ATV'nin sevilen dizisinde Moğol Komutanları izleyicinin ilgisini cekmeye devam ediyor. Argun (Argon) Han'ın hayatı ve tarihteki yeri de merak ediliyor. Peki Argun Han kimdir? Kuruluş Osman Argun Han kimdir? Argun Han hayatı ve tarihteki yeri nedir? İşte detaylar haberimizde...
[h=3]KURULUŞ OSMAN ARGUN HAN KİMDİR?[/h]Argun Han diğer adıyla Argon (Moğol Kiril d. 1258 o. 7 Mart 1291)

Argun Han, Moğol İmparatorluğu İlhanlılar'ın 1284 ile 1291 yılları arasındaki hukumdarı.
Abaka Han'ın oğluydu ve babası gibi o da bir Budistti (Hristiyan yanlısı olmasına rağmen). Kutsal Topraklardaki Muslumanlara karşı Franco-Moğol ittifakı kurma amacıyla Avrupa'ya birkac elcilik gondermesiyle tanınıyordu.
Ayrıca Argun Han, buyuk amcası Kubilay Han'dan yeni bir gelin talep etmişti. Genc Kokocin Asya uzerinden Argun'a giderken ona refakat etme gorevi Marco Polo'ya verildiği bildirildi.
Kokocin gelmeden once Argun olduğu icin onun yerine Argun'un oğlu Gazan ile evlendi.
1278 yılında Horasan'a gelen Abaka, sonraki yıl oğlu Argun'u Fars ve Kirman'ı yağmalamış olan Cağataylar'dan Nekuderliler'in (NekuderiyÂn) uzerine gonderdi. Argun Nekuderliler'i Sîstan'a kadar takip edip orada kuşattıktan sonra bazı Cağatay şehzadelerini beraberinde alarak babasının yanına dondu. Abaka'nın 1282'de olumu uzerine yeni bir han secmek icin Van golunun kuzeyindeki Aladağ'da toplanan kurultaya o da katıldı ve Abaka'nın en buyuk oğlu olduğu icin hanlık tahtına kendisinin secilmesi gerektiğini bildirdi. Fakat kurultay buyuk bir coğunlukla amcalarından Ahmed'i han secince Argun da onun hukumdarlığını tanımaya mecbur kaldı.
Abaka'nın en buyuk oğlu olan Argun İlhan 660 (1261-62) yılında (Tavuk yılı Aram ayının 25. gunu) dunyaya geldi. Fakat Reşîduddin'in bazı sozleri, 658 (1259-60) yılında doğmuş olabileceğine de ihtimal verdirmektedir. 1278 yılında Horasan'a gelen Abaka, ertesi yıl oğlu Argun'u Fars ve Kirman'ı yağmalamış olan Cağataylar'dan Nekuderliler'in (NekuderiyÂn) uzerine gonderdi. Argun Nekuderliler'i Sîstan'a kadar takip edip orada kuşattıktan sonra bazı Cağatay şehzadelerini beraberinde alarak babasının yanına dondu. Abaka'nın 1282'de olumu uzerine yeni bir han secmek icin Van golunun kuzeyindeki Aladağ'da toplanan kurultaya o da katıldı ve Abaka'nın en buyuk oğlu olduğu icin hanlık tahtına kendisinin secilmesi gerektiğini bildirdi. Fakat kurultay buyuk bir coğunlukla amcalarından Ahmed'i han secince Argun da onun hukumdarlığını tanımak zorunda kaldı.
