
İl Goc İdaresi binasına yerleştirilen "murmuration" enstalasyonu ve 28 Şubat temalı "Boyle Daha Guzelsin" sergisindeki "Rene Pavillion/Scar" enstalasyonuyla dikkati uzerine ceken sanatcı ve mimar Melek Zeynep Bulut, uzun suredir insan hakları uzerinden sanatsal uretimlere imza atıyor.
Guzel sanatlar, mimarlık ve kent tasarımı eğitimi alan genc mimar, sinestezi (birleşik duyu) ozelliği dolayısıyla doku, goruntu ve renkleri duymak ya da sesleri şekillendirmek gibi farklı duyuları birbirine donuşturebilme yeteneğini eserlerine yansıtıyor.
Bulut, bir yandan İstanbul'daki atolyesinde sanatsal projelerini yaparken diğer yandan da 7 senedir kurucusu olduğu mimarlık şirketindeki ekibiyle mesleki calışmalarını yurutuyor.
Sanat anlayışını, enstalasyon calışmalarını ve yeni projelerini, AA muhabirine anlatan Bulut, duyuları birleştirerek calıştığını belirterek, "Resim, heykel, sesler, sozler ve binalar... Bunları birbirine cevirerek ilerlediğim bir sistemle tasarımlarımı kurguluyorum. Yaratıcının bir matematiği var ve bunun uzerinden sanat, mimarlık veya soylem uretmeye gayret ediyorum." diye konuştu.
Melek Zeynep Bulut, şehri acık bir laboratuvar gibi gorduğune işaret ederek, "Vaktimin coğu tarihi yarımadada geciyor. Burada dokuları, binaları, insanları ve malzemeyi analiz ederek uretim yapıyorum. Malzemenin ruhuna, beraberinde ne olmak istediğine odaklanıyorum. Mesela ahşap donmek, su akmak, taş durmak ister. Bu kimyaya uygun olarak malzemeyi ve varlığı yorumlamaya calışıyorum." dedi.
"Coğrafyamızın belli başlı yaralarını, bilimle, sanatla nasıl estetize ederiz"
Mimarlık ve sanat anlayışını insan hakları uzerine oturttuğunu vurgulayan genc sanatcı, şunları kaydetti:
"Son zamanlarda uğraştığım başlıklar ve cozumunu aradığım bazı sorulardan bahsedebilirim. Mesela uluslararası birtakım yayınların, cocuklar uzerinden yuruttukleri politikalar, beraberinde multeci cocukların nasıl yetiştirileceği ve uretmek anlamında nasıl guce donuşturulebileceği ve elbette birtakım teror orgutlerinin politize etmek icin ailelerinden kopardığı cocukların hikayeleri. Onların topluma tekrar nasıl kazandırılabileceği, annelerinin bu surecte neler yaşadığı gibi başlıklar uzerine araştırmalarım devam ediyor. Butun bunlar bizim coğrafyamızın belli başlı yaraları. Biz bunları bilimle, sanatla nasıl estetize ederiz? Bu sorunlara baştan nasıl bir temel oluşturabiliriz ve tum bu yaraları nasıl guce donuşturebiliriz? Ben bunlar uzerine yoğunlaşıyorum."
Sanatcı Bulut, 28 Şubat temalı "Boyle Daha Guzelsin" sergisindeki "Yara" enstalasyonun bu anlamda bir iyileşmeyi temsil ettiğini aktararak, gercek bir izi 200 kat buyuterek insanları bunun icerisine davet ettiğini soyledi.
Eserinin aynı zamanda bir "cağdaş cilehane" yorumu olduğuna da dikkati ceken Bulut, "Cağın cilesi gorunurluk. İnsanlar, siz bir yaranın icindeyken etrafınızdan yurur gider. Kalabalıklar icinde bu deneyimi yaşarsınız. Bunu 28 Şubat gibi toplum travmalarında yaşadık. Bu transparan yara mekanı tam da bu cağa uygun bir cilehane, duygu mekanı denemesi. Bu anlamda 'Yara', negatif bir deneyim değil, bizim anlayışımızda bizi geliştiren, buyuten bir deneyimdir." değerlendirmesinde bulundu.
"Goc" enstalasyonu umudun sembolu
Sanatcı, İl Goc İdaresi binasına yerleştirilen enstalasyonun ise murmuration (inilti) adında bir uclemenin ikinci ayağı olduğuna işaret ederek, "Aidiyet, goc hali olgusunu, Dante'nin İlahi Komedya'sındaki cennet, cehennem ve araf temsili gibi duşunun. Uc perde. İl Goc İdaresi'ndeki calışmam Araf'ı simgeliyor. Uclemenin cehennem noktası multecilerle birlikte Suriye sınırında calıştığım ve onların sıkıntılarına bir nebze merhem olacağını umduğum bir cozum. Sonuncusu olan cennet ise Avrupa'da insan haklarıyla ilgili bir lokasyona kurulan calışma olacak." ifadelerini kullandı.
İl Goc İdaresi'nin İstanbul'un tam orta yerinde, ciddi bir hafıza mekanı olduğuna değinen Bulut, enstalasyon hakkında şunları soyledi:
"Burada ses mekanizmasından bir suru tasarladık. Goc eden insanların ses mekanizmasıyla kuşların ses mekanizmasını ust uste bindirdik ve maddeye donuşturduk. Kuşun tam ozgurleştiği anı dondurduk ve oradan coğalttık. Burası aynı zamanda sıfır, bir başlangıc noktasıdır. Umudun, yeniden başlamanın, birey olmanın kimse tarafından yonlendirilemeden otekileştirilmeden başlangıcın ve yeni dunyanın bir sembolu, bir muhru olarak orada boylece durur."
Kaynak: Anadolu Ajansı / Salih Şeref