Covid-19 salgını ile mucadele kapsamında dunyada bircok firma aşı calışmaları yuruturken, uzmanlar da bu tur buyuk salgınlarda zincirin kırılması ve salgının sona ermesi icin tek cozum yolunun aşı olduğunu soyluyor.
İnsanlığın yaklaşık 1 yıldan fazla bir suredir Covid-19 virusu ile karşı karşıya kaldığını ifade eden Medicana International Ankara Hastanesi Enfeksiyon Hastalıkları ve Mikrobiyoloji Uzmanı Dr. Gulay Kılıc, "Hazır etkin bir ilacın ya da aşının olmaması ile yaşanan bu zorlu surecin bitmesi icin gerekli uc şart bulunmakta. Bunlardan biri toplumun yarıdan fazlasının hastalığı gecirerek bağışıklaması, ikincisi aşı ile toplumun bağışıklaması ve ucuncusu virusun mutasyonu ile bulaşıcılığının azalması, bitmesidir. Yuksek olum oranına sahip bu enfeksiyonda suru bağışıklığı beklenemeyeceği oldukca acıktır. Yakın zamanda bir ilac seceneğinin de olmaması, cozum icin tek secenek yuksek oranda aşılamadır" ifadelerini kullandı.

"TEK SİLAHIMIZ OLAN AŞININ HALA TEREDDUTLE KARŞILANMASI BİZ HEKİMLERİ COK KAYGILANDIRIYOR"
Gelişmiş toplumlarda erişkin aşılanma oranının yuzde 60 ve uzeri iken ulkemizde yuzde 3 civarında olduğunu vurgulayan Uzm. Dr. Gulay Kılıc, "Bu salgınla baş etmede tek silahımız olan aşının hala tereddutle karşılanması biz hekimleri cok kaygılandırıyor. Zaten en iyi ihtimalle onumuzdeki 6 ayda ulaşabileceğimiz tek aşı Cin menşeili Sinovac aşısı iken, tartışmaların ve karşılaştırmaların yersiz olduğunu duşunuyorum. Ucuncu faz dokumanlarını inceleyeceğiz. Guvenlik ve etkinlikle ilgili onemli bir sakınca bildirilmezse en kısa zamanda toplumca aşılanmamız gerekecek. Bulaşıcı hastalıklarla mucadele kişisel tercih değil, vatandaşlık, insanlık gorevidir. Kanser hastalığında tedavi alıp almamak hastanın tercihidir ama bulaşıcı hastalıklar tum toplumun sağlığını ilgilendirdiğinden korunma onlemleri, tedavi ve aşı insanlık gorevi olarak gorulmeli. Aksi durumda tum ulkelerde suctur" dedi.
"AŞILARIN RUHSATLANDIRILMASI ULUSAL AŞI OTORİTELERİ TARAFINDAN YAPILIR"
Aşının salgında tek ve en kısa cozum olduğunun altını tekrar tekrar cizen Dr. Kılıc, "Dunya ulkeleri 9 ay gibi kısa surede aşı uretiminde onemli bir noktaya gelmiştir ve 4 aşı gerekli guvenlik ve etkinlik testlerini tamamlayarak uretim ve uygulamaya başlanmıştır. Soz konusu aşılar zaten ilk iki faz deneylerinden başarıyla cıktı, elimizde bu aşıların işe yaradığını ve yan etkilerinin olmadığını gosteren binlerce veri bulunmakta. Aşıların guvenilirliği Faz 1 ve Faz 2 calışmaları ile doğrulanırken, etkinliği yani yeterli koruyucu antikor oluşturup oluşturmadığı Faz 3 calışmaları ile doğrulanır. Onemli yan etkisi olmayan ve DSO'nun belirlediği yuzde 50 uzeri antikor geliştiren aşı Faz 3 calışmasını da başarı ile tamamlar ve ruhsatlandırma aşamasına gecer. Aşıların ruhsatlandırılması ulusal aşı otoriteleri tarafından yapılır" diye konuştu.
"BİR AN EVVEL TOPLUMDA BAĞIŞIKLIĞIN SAĞLANMASI GEREKMEKTEDİR"
Aşılar arasında etkinlik ve guvenlik, uygulama acısından aralarında cok onemli farklar olmadığını vurgulayan Kılıc, Brezilya, Endonezya ve ulkemizde pek cok merkezde tamamlanmak uzere olan ucuncu faz sonuclarının acıklanması beklenen Sinovac aşısının Cin'in kendi kurumlarından onay aldığını ve kitlesel olarak uygulanmaya başlandığını soyledi. Uzm. Dr. Gulay Kılıc, "Sinovac aşısının ulkemizde yapılan Faz-3 uygulamasında bu merkezlerden verilen ara değerlendirme bilgilerinde şimdiye kadar aşı yerinde yanma, kızarıklık, hafif ateş gibi beklenen onemsiz yan etkileri dışında ciddi yan etkisi olmadığı gorulmuştur. Tabii ki nihai olarak sonuclar acıklandıktan ve etkinliği yani antikor oluşturma oranı ve yan etkileri değerlendirildikten sonra aralık ayının sonunda planlanan şekilde oncelikli gruplara aşı yapılmaya başlanacağı Sağlık Bakanlığımızca bildirilmiştir. Aşıların guvenlik ve etkinliğinin yıllarca incelenmesi gerekir ama pandemi koşullarında acil kullanım izni alabilen birkac aşıdan biri olan Sinovac aşısından başka bir seceneğimiz gorunmuyor. Bu aşının ilk dozundan sonra 14 veya 28 gun sonra ile yaklaşık 4-6 hafta sonra antikor geliştirdiği bilinmektedir. Tum dunyada olduğu gibi mevsim gereği pandeminin maksimum hıza ulaştığı ve onumuzdeki 3-4 ayın kritik olduğu goz onune alındığında bir an evvel toplumda bağışıklığın sağlanması gerekmektedir. Sağlanan bağışıklık virusun yayılma hızını keserek hastalık ve olumlerin sayısını duşurecektir, sağlık sistemimizin yukunun de azaltılması ile alınan sağlık hizmetinin kolay ulaşılabilirliğini sağlayacaktır" şeklinde konuştu.
"BU AŞILARI KARŞILAŞTIRMAK BUGUN İCİN COK ERKEN"
İnaktif aşıların bilinen eski aşılar olduğunu, RNA ve vektor aşıların da yeni teknoloji ile uretilen aşılar olduğunu acıklayan Dr. Kılıc, "Bu aşıları karşılaştırmak bugun icin cok erken ancak aynı calışmada etkinlik karşılaştırması icin yapılan buyuk caplı calışmalar ile daha net konuşulabilecektir. Vektor aşıları ile yapılan calışmalar iki kez kesintiye uğramamış olsa da etkinliğin yuzde 70 civarında olması tum dunyanın gozunun mRNA aşılarına cevrilmesine neden oldu. En onde gelen mRNA tabanlı aşı olan BioNTech, İngiltere'de uygulanmaya başlandı ve ABD'de FDA acil uygulama izni verdi ancak bizim bu aşıya ulaşmamız kısa vadede zor gorunuyor. mRNA aşılarının avantajları daha saf olmaları, daha yuksek ve daha uzun sure antikor gelişmesine neden olmaları, yuksek etkinliğe sahip olmaları ve teknolojinin katkılarıyla hızlı uretilebilmeleridir. Guvenilirlik testleri sonuncunda birkac orta şiddette alerjik yan etki dışında yan etki tespit edilememesi bu aşının uretimini hızlandırmıştır" diye konuştu.
(Utku Şimşek/İHA)
Kaynak: İhlas Haber Ajansı