Kocaeli'nin Golcuk ilcesinde yaşayan 75 aşındaki Mikail Toroman, 65 yıldır eski mekanik saatleri onarıyor. Teknolojiye yenik duştuğunu belirttiği mesleği icin mucadele eden Toroman, "Bu bir aşk işi, bu bir sevda işi. Burada calışan kişi buraya yureğini koyacak" dedi.
Kocaeli'nin Golcuk ilcesinde 75 yaşındaki Mikail Toroman, kucuk tamirhanesinde saatcilik mesleğini yaşatmaya calışıyor. Yaklaşık 10 metre karelik, duvarları saatlerle kaplı dukkanda mekanik tamirciliği yapan Toroman, babasından devraldığı mesleği 65 yıldır suruyor. 12 yaşından beri saat tamirciliği yaptığını ifade eden Toroman, Turkiye'nin en yaşlı ustası olduğunu dile getirdi. Kendini saat ustası olarak değil saat tamircisi olarak nitelendiren Toroman, saatcilik mesleğinin son elektroniğe yenik duşulduğunu belirtti.

"Meslekten hic sıkılmadım, yorulmadım"
Mesleğini cok sevdiğini dile getiren Mikail Toroman, "Kardeşlerimin hepsi saatciydi, hepsi oldu rahmetli oldu. Babamın tezgahında 12 yaşındayken saatleri rahatlıkla sokup tamir edebiliyordum. Babam okumama karşı cıkıyordu. Sanatkar olmamı istiyordu, sanatkar oldum. İdealim olan mutluluğu sadece saatlerde buldum. Ben bunların seslerinde başka aleme gidiyorum. Ben usta değilim ama o unvanı verdiler. Şu an Turkiye'nin en yaşlı ustasıyım. Ben saat tamircisiyim. Her bir saat carkının dişlerinde o nasıl donup hayatı eziyorsa hayat carkının dişlerine de biz kendimize heba ettik. Gonul isterdi ki bu meslek daha da yurusun fakat her mesleğin en azami 150-200 yıllık bir omru vardır. Bizim meslek 200 yılda bitti. 150 yılda dedem, amcam, babam gitti. 65 yıldır bu mesleği yapıyorum. Askerlik yıllarımda dahi saatcilik yaptım, bu kadar mesleğime aşığım. İnanır mısınız calışmadığım zamanlar sıkılıyorum. Meslekten hic sıkılmadım, yorulmadım. İnsanları sevdim, ister beni sevsinler ister sevmesinler. Bir demire hayat vermek, demire doğru calışmayı oğretebilmek insanlardan daha zor" dedi.
"Elektroniğe yenik duştuk, saatcilik bitti"
Saat ustalarının artık yetişmediğini belirten Toroman, "Saatlerin caldığı ses bana farkına varmadan, bir keman sesi gibi geliyor, mutluluk veriyor. Şimdi biz elektroniğe yenik duştuk, saatcilik bitti. Bundan sonra kac gun, kac ay yaşarsak bu mesleği devam ettireceğiz. 3 ayda 6 ayda bu iş kurslarla oğrenilecek iş değil. Bu bir aşk işi, bu bir sevda işi. Burada calışan kişi buraya yureğini koyacak. Bu işi oğrenmek isteyen kişiler 12 ile 18 yaş arası tezgahın tozunu yemesi lazım yoksa usta olamaz. Oğluma oğrettim, oğlum iyi bir usta oldu ama ayakkabı alım satımına kafayı taktı saatcilikten soğudu. Şu an oğlum bu mesleği yapsa dahi parmaklar hassasiyetini yitirdi. Parmaklar beyin cerrahının parmakları gibidir, asimetrik calışır bunları kaybettiysen her şeyi kaybetmişsindir. Yaşım 75 ama ellerim titremez hala" diye konuştu. - KOCAELİ
Kaynak: İhlas Haber Ajansı