Argun devrinde Fars'taki Salgurlu Atabegliği ortadan kaldırıldı. Son Salgurlu atabegi Melike Âbiş Hatun Tebriz yakınındaki CerendÂb'da vefat etti (1286). Anadolu'ya gelince, bu ulke de diğer yerler gibi iyi idare edilmedi. Yaptırdığı sayısız eserlerden dolayı "ebu'l-hayrÂt" diye anılan buyuk Selcuklu devlet adamı SÂhib Ata da vefat edince (1288) memleket busbutun sahipsiz kaldı. Ertesi yıl Tebriz'den gonderilen Fahreddîn-i Kazvînî'nin koyduğu ağır vergiler halkı buyuk bir sıkıntıya duşurdu; hatta bircokları bu yuzden yurtlarını bırakıp başka yerlere gittiler. Fakat Fahreddîn-i Kazvînî yaptığı zulmun cezasını aynı yıl hayatı ile odedi. Yine aynı yıl Anadolu'daki Moğol ordusu kumandanlığına tayin edilen Samagar Noyan, malî idaresinin başına Anadolulu Hoca NÂsıreddin'i getirdi. O da icraatı ile halkın acılarını dindirdi.
Argun devri dış olaylar bakımından pek onemli sayılmaz. Onun saltanatında akından başka hicbir hadise vuku bulmadı. Bununla beraber Argun'un elcileri kendilerine karşı muttefik bulmak icin boş yere Avrupa'yı dolaştılar. Ceyhun'u ve Kafkasya'daki Demirkapı'yı gecip İlhanlı ulkesine giren Cağatay ve Kıpcak Hanlığı'na mensup kuvvetler de sadece yağmacılık icin gelmişlerdi.
Samimi bir Budist olan Argun bahşı*lara değer verip onları himaye ediyordu. Henuz otuz yaşlarında olduğu halde uzun yaşamak icin Hindistanlı bir bahşının hazırladığı ilÂcı sekiz ay ictikten sonra Tebriz Kalesi'nde cilehaneye girmişti. Fakat oradan hasta cıktı; bir ara sağlığı duzelir gibi oldu ise de yeniden hastalandı ve bir daha iyileşemedi. Cunku kendisine felc gelmişti. Kam*ların, hastalığın buyuden ileri geldiğini soylemeleri uzerine Toğancuk Hatun (Sultan Ahmed'in bir yakını) bu buyuyu yapmakla itham edilip bircok kadınla birlikte suda boğuldu (1291). Diğer taraftan Argun'un iyileşmeyeceğini anlayan Tuğacar, Koncukbal ve Togan gibi bazı noyanlar bir ittifak cephesi vucuda getirdiler. Bunlar ilk once kendileri gibi hana yakın diğer bazı beyleri oldurdukten sonra vezir Sa'duddevle'nin ve onunla birlikte calışan diğer bazı noyanların da hayatlarına son verdiler. Bu hadiseler uzerine "bolgak" cıktı, yani ortalık karıştı. Askerler mahalleleri yağmaladılar. Tam bu sırada da Argun ArrÂn'da oldu (7 Rebîulevvel 690/10 Mart 1291). Bir sandık icine konulan cesedi, Moğol geleneğine uyularak SultÂniye'nin batısındaki SûcÂs dağına goturulup orada gomuldu.
Argun'un başlangıcta babasının tahtını elde etmek icin Ahmed ile giriştiği mucadele, onun devlet işleriyle yakından ilgileneceği umidini vermişti. Fakat umit gercekleşmedi. Devlet işlerini Buka'ya, sonra da Sa'duddevle'ye bırakıp kendisi basit bir Moğol noyanı gibi kışlaktan yaylağa gidip geldi. Bu husus keyfî hareketlere, yetkilerin kotuye kullanılmasına ve toreye bağlılık fikrinin zayıflamasına sebep oldu. SÂhib-i DîvÂn Cuveynî'nin Argun Han'ın haslarına katılan emlÂkinin oğullarına iade edilmesi soz konusu olunca, mesele bunların hayatlarına son verilmek suretiyle halledildi. Argun'un dort oğlundan Gazan ve Harbende (Olcaytu Sultan Muhammed) daha sonra hanlık tahtına gectiler. Argun Tebriz'e cok yakın bir yerde Arguniye adlı bir şehir kurmaya girişmişse de olumu uzerine bu teşebbus sonucsuz kalmıştır.
Argun (Argon) Han Soyu:
Cengiz Han
Tuluy
HulÂgû
Abaka
Argun