
Son 20 yılını 'Ben neyim?' sorusuna cevap aramakla geciren, bir biyolog o. Ayrıca tıbbi fizyoloji uzmanı, ayrıca sinir bilim araştırmacısı... Bu sıfatlarının yanında kendi deyimiyle 'uslanmaz bir meraklı' olan Prof. Dr. Sinan Canan'ın, İFA (İnsanın Fabrika Ayarları) teorisi 'Sınırları Aşmak' isimli ucuncu ve son kitabıyla tamamlandı. Bilmeyenler icin İFA, insanı 3.5 milyar yıllık canlılık surecinin doğal ama sıra dışı bir sonucu olarak ele alan, herkes anlasın ve uygulasın diye yazılmış bilimsel bir teori.
Tokken bile sorun cıkaran tek canlı
Hareket, beslenme, ilişkiler, stres ve sınırları aşmak başlıklarıyla ozetlenebilecek beş temel prensipten oluşuyor ve nesilden nesle aktardığımız fabrika ayarlarımızı fark etmemizi amaclıyor. İlk dort madde, İFA'nın onceki kitaplarında (Beden, İlişkiler ve Stres) anlatılıyor. Beşinci ve son ayar olan 'sınırları aşmak' prensibi ucuncu kitapta ele alınıyor.
Kitap, insanın sosyal ve bedensel ihtiyaclarının onemini ve diğer canlılardan ayıran ozelliklerini farklı bakış acılarıyla anlatarak başlıyor. Prof. Dr. Canan'ın girizgahtaki şu sozu aslında uc kitaplık İFA teorisinin cıkış noktasına işaret ediyor; "İnsan, karnı doyduğu zaman sorun cıkaran tek canlıdır!" