AK Parti Sozcusu Omer Celik, "Avrupa Birliği acısından ilk 5 mesele olarak hangi meseleleri sayarsanız, Turkiye olmadan Avrupa Birliği'nin bunu yonetmesi mumkun değil." dedi.
Celik, parti genel merkezinde, Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan başkanlığında yapılan AK Parti Merkez Karar ve Yonetim Kurulu (MKYK) ve Merkez Yurutme Kurulu (MYK) ortak toplantısı devam ederken duzenlediği basın toplantısında, Avrupa'nın gercek bir Avrupa Birliği olmaktan geriye gittiğini, siyasi değerlerini kaybettiğini belirtti.

İlk defa Avrupa Birliği'nin, kuruldu kurulalı bir krizi yonetemez ve fırsata ceviremez halde olduğunu dile getiren Celik, kopruler kuran bir Avrupa'nın yeniden dirilmesinin, duvarlar kuran Avrupa'ya karşı hep beraber mucadele etmekle mumkun olacağını soyledi.
Bugun duvar ormekle uğraşan Avrupalıların, ırkcıların, Avrupa Birliği'ni yok etmek istediğini aktaran Celik, şoyle konuştu:
"Halbuki kopruler kuran, diyalog geliştiren, iş birliği geliştiren bir Avrupa, dunyanın geleceği icin, herkes icin bir referans kaynağıydı, demokrasiler icin bir umut kaynağıydı. Biz o Avrupa'nın, o Avrupa Birliği'nin parcası olma konusundaki irademizi koruyoruz. Demokratik değerlere sahip, iş birliği, diyalog mekanizmalarını artıran, kazan-kazan ilkesi cercevesinde siyasi değerleri ve demokratik değerleri pekiştiren bir Avrupa Birliği, Turkiye'nin de icinde yer almak istediği bir birliktir. Dolayısıyla bunun yolu, o birliğin hayatiyetini surdurmesi, genişleme politikasını surdurmesi ile mumkundur. Bu genişleme politikası sadece mekanik olarak belli ulkeleri icermekle ilgili politika değil, siyasi değerler konusunda daha cok iş birliği ve demokrasi oluşturarak, daha cok muzakere alanı oluşturarak, butun bunların, daha genişleyen bir Avrupa vizyonunun ortaya cıkması gerekiyor."
"Avrupa Birliği sağduyulu davranmalıdır"
Celik, Avrupa Birliği acısından da kopruler kuran bir Avrupa yerine, duvarlar oren bir Avrupa şeklinde ikiye bolunmenin soz konusu olduğuna işaret etti.
Kopruler kuran Avrupa'nın kıymetli ve değerli olduğunu soylediklerini dile getiren Celik, şoyle devam etti:
"Burada Turkiye ile Avrupa arasındaki koprunun bu yanlış ajandalara mahkum olarak zedelenmemesi lazım. Onun icin de Avrupa Birliği'nin yapması gereken ilk iş, Turkiye'ye karşı bu yaptırım dilini kullanmaktan vazgecmesidir. Turkiye'ye karşı yaptırım uyguladığınızda, Turkiye bu diyalogların dışında kaldığında, bu diyalog masalarını onemsemediğinde, guvenlik meselesini nasıl yoneteceksiniz? Doğu Akdeniz'deki meseleleri nasıl yoneteceksiniz? Multeci meselesini nasıl yoneteceksiniz? Yani Avrupa Birliği acısından ilk 5 mesele olarak hangi meseleleri sayarsanız, Turkiye olmadan Avrupa Birliği'nin bunu yonetmesi mumkun değil. Butun bunları nasıl gercekleştireceksiniz?"
Celik, Avrupa'nın sağduyulu siyasetcilerinin sesini dinlemesinin zamanının geldiğini belirterek, "Avrupa Birliği sağduyulu davranmalıdır. Sağduyulu davranırken de Turkiye ile diplomatik mekanizmaları calıştırmalıdır. Yapmaması gereken tek şey vardır, o da yaptırım dili kullanmak. Avrupa Birliği'nin kurumlarından yaptırım dilinin cıkması demek, Avrupa Birliği'nin faşistler, ırkcılar, neonaziler karşında yenilenmesi demektir." dedi.
"Son derece şaşkınlıkla, ibretle izliyoruz"
Omer Celik, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıcdaroğlu tarafından Turkiye Cumhuriyeti'nin Cumhurbaşkanlığı makamına karşı sistematik olarak ortaya konulan tavrın doğru bir tavır olmadığını belirterek, şoyle devam etti:
"En son bu Turk gemisinin İrina Harekatı cercevesinde, belli bir komuta merkezi tarafından Almanların yonlendirilmesi ile aranması karşısında Sayın Kılıcdaroğlu, bunu doğru bulduğunu soyleyen bir acıklama yaptı. Doğrusunu soylemek gerekirse bunu inanılmaz yadırgatıcı buluyorum. Yani 'Turkiye'nin oraya zamanında bilgi vermediği, Cumhurbaşkanına ulaşılamadığı' gibisinden bir yaklaşımla karşı tarafın tezlerinin, ic siyasette Cumhuriyet Halk Partisi yoneticilerinin tezi haline gelmesini biz son derece şaşkınlıkla, ibretle izliyoruz. Ustelik bilgi verdik, bunu da soyledik. Bu cercevede bir bilgi verme zorunluluğu olmamasına rağmen karşı tarafa bildirilmiştir, 'bunu yapamazsınız' diye."
