Kuraklık afetine karşı dayanıklı bitkiler ıslah edecekler
Sivas'ta iki bilim insanı destek aldıkları proje ile gelecekte insanlığı bekleyen kuraklık afetine karşı kuraklığa dayanıklı bitkiler geliştiriyor. Kuraklık, soğuk ve sıcaklık stresine karşı dayanıklı bitkiler uzerinde calışan bilim insanları, uzerinde calıştıkları farklı bitki turlerine ait genotipler ile insanlığa umut olacak

SİVAS - Sivas'ta iki bilim insanı Avrupa Birliği tarafından destek goren proje ile gelecekte insanlığı bekleyen kuraklık afetine karşı kuraklığa dayanıklı bitkiler geliştiriyor. Kuraklık, soğuk ve sıcak stresine karşı dayanıklı bitkiler uzerinde calışan bilim insanları, farklı bitki turlerine ait dayanıklılık gen kaynaklarını belirleyerek ıslah calışmaları ile geliştirdikleri yeni genotipler ile insanlığa umut olacak.
Uzmanlar, dunyada baş gosteren kuraklık afeti nedeniyle gelecekte buyuk bir kıtlık yaşanmasından endişe duyuyor. Sivas Bilim ve Teknoloji Universitesi, Tarım Bilimleri ve Teknoloji Fakultesi, dunyanın karşı karşıya olduğu kuraklık tehdidine karşı calışma başlattı. Avrupa Birliği tarafından desteklenen ve 6 ulkeyi kapsayan projede, Sivas Bilim ve Teknoloji Universitesi Tarım Bilimleri ve Teknoloji Fakultesi Dekanı Prof. Dr. Tolga Karakoy ve Doc. Dr. Faheem Shahzad BALOCH; kuraklık ve diğer abiotik stres koşullarına dayanıklı bitkiler geliştirmeyi amaclıyor.
"Kuraklık doğal afettir"
Prof. Dr. Tolga Karakoy yaşanan kuraklığı insanlığın karşı karşıya kaldığı bir afet olarak değerlendirip, "Kuraklığa sadece yağışların azlığı olarak bakılması yanlış olur, buna bir doğal afet olarak da bakmak gerekir. Cunku kuraklığın oluşması noktasında, Dunyada var olan iklimsel değişikliğin gunumuzde hissedilir boyutlara ulaştığını belirtti. Ulkemizde bundan 20 yıl oncesine, kişi başına duşen toplum su miktarı yaklaşık 1.700-1.800 metre kup civarında iken, bugun yaklaşık 1.350 metre kupe duştuğunu goruyoruz. Bu ister istemez hem urunlerde rekolte duşukluğune, biyolojik ceşitliliğin değişmesine, mera alanlarında daha az ot uretimine dolayısıyla hayvancılığı olumsuz etkileyebilecek, hem de tum bunların yansıması olarak işsizlikte artışa neden olabilecektir" dedi.
Kuraklığa dayanıklı bitkiler geliştiriliyor
Karakoy, kuraklığın neden olabileceği sorunlardan birinin de balıkcılık olduğuna dikkat cekerek, "Kuraklığın getirdiği en onemli sorunlarından bir tanesini, balıkcılıkta, ozellikle tatlı su balıkcılığında goreceğiz. Olaya bitkisel acıdan bakacak olursak. Bizim yaptığımız calışmalarda, bitkisel uretimde kullanabileceğimiz kuraklığa dayanıklı, yeni ceşitlerin geliştirilmesi noktasında calışmalarımıza, laboratuvarımızda ve sahada devam ediyoruz. Bu noktada hazırladığımız bir Avrupa Birliği projemiz onaylandı. Bu projede ozellikle kuraklığa dayanıklı yeni ceşitlerin belirlenmesi icin molekuler genetik ve biyoteknoloji bilim dallarından faydalanıyoruz. Bu kapsamda geliştirdiğimiz yeni ceşit adaylarımız var. Adaylarımızın laboratuvar ve arazi testlerini yaptıktan sonra ulkemiz ciftcisinin hizmetine sunmayı hedeflemekteyiz" ifadelerini kullandı.
