
TEKİRDAĞ Namık Kemal Universitesi Corlu Muhendislik Fakultesi Biyosistem Muhendisliği Arazi ve Su Kaynakları Anabilim Dalı Oğretim Uyesi Prof. Dr. Halim Orta, Turkiye genelinde yaşanan kuraklıkla ilgili, "Kuraklık ciddi anlamda tehlikeli boyutta" dedi.
Trakya, son 90 yılın en kurak donemini yaşarken, İstanbul'un su ihtiyacını karşılayan barajlardan Kırklareli'nin Vize ilcesinde bulunan Kazandere ile Pabucdere barajları yağış olmaması nedeniyle kurudu. İstanbul Su ve Kanalizasyon İdaresi'nin (İSKİ) resmi internet sitesinde Kazandere'de yuzde 3.42'ye, Pabucdere'de yuzde 6.44'e kadar duştuğu belirtildi.
'TURKİYE METEOROLOJİK VE TARIMSAL KURAKLIĞIN TEHLİKESİ ALTINDA'Tekirdağ Namık Kemal Universitesi Corlu Muhendislik Fakultesi Biyosistem Muhendisliği Arazi ve Su Kaynakları Anabilim Dalı Oğretim Uyesi Prof. Dr. Halim Orta, yağışların olmaması nedeniyle kuraklığın artığını ve Turkiye'nin son iki yıldır ciddi bir kuraklık yaşandığını soyledi. Turkiye'nin meteorolojik ve tarımsal kuraklığın tehlikesi altında bulunduğunu soyleyen Prof. Dr. Orta, İstanbul, İzmir gibi buyukşehirlerdeki barajların doluluk oranlarının yuzde 25-30'lara kadar duştuğunu belirterek, Trakya'daki durumun daha farklı olduğunu ifade etti.'ELZEM OLARAK YER USTU SU KAYNAKLARINI GELİŞTİRMEMİZ GEREK'Trakya'da daha ziyade yer altı su kaynaklarının kullanıldığını belirten Orta, şunları soyledi: "Trakya'da maalesef icme kullanma suyu olarak biz daha ziyade yer altı su kaynaklarını kullanıyoruz. Bizde de boyu daha vahim. Nasıl vahim, orneğin duşecek yağışlarla İstanbul yer ustu kaynakları kullandığı icin kısa surede toparlayabilirken kuyu sularının yer altı sularının derin su kuyularını kullanan bolgelerde bu toparlanma daha gecikebilir ve sıkıntılarla karşılaşabiliriz. Zaten Turkiye su zengini bir ulke değil. Şoyle değil, şimdi yıllık kişi başına duşen su potansiyeli 1000 ila 2 bin metrekup bolu yıl olan yani kişi başına yılda 1 ila 2 metrekup duşen ulkeler ve bolgeler her an su sıkıntısıyla karşı karşıya olan ulkeler demektir. Bizim ulkemiz de bugun 95 milyar metrekup civarın da kullanabileceğimiz yer ustu su kaynağımız var. 12 milyar metrekupte su altı kaynağımız var. 3-4 metrekup sınır aşan sularımızdan toplarsak 110 milyar metrekup suyumuz var. 110 milyar metrekup suyu 82 milyon nufusumuza bolsek aldığımız goclerle daha başka bizim şu anda yıllık su potansiyelimiz 1300-1350 metrekup bolu yıl kişi başına. Dolayısıyla biz zaten her an su kısıtıyla karşılaşabilecek sıkıntılı ulkeler icindeyiz. Bu bir yanlış algıdır. O nedenle cok kısa surede elzem olarak yer ustu su kaynaklarını geliştirmemiz gerekir." 'KURAKLIK TEHLİKELİ BOYUTTA'Tekirdağ Namık Kemal Universitesi Biyosistem Muhendisliği Arazi ve Su Kaynakları Anabilim Dalı Oğretim Uyesi Prof. Dr. Halim Orta, kuraklığın tehlikeli boyutta olduğunu belirterek, şoyle konuştu: "Kuraklık ciddi anlamda tehlikeli boyutta. Tehlike boyutları şu, insanlık tarihine baktığımızda var olduğundan beri 3 şeyden korkmuş insanlar. Aclık-kıtlıktan korkmuşlar, salgın hastalıktan korkmuşlar, savaşlardan korkmuşlar. Bu nedenle devamlı kacarak gıda arayarak hastalıktan ve savaştan kacarak dunya duzeyine yayılmışlar. Son 100 yılda bunlara biraz ara verilmiş gibiydi. Ne oldu son 100 yıla baktığınız da aclık ve kıtlık onemli duzeyde dunyanın bircok bolgesinde azalmış idi. Salgın hastalıkların coğu kontrol altına alınma noktasında idi, savaşlar ve barışlarda insan hakları evrensel beyannamesinden epey yoluna girmeye başlamıştı. Şu anda iki tane sıkıntı ile karşı karşıyayız. Bir tanesi gıda guvenliği, ikincisi de salgın hastalıklar ile mucadele. Yani baktığınız da dunya kurulduğundan bu yana o temel etkiden cokta bir şey değişmemiş onu goruyoruz. Onlar halen insanı yaşamı tehdit etmeye devam ediyor. Sıkıntı hakikaten buyuk şoyle buyuk. Bir an once bu farkındalığı yaşamamız lazım. Eğer bu farkındalığı yaşamazsak nedir bu farkındalık. Bugun yaşadığımız olayın esas musebbibi kuresel ısınma ve iklim değişikliği. 