İnsan Hak ve Hurriyetleri (İHH) İnsani Yardım Vakfı, Doğu Turkistan'da yapılan hukuksuz gozaltılar ve tutuklamalara ilişkin Cin hukumetine verdiği dilekce nedeniyle tutuklanarak goturulduğu kampta hayatını kaybeden hukukcu ve insan hakları savunucusu Tursun Kaliolla'nın cenazesinin teslimi ve cenazeye otopsi yapılması ile hayatlarından endişe duyulan eşi ve cocuklarının akıbetinin belirlenmesi icin Birleşmiş Milletler (BM) İnsan Hakları Konseyi'ne başvuruda bulunduğunu bildirdi.
İHH'dan yapılan acıklamada, Cin Komunist Partisi'nin 1949 yılında işgal ettiği ve 1955 yılında "Sincan Uygur Ozerk Bolgesi" adıyla hakimiyeti altında tuttuğu Doğu Turkistan'da, insan hakları ihlallerine hayatın tum alanlarında devam ettiği belirtildi.

Acıklamada, Cin'in sistematik asimilasyon, işci ihrac programları, ulke iclerine zorunlu goc ve nufus planlama politikaları ile Doğu Turkistan'ın Musluman nufusunu erittiği, demografik yapının tersine cevrilmeye calıştığı ifade edilen acıklamada, 11 Eylul sonrasında bolgedeki Muslumanlardan kurtulmak amacıyla toplama kampları kurulduğu ve bunların "meslek edindirme kursu" olarak tanıtıldığı aktarıldı.
Cin'in, uluslararası toplum nezdinde eleştirilen, hukuka ve evrensel insan haklarına aykırı uygulamalarını, her gecen gun sayısı artan bu kamplarda Doğu Turkistan'ın Musluman halklarına karşı surdurduğu belirtilen acıklamada, kampların sayısının gunumuzde 1200'u bulduğu, bu kamplarda tutulan insan sayısının ise 3-8 milyon arasında olduğunun tahmin edildiği vurgulandı.
Acıklamada, 1984 Doğu Turkistan İli Kazak Otonom bolgesi Tarbagatay eyaleti Durbiljin ilcesi doğumlu ve Kazakistan'a goc ederek vatandaşlık alan muzisyen Akikat Kaliolla'nın yaşadıklarına ilişkin şunlar aktarıldı:
"Akikat Kaliolla, Atajurt Kazak Human Rights kurumuna başvurarak, Doğu Turkistan İli Kazak Otonom bolgesi Tarbagatay eyaleti Durbiljin ilcesinde yaşayan 1949 doğumlu hukukcu ve insan hakları savunucusu babası Tursun Kaliolla'nın, 15 Mart 2018'de, annesi 1954 doğumlu Verena Mukatay'ın, kardeşleri 1985 doğumlu Mukatay Kaliolla ve 1987 doğumlu Parasat Kaliolla'nın Ağustos 2020 sonrasında Cin emniyet gorevlilerince hicbir hukuki gerekce gosterilmeksizin evlerinden gozaltına alındığına dair gorsel ve yazılı şikayet dilekcesi verdiğini, daha sonra Kazakistan hukumetine, Dışişleri Bakanlığına, ABD Dışişleri Bakanı Mike Pompeo'nun Kazakistan seyahatinde bizzat kendisine ve uluslararası medyaya sayısız roportajlar verdiğini ifade etmiştir. Babası Tursun Kaliolla, 5 Mart 2018'de Cin hukumetine verdiği dilekcede, Tarbagatay eyaleti komunist parti yoneticilerinin isimlerini vererek kolluk gucleri eliyle eyaletin il, ilce ve koylerinde hukuksuz uzun sureli gozaltılar yaptığını binlerce masum insanın hicbir gerekce gosterilmeksizin gozaltına alınarak oluşturulan kamplarda uzun sureli tutsak tutulduğunu ve tum yapılan uygulamanın ağır insan hakları ihlali olduğunu bildirmiştir."
Tursun Kaliolla'nın verdiği bu dilekceler nedeniyle tutuklanarak Durbiljin ilcesindeki 9 kamptan Turgun kampına goturulduğu, eşi ve cocuklarının aynı zamanda ev hapsine alındığı belirtilen acıklamada, babası, annesi ve kardeşlerinden uzun sure haber alamayan Akikat Kaliolla'nın, 15 Aralık'ta ilcedeki akrabalarından babasının kampta oldurulduğu haberinin kendisine ulaştığı ancak bugun itibarıyla annesi ve kardeşlerinden hala haber alamadığı aktarıldı.
Doğu Turkistan'da yaşanan hak ihlallerini yakından takip eden İHH'nın Tursun Kaliolla'nın cenazesinin teslimi ve cenazeye otopsi yapılması ile hayatlarından endişe duyulan eşi ve cocuklarının akıbetinin belirlenmesi icin BM İnsan Hakları Konseyi'ne 16 Aralık'ta yazılı başvuruda bulunduğu bildirilen acıklamada, "Cin Hukumeti'nin ekonomik, kulturel ve dini nedenlerle Doğu Turkistanlı Uygurlara karşı neredeyse bir asırdır uyguladığı zulum ve insanlık dışı uygulamalarına 'dur' demek adına, uluslararası kurum ve organları, tum devletleri, insan hakları orgutlerini, Cin'in insan haklarına aykırı uygulamalarına son vermek icin bize ve Doğu Turkistan halkına destek vermeye davet ediyoruz." ifadeleri kullanıldı.
Kaynak: Anadolu Ajansı / Zeynep Rakipoğlu