Hayvancılıkta tehdit altında
Karakoy, cayır ve meralara dayalı hayvancılığında risk altında olduğunu ifade edip, "Kuraklıktan etkilenecek bir sektorde hayvancılıktır. Memleketimizde hayvancılığın cayır ve meralara dayalı yapıldığını goruyoruz. Kuraklıkla birlikte cayır ve meralarda yer alan bitkilerinde verim potansiyelini ve gucunu yitireceğini duşunuyoruz. Bu noktada da kuraklığa dayanıklı yem bitkilerinin geliştirilmesi noktasında calışmalarımızı surduruyoruz" şeklinde konuştu.
Ciftcinin urun tercihleri değişebilir
Karakoy, kuraklıkla birlikte ciftcilerin urun tercihlerinin değişebileceğine vurgu yaparak, "Kuraklığa bağlı olarak urun rekoltesinin duşmesi ile ciftcinin geliri de azalacaktır. Bu noktada da ciftcilerimiz yeni urun arayışlarına girecektir. Yağış miktarının 400-450 mm miktarında seyrettiği bolgemizde daha da fazla kuraklığın yaşanması ister istemez ciftcinin de urun yelpazesinde yeni urunlere yer vermesine neden olacaktır. Bugun sulu tarım arazilerinde pancar, patates ve hayvan yemi olarak kullanılan silajlık mısır vb. bitkilerin yetiştirildiğini goruyoruz, kuraklığın bu şekilde devam etmesi halinde bazı alanlarda sulu tarım yapılamayabilecek. Bu nedenle bizim kuraklığa dayanıklı alternatif urunler uzerinde calışmamız gerekiyor" diye konuştu.
Avrupa Birliği destekliyor
Kuraklığının tarım uzerindeki olumsuz etkilerine karşı cozum uretecek projenin yurutuculerinden Doc. Dr. Faheem Shahzad BALOCH altı ulkeyi kapsayan projelerinin Avrupa Birliği fonlarından destekleneceğini belirterek, "Avrupa Birliği desteklerinden faydalandığımız projemizde ozellikle iklim değişikliği cercevesinde, gelecekte surdurulebilir tarım acısından neler yapılabileceği uzerinde durduk. Projemizde bitkileri hem kuraklık hem de kimyasal gubreler vermeden, nasıl organik bitkiler yetiştire bileceğimizi ele aldık. İklim değişikliği cercevesinde Dunya karşılaşabileceği en buyuk tehlikelerden biri ile karşı karşıyadır. Belki de insan oğlunun goreceği en buyuk felaketlerden biri gercekleşebilecektir. Kimyasal gubre kullanımı ve sera gazları dolayısı ile Dunya buyuk bir felaket ile karşı karşıya kalabilir. Bazı bolgelerde aşırı kuraklıklar yaşanırken bazı bolgelerde aşırı yağışlar yaşanacak" dedi.
Hedef bir birimden 10 kat daha fazla urun
Doc. Dr. Faheem Shahzad BALOCH gelecekte bir birimden 10 kat daha fazla urun almanın zaruri hale geleceğine dikkat cekip şunları soyledi; "Şu anda 1 metre kare topraktan 10 kilogram urun alıyorsak, 2050 yıllarında hem kuraklık, Dunya'da ki nufus artışı ve hem de sanayileşmeye paralel olarak 1 metre kare topraktan 50 kilo gram urun almak zorunda kalacağız. Bu nedenle klasik teknikler yerine modern teknikler geliştirmek zorundayız. Kuraklık, aşırı sıcak ve soğuğa karşı dayanıklı bitkiler geliştirmek icin gen kaynakları bulacağız.
Kaynak: İhlas Haber Ajansı / ONUR ERDEN