2015'te Fransa Paris'te iklim değişikliği panelinde 2 bin 100'e kadar yani bu yuz yılın sonuna kadar ısınmanın beş santigrat dereceyi bulacağı soylendi. Tum katılımcılar ortak bir kararla bunu iki santigrat derecede tutacağını vaat ettiler. Sozleşmenin altına imza koydular. Yapılan calışmalar şunu gosteriyor. Eğer bir bolgede, bir ulke de bir kıta da bir coğrafyada yıllık ortalama sıcaklık 1 ile 1,5 derece artsa bile yağış yuzde 10 duşuyor. Yuzde 10 yağış duşerse ne olur? Yağış yuzde 10 duşurse akarsu debileri yuzde 40-70 duşuyor, yarısı gidiyor. Dolayısıyla bunun onune gecebilmenin yegane yolu kuresel ısınmayı durdurmadan geciyor. Şu anda esas sıkıntı iklim bilimcilerine gore soğuma yaşamamız gereken bir donemde biz ısınmayı yaşıyoruz. Ciddi bir ısınma."'KUCUK BARAJ VE GOLETLER YAPMAMIZ LAZIM'Prof.Dr. Halim Orta, su depolamanın cok onemli olduğunun altına cizerek, suyu depolamak icin eko sistemli değiştirmeyen kucuk depolama tesisleri olan goletler ve barajlar yapılmasıyla biran once yer ustu su kaynaklarının kullanılması gerektiğini kaydetti. Orta, şunları soyledi: "Trakya'da şu anda bizim 2.8 milyar metrekup yer ustu suyumuz, 0.4 metrekup yer altı suyumuz var. Ama biz maalesef bu 2.8 milyar metrekup yer ustu suyunu bahsettiğim gibi hatta bununla ilgili olarak bir projede yapmıştık. Trakya'nın 750 koyu var dedik ki, her koye bir golet. Her Organize Sanayi Bolgesi'ne bir baraj, bir golet. Yani yer altı suyunu kullanmayalım dedikce bizim yer altı suyu beslenmemiz 0.4 milyar metrekup şu anda tahminimize gore. Sanayi ağırlıklı olmak uzere kullanım 1.5 milyar metrekup. Yani dort katı su kullanıyoruz. Bu da yer altı su tablasını korkunc derecede aşağıya cekiyor. Yani ben bolgede 30 yıldan beri arazide su kaynakları calışan bir bilim insanı olarak 20-25 yıl once 70-80 metrede olan Ergene'deki su tablası bugun 400 metreleri aşmış durumda. Ne yapacağız ekosistemi ve doğal dengeyi bozmayan etkilemeyen kucuk ve orta olcekli golet ve barajlar yapmamız lazım ve bunları alternatif kullanımı, orneğin normal yıllarda hayvan icmesinde, tarımsal sulamada kullanırken sıkıntılı donemde derhal bunları icme ve kullanma suyu olarak yerleşim bilimlerine tahsis etmemiz lazım."'İCME VE KULLANMA AMACLI SU KULLANIMIMIZ COK ARTTI'Yaklaşık 1 yıldır ulke ve dunyanın koronavirus salgını yaşadığını soyleyen Prof. Dr. Orta, "Bu salgında hekim arkadaşlarımızın soylediği gibi hijyen, maske, mesafe. Hijyeni nasıl yapacağız? Suyla yapacağız. Ben inanıyorum son bir yıl icinde kesinlikle yerleşim merkezlerimizde icme ve kullanma amaclı su kullanımımız cok arttı. Bir taraftan da boyle bir sıkıntı ile karşı karşılaşıyoruz. Bakıyorum ona da cok uzuluyorum, yerel yonetimlerde su ucretlerinde bir duşuş. Su ucretlerinde bir azalma neredeyse secmenin talebi doğrultusunda ucretsiz su sağlama gibi bir yaklaşım sergileniyor. Ben buradan haddimi de aşmadan yerel yoneticileri uyarmak istiyorum. Şimdi yerel yoneticiler şunu sakın karıştırmasınlar. Nedir yerel yonetimler ulaşım ucretini belirler, cevre temizlik vergilerini, su ucretlerini, emlak vergilerini belirler. Aklıma bunlar geldi. Ancak suyu bunlardan ayrı tutmak gerekir. Suyu insanlara cok duşuk ucretle yani bunu siyasi bir malzeme olarak vermeye kalkmayalım. Altından kalkamayacağımız sonuclara gideriz. Benim burada onerim insanları bilincli su tuketimine yonlendirmemiz gerekir. Maalesef bu işte de fiyat onemli bir caydırıcılık ustleniyor. Devlet istatistiktik verilerine gore bizim şehirlerde 4 kişilik bir ailenin aylık su tuketimi 12 ile 15 ton arasında. Tamam şimdi ne yapacağız? Senin insanca yaşaman icin standartlarda yaşaman icin hijyenini sağlayabilmen icin ayda 15 ton su kullanman gerekiyor. 15 tona kadar su 1 lira orneğin 15 tonda su kullanıyorsan su musriflik yapmışsın demektir. O zaman 15 ile 18 ton arası 2 lira ama 18 tondan fazla kullanıyorsan su 5 lira dememiz lazım. Sadece insanları tasarrufa yonlendirmek icin" diye konuştu.









