Binlerce yıllık gecmişe sahip UNESCO'nun Dunya Kultur Mirası olarak tescillenen Diyarbakır surlarının tarihe tanıklık eden kapıları restore ediliyor.
Kurulduğu gunden bu yana icinde barındırdığı medeniyetleri koruyan ve UNESCO tarafından 2015'te Dunya Kultur Mirası olarak tescillenen Diyarbakır surlarının bircok donemine tanıklık eden yuzlerce yıllık kapıları yapılacak restorasyon calışmasıyla yeniden hayat bulacak.

Surda yurutulen restorasyon calışmaları kapsamında bir sure once yerlerinden sokulen ve gecmişte kente giriş yapılan surun ana kapıları Mardinkapı ve Urfakapı ile muze envanterinde bulunan Yenikapı ve İckale'den sur icine acılan Kupelikapı restore ediliyor.
Diyarbakır Rolove ve Anıtlar Mudurluğu ile Diyarbakır Restorasyon ve Konservasyon Bolge Laboratuvarı Mudurluğunun uzman restoratorleri tarafından titizlikle surdurulen işlemlerinin tamamlanmasıyla kapılar tekrar yerine takılarak turizme kazandırılacak.
Kapılar cok sağlam yapılmış
Diyarbakır Rolove ve Anıtlar Muduru Cemil Koc, AA muhabirine, Diyarbakır Kalesi'nin Roma doneminden bugune kadar mimari ozelliklerini koruyarak farklı onarım ve tadilatlardan gecerek gunumuze ulaştığını soyledi.
Kalenin Dağkapı, Urfakapı, Mardinkapı ve Yenikapı olmak uzere 4 ana kapısının bulunduğunu aktaran Koc, bunların dışında İckale'de de dışa acılan Fetih ve Oğrun kapıları ile sur icine acılan Saray ve Kupeli kapılarının bulunduğunu bildirdi.
Kale yapısı icinde kapıların en cok zarar goren yerler olduğunu vurgulayan Koc, şoyle konuştu:
"Aslında kapılar Diyarbakır Kalesi'nin en zayıf noktasını oluşturuyor. Cunku savaş esnasında en fazla tahribatın, catışmanın olduğu yerler. Aynı zamanda surun bekcisi gorevi gormektedirler. Dolayısıyla eğer bir kaleyi zapt etmek istiyorsanız. Oncelikle o kalenin kapısını acmanız lazım. Kapılar o yuzden cok sağlam yapılmış."
Titiz bir calışma yurutuluyor
Kalenin ana yapısında bazalt, tuğla, harc olarak da kirec harcının kullanıldığını fakat tamamıyla savunma amaclı olması nedeniyle kapıların demir malzemeden imal edildiğini belirten Koc, kapıların savaşlara maruz kaldığını, cok farklı bozulmalara uğradığını aktardı.
Kapılarda ozellikle aşırı derecede korozyon, aşınma, yıpranma ve kopmaların olduğunu ifade eden Koc, korozyonları bertaraf etmek uzere restorasyon ve konservasyon temel ilkelerine bağlı kalarak uzman restorator personelin belirlediği yontemler cercevesinde calışmaların yurutulduğunu anlattı.
Bu kapsamda oncelikli olarak mekanik temizleme calışmalarının yapıldığını bildiren Koc, şoyle devam etti:
"Bu calışmalar yapılırken de kapıların uzerindeki cokgen, yuvarlak, damla, akrep, balık gibi farkı motifler uzerindeki farklı ebatlardaki civiler tek tek kumlama yontemiyle korozyondan arındırılmaktadır. Daha sonra hazırlanan ozel solusyon icerisinde bekletiliyor. Solusyondan sonra da mekanik temizleme hafif ince uclu tel fırcalarla devam ediyor."
Kapılar ait oldukları yere takılacak
Ozgun nitelikte bugune ulaşan Urfakapı, Mardinkapı ve muze envanterinde kayıtlı olduğunu tespit ettikleri Yenikapı'nın restorasyon ve konservasyonları yapılarak yine yerine takılacağını anlatan Koc, ayrıca Osmanlı Donemi'nden kalan Kupelikapı'nın da kapı parcalarının restorasyon ve konservasyonlarının gercekleştirileceğini, eksik parcalarının da ozgun kapıdan alınacak numuneler ve kalıplar cercevesinde geleneksel dokme yontemiyle tamamlanarak yerine takılacağını bildirdi.
"En kısa zamanda restorasyon, konservasyon belgeleme calışmalarını yapıp kapıları ait oldukları yerlerde tekrar sergilemeye ve halkımızın rahatlıkla gelip gorebileceği bir noktaya taşımış olacağız." diyen Koc, kapıların restorasyon ve konservasyon calışmalarını yaparak yeniden tarihi surlarla butunleştireceklerini kaydetti.
Mardinkapı'nın 1100 yıllık olduğu duşunuluyor
Kapıların tarihlendirilmesini bulundukları burcun ve sur duvarının uzerindeki kitabeler ile yazılı kaynaklardan tespit edebildiklerini fakat o donemden sonra herhangi bir onarımdan gecirilip gecirilmediği bilgisinin mevcut olmadığını dile getiren Koc, yapılacak karbon 14 testleri sonucunda tarihlendirme yapmanın mumkun olacağını, bu yonde calışmaların devam edeceğini vurguladı.
Mardinkapı'nın uzerindeki kitabeden hareketle burcun ve sur duvarının Abbasiler Donemi'nde 909-910'da onarım gorduğunun kitabede ifade edildiğine işaret eden Koc, "Dolayısıyla kapının da aynı onarım kapsamında yapılmış olma ihtimalini goz onunde bulundurursak yaklaşık 1100 yıllık bir kapıdan bahsetmiş oluyoruz. Urfakapı'nın da Artuklu Donemi'nde ciddi anlamda bir onarım gorduğunu yazılı kitabe ve kaynaklardan tespit edebiliyoruz. Ana kapıların dışında Osmanlı Donemi'nde İckale'de 1524-27 yıllarında yapılan genişleme sonucunda yapılan Saray ve Kupeli kapıları mevcut. Ayrıca, 2017'de Saraykapı'yı da restorasyon ve konsarvasyonu tamamlayıp yerine taktık." diye konuştu.
Calışmaların titiz surdurulmesi ve yeni tip koronavirus nedeniyle aksamalar yaşanabildiğini aktaran Koc, 3 ay icerisinde kapıları yerinde gorme şansına sahip olacaklarını sozlerine ekledi.
Kaynak: Anadolu Ajansı / Ahmet Kaplan