Celik, Kılıcdaroğlu'nun "Sayın Cumhurbaşkanına saatlerce ulaşılamadı." dediğini de aktararak, "Cumhurbaşkanımızda arkadaşlarımızın hepsinin cep telefonu vardır, aradığınızda 1 dakika icinde ulaşırsınız, acil bir konu olduğunda. Bu kadar kolay bir şekilde ceşitli konularda goruşunu almak, talimatını almak kolaydır. Oyle bir konuda Turkiye haklıyken, halen dun de butce goruşmesinde Kılıcdaroğlu'nun, İrina Harekatı cercevesinde Yunanlıların, Almanların tezini Turkiye'nin tezine karşı doğru bir tez gibi savunması son derece yadırgatıcı." diye konuştu.
Bunun Turk siyasi tarihinde başka bir orneği olduğunu zannetmediğini dile getiren Celik, "Muhalefet ile iktidar birbirine cok sert girer, muhalefet ile iktidar arasında buyuk sertleşmeler olur, politik ayrılıkları olur ama net bir durum varken bizim gemimize gayri kanuni, gayri hukuki bir şekilde cıkılmışken, tutup da karşı tarafın hikayesini, hikayenin gerceği gibi anlatmak, maalesef Kılıcdaroğlu tarafından ısrarla surdurulen bir politika." değerlendirmesini yaptı.
Celik, sonuc olarak Turk devletinin kurumlarının, Dışişleri Bakanlığının, acıklama ustune acıklama yapıp "bu anlattığınız, tezi dayandırdığınız hukuki bilgi yanlıştır, bunu neye gore soyluyorsunuz" diyerek, teknik ve hukuki bilgi verdiğini anlattı.
Yunanistan gazetesinde yer alan bir haberi gosteren Celik, sozlerini şoyle surdurdu:
"Yunanlılar manşet atıyorlar. Bir tek Yunanlılar, Turkiye'nin muhalefet liderinin doğru soylediğini soyluyorlar. Başkası tarafından takdir gormuyor, bir tek orası tarafından takdir goruyor. Biz soylediğimiz zaman 'Sayın Kılıcdaroğlu sadece Turkiye'ye karşı yabancı devletlerin tezini savunuyor' diye. Bakın bu gemi hadisesinde, komuta merkezinde Yunanlılar da olduğu icin, kendilerinin Turk muhalefet lideri tarafından farklı bulunduğuna dair surekli bir anahtar veriyor. Gelinen nokta budur. Cumhuriyet Halk Partisine gonul veren vatandaşlarımızın, destek veren değerli vatandaşlarımızın siyasi ideallerini, siyasi duşuncelerini, Cumhuriyet Halk Partisi yonetiminin bu hale duşurmesi cok buyuk bir haksızlıktır. Kendi devletine karşı eleştirel olan, yabancı devletlerin tezini surekli olarak kendi devletinin tezi karşısında, gercek bir tez gibi savunan bir muhalefet anlayışı ile karşı karşıyayız."
"Sadece Yunanlılar tarafından takdir edilen acıklamalar yapıyorlar"
Dış politikada tabii ki eleştiri getirilebileceğini, farklı duşuncelerin ortaya konabileceğini belirten Celik, "Demokratik diyalektiğin gereğidir bu. Bundan da cok buyuk bir memnuniyet duyarız ama bunun yerine standart bir şey var, Turkiye devletinin karşısında hangi devlet varsa, belli bir politikada o devletin tezi Cumhuriyet Halk Partisi yoneticilerinin tezi oluyor." dedi.
Celik, teknik bilgilerin verilmesine rağmen, uluslararası hukuk ve siyaset acısından bu acıklamaların yapılmasına rağmen, Kılıcdaroğlu'nun buna devam etmesinin son derece yanlış olduğuna dikkati cekti.
CHP'li yoneticilerin daha onceki acıklamalarını hatırlatan Celik, şunları kaydetti:
"En son bakın Azerbaycan toprağının, Birleşmiş Milletler tarafından da Azerbaycan toprağı kabul edilmiş yukarı Karabağ'ın kurtarılması hadisesinde, dış ilişkilerden sorumlu CHP yoneticisi, cıktı ne dedi? Fransızların soylediğini soyledi; 'Turkiye, Azerbaycan'da Suriyeli cihatcıları savaştırıyor' diye. Bunu, Hafter'i destekleyen Fransa soyluyor. Bunu dunyanın ceşitli yerlerindeki karanlık guclerin arkasında olan odaklar soyluyor. Turkiye'deki bir siyasi partinin yoneticisine yakışıyor mu, kendi devletini başka devletlerin teziyle suclamak? Boylesine bir beşinci kol faaliyeti olabilir mi? Demokratik siyaset acısından boylesine bir yanlış olabilir mi? Doğu Akdeniz'de yine aynı şeyle karşı karşıya kalıyoruz. Geldiğimiz nokta ortadadır. Sadece Yunanlılar tarafından takdir edilen acıklamalar yapıyorlar."
(Surecek)
Kaynak: Anadolu Ajansı / Yıldız Nevin Gundoğmuş