İstanbul'da 2001 yılında askerlik yaptığı kışlada oldurulen ve kayıtlara firar olarak gectikten 19 yıl sonra yapılan yer gostermeyle kıyafet parcaları ve kemiklerine ulaşılan askerin Konya'da yaşayan ailesi şehitlik unvanı verilmesini istiyor.
İstanbul Hasdal Kışlası'nda askerlik yapan Piyade Er İsmet Işık'ın, 2001 yılı Haziran ayında bir anda ortadan kaybolduğu ve calıştığı kantinden 800 lirayı alarak firar ettiği aileye bildirildi. Daha sonra İsmet Işık'tan hicbir haber alınamadı. 15 yıl sonra aileye gelen bir telefonla İsmet Işık'ın aynı donemde askerlik yapan Orhan Doğan ve Bekir Şahin tarafından oldurulduğunun soylenmesi uzerine aile durumu yetkililere bildirdi ve calışma başlatıldı. Orhan Doğan ve Bekir Işık daha sonraki surecte yakalandı ve cezaevine gonderildi. Cezaevine bulunan Orhan Doğan bundan 1 ay once itiraf ederek Hasdal Kışlasında yer gosterdi. Gosterilen yerde kıyafet parcaları ve kemikler cıktı. Cıkartılan kemiklerin adli tıp incelemesinde, firar olarak gosterilen ve iple boğulduğu oğrenilen İsmet Işık'a ait olduğu belirlendi.

"Gelen telefonla oğlumun firar etmediğini oğrendim"
İsmet Işık'ın babası Durmuş Işık, oğlunun 2000 yılında Hasdal Kışlasına asker olarak gittiğini belirterek, "2001 yılında 7 aylık askerken bana bir haber geldi oğlun İsmet kayıp firar diyerek. Ama biz 15 yıl mucadele ettik. 15 yıl sonra bana gelen telefon sonucu oğlumun firar etmediğini, oğlumun Orhan Doğan ve Bekir Şahin tarafından oldurulerek kışla icerisine gomulduğu haberi geldi. Ben de bunu devletin butun birimlerine bildirdim. Daha sonraki gelişmelerle cocuğumuz 1 ay once yapılan arama sonucu cenazesi bulundu. Şu anda adli tıpta, biz de gerekli işlemleri yaptık. Cocuğumuzun bize ait olduğu belirlendi. Biz cocuğumuzun bulunduğumuz şehitliğe defnedilmesini istiyoruz. Devlet buyuklerinden bu istekte bulunuyoruz" dedi.
"Biz bunların hepsine kader dedik"
İsmet Işık'ın kardeşi Erol Işık ise, 2001 yılında askerde olan abisinin kantinci olarak gorev yaptığını soyledi. Erol Işık, "Bunlar tutanaklarda da sabittir zaten. Abimi oldurdukten sonra kantinin anahtarını alıp kışladaki bulunan kantine giriyor ve 800 lirayı alıyor. Devletimiz bize o zaman abimin kantindeki parayı alarak kactığını soyledi. Ustune bir de hırsız denildi abime. Geceleri askerler evimizi aramaya geldiler. Fakat 15 yılın ardından gelen haberden sonra abimin aslında firar etmediğini ve hırsız olmadığını anladık. 11. ayın 2'sinde sanığın yer gostermesiyle cenazemiz tespit edildi. Cenaze şu anda DNA tespitleri icin Adli Tıp'ta ve bunun da sonucu cıktı" dedi.
"Şehitlik unvanın verilerek direkt şehitliğe defnedilmesini istiyoruz"
Cenazeyi kısa sure icerisinde Konya'ya getirerek defnedeceklerini anlatan Işık, "Kara Kuvvetleri Komutanlığı Şehit ve Gazi İşleri Mudurluğu ile yaptığımız goruşmeye gore abimiz cenazesinin once normal mezarlığa, şehitlik unvanı verildikten sonra şehitliğe defnedileceğini soyluyorlar. Biz zaten 20 yıldır bu acıyla yaşıyoruz. Biz bunların hepsini sineye cektik. Ancak bir acı daha yaşamak istemiyoruz. 20 yılın ardından tekrar kazı calışması yapılıp şehitliğe defnedilmesi bize tekrar acı yaşatacak. Bizler iade-i itibarın gercekleşmesini ve şehitlik unvanın verilerek direkt şehitliğe defnedilmesini devlet buyuklerimizden talep ediyoruz" ifadelerini kullandı. - KONYA
Kaynak: İhlas Haber Ajansı