
Hindistan kontrolundeki Cammu Keşmir'in bağımsızlık yanlısı siyasi liderlerinden, Eski Tum Partiler Hurriyet Konferansı lideri Seyyid Ali Geylani, dunya liderlerini, Hindistan'ın bolgede işlediği insan hakları ihlallerine sessiz kaldığı gerekcesiyle eleştirdi.
Geylani, 10 Aralık İnsan Hakları Gunu vesilesiyle yayımladığı acıklamada, Hindistan'ın Keşmirlileri baskı altına aldığı, kurumsal bir ayrımcılığa tabi tuttuğu ve haklarını sistematik olarak suistimal ettiğini belirterek, uluslararası toplumun Keşmirlilerin suregelen acılarına sessiz kaldığını savundu.
Keşmirlilerin acılarının 10 Aralık 1948'de İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi'nin kabul edilmesinden once 1947'de başladığını, Keşmir halkının o zamandan beri kendi kaderini tayin hakkı icin mucadele ettiğini vurgulayan Geylani, "10 Aralık bir kez daha geldi. Her ne kadar bugun Birleşmiş Milletler (BM) takvimine gore İnsan Hakları Gunu olarak kutlansa da asıl ve acı gercek şu ki, BM ve uluslararası toplum, bazı insanların haklarına yonelik ihlalleri hicbir zaman durdurmayı başaramadı." ifadelerini kullandı.
"Suca ortak sessizlik"
Dunya liderlerinin boyle bir gunde insan haklarının onemini vurgulayan vaazlar vermek yerine kendilerine bakmaları ve kendi cifte standartlarının, Keşmir gibi konularda "suca ortak sessizliklerinin", İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi'nin hedeflerinin, aradan gecen 70 yılda neden hala hayata gecirilememesinin sebebi olup olmadığına kafa yormaları gerektiğini vurgulayan Geylani, şunları kaydetti:
"Hindistan, 2019'da acık bir saldırganlıkla, uluslararası hukuku, cok sayıda uluslararası ve bolgesel anlaşmayı ihlal ederek Keşmir'i ilhak etme yonunde nihai adımını attı. Uluslararası toplum, tum bunlar olurken seyirci kaldı. Uzerinden 1 yıl gecmesine rağmen durum değişmediği gibi daha da kotu hal aldı. Hint otoriteleri, bolgenin demografisinin değiştirmeye yonelik meşum planlarını gaddar ve keyfi yasalar cıkararak yerine getirirken, kalıcı bir korku, teror ve belirsizlik hali hakim oldu. Ote yandan vatandaşların surekli ve gizli şekilde takip altında olması, korku ve belirsizlik atmosferini surdurerek insanları sessiz kalmaya zorluyor."
Basın ozgurluğune yonelik engellemeler
Geylani, Hindu milliyetcisi Hindistan Halk Partisi (BJP) hukumetinin bolgedeki gazeteciler uzerinde baskı uyguladığını ve tacizlerde bulduğunu belirterek, şu ifadelere yer verdi:
"Yerel medyanın sesi kısılıyor, muhabirler haberlerinin yonetimin resmi anlatısı ile ihtilaflı meseleleri icermediğini kanıtlamak icin haberlerini yayımlamadan once onaylatmak zorunda kalıyor. Gazeteler, coğu zaman sayfalarını yetkililerden gelen iceriklerle doldurmak zorunda kalıyor, buna direnen muhabirler ve yayıncılar ya tutuklanıyor ya da tacizlerle itaate zorlanıyor."
Tum bu zulme, insan hakları ihlallerine ve kontrol taktiklerine karşın Hindistan'ın Keşmir halkının kararlığını kırmayı başaramadığına işaret eden Geylani, şu değerlendirmelerde bulundu:
"Biz, kendi kaderini tayin hakkına yonelik mucadelemizi mantıksal sonucuna vardırmak icin kararlılığımızı surduruyoruz. Uluslararası İnsan Hakları Gunu, bize Hindistan işgaline karşı ve kendi kaderini tayin hakkına yonelik mucadelemizin haklı ve kutsal olduğu, her ne pahasına olursa olsun surdurulmesi gerektiğini hatırlatıyor."
Geylani, dunya liderlerinin bu zulum ve hak ihlalleri karşısında sessiz kalmasının, Hindistan ve İsrail gibi işgalci ve hak istismarcısı devletlerin yaptıklarına meşruluk kazandırıp, onları bu davranışlarını surdurmeye teşvik ederek "suca ortak olmak" anlamına geleceği uyarısında bulundu.
Bağımsızlık yanlısı partileri tek catı altında topladı
Keşmir'in bağımsızlık yanlısı siyasi liderlerinden Geylani, siyasal yaşamına Keşmir Cemaati İslami Partisi icinde başladı.
Daha sonra partiden ayrılarak "Tahrik-i Hurriyet" adı verilen ve bağımsızlık yanlısı partileri tek catı altında toplayan Tum Partiler Hurriyet Konferansını kuran Geylani, hazirana kadar konferansın genel başkanlığını, dağıtılan Cammu Keşmir Yasama Meclisinde de milletvekilliği yapmıştı.
Keşmir sorunu
İngiltere, 1947'de somurge olarak yonettiği Hindistan'dan cekilirken o donemde bir prenslik olan Keşmir, bağımsızlıklarını yeni kazanan Hindistan ya da Pakistan ile birleşme konusunda tercihle karşı karşıya kaldı. Nufusunun yuzde 90'ı Musluman olan Keşmir halkı, 1947'de Pakistan'a katılmaktan yana tavır alsa da donemin prensi, Hindistan ile birleşmeye karar verdi. Karara Musluman Keşmir halkı karşı cıktı. Pakistan ve Hindistan'ın bolgeye asker gondermesiyle taraflar 1947'de ilk kez savaştı. İki ulke arasında yine aynı nedenle 1965 ve 1999'da savaş cıktı.
Sağlanan gecici ateşkes sonucunda Cammu Keşmir'in yuzde 45'i Hindistan'ın, yuzde 35'i Pakistan'ın kontrolunde kaldı. Bolgenin doğusundaki yuzde 20'lik bir kısım ise sınırdaş Cin'in hakimiyetine verildi.
Ele gecirdiği bolgeleri "Cammu Keşmir" eyaleti adı altında kendine bağlayan Hindistan, gecen yıl yaptığı anayasa değişikliğiyle bolgenin ozel yonetim statusunu kaldırarak "Cammu Keşmir" ve "Ladakh" adıyla merkeze bağlı "Birlik Toprağı" statusunde iki ayrı idari birim haline getirdi.
Bağımsızlık yanlısı militan gruplar bolgede 1989'dan bu yana Hint yonetimine karşı silahlı mucadele yurutuyor. Hindistan, coğunluğu Musluman Keşmir halkının meşru mucadele olarak gorduğu bu hareketleri "Pakistan destekli terorizm" olarak gorurken, İslamabad yonetimi suclamaya karşı cıkıyor.
Birleşmiş Milletler Guvenlik Konseyi (BMGK), 1948'den itibaren aldığı kararlarla Keşmir'in askerden arındırılmasını ve geleceğinin halkoyuyla belirlenmesini ongoruyor. Hindistan, halk oylamasına karşı tutum benimserken Pakistan, BMGK kararlarının uygulanmasını istiyor.
Kaynak: Anadolu Ajansı / Emre Aytekin