış oluyor. Ozur dilerken en cok ben merkezci insanlar zorlanıyor ve genellikle de ozur dilemekten dolayı duydukları utancla birer turlu doğrudan iletişim kuramıyorlar. Ozur dilemeyi ve affedilmeyi etkileyen en buyuk etken zamanlama. Araya sıkıştırılan, geciştirilen ozurler pek işe yaramıyor. Peki affetmeli miyiz? Affetmekle affetmemek iki uc nokta değil tam tersi yaşanılan surecte duyguların ne yonde gelişeceği pek belli olmuyor. Affetmek son derece acılı ve zamana yayılan bir durum iceriyor.Bu konuda bir cok psikologun uzerinde birleştiği nokta cocukları ya da aileleri yuzunden yanlış kararlar alan ciftleri ilgilendiriyor. Uzmanlar şoyle diyor:
"Kimse sizi zorla affetmeye zorlamasın, hic bir kimse icin affetmiş gibi gorunmeyin. Affetmek son derece kişisel bir surec iceriyor. Once insan acı cekeceğini bilerek ve kendini kotu hissetmeyi goze alarak affetmeye karar veriyor. Ama belli etmiyor. Bu donemde daha cok yalnız başına kalıyor; başından gecenlere ve maruz kaldığı davranışa daha geniş bir acıdan bakmaya calışıyor. Yani aşk her şeyi affediyor."
Uzmanlar ozur dilemekte daha başarılı olanların daha kolay affedildiğini soyluyor.Karşısındakinin hislerini anlayabilen ve kendini onun yerine koyabilen eşler doğru bir zamanlamayla kolayca affediliyor.
İhanet affedilir mi?
Kadınca0 Mesaj
●20 Görüntüleme
- ReadBull.net
- Kadınlar Kulübü
- Kadınca
- İhanet affedilir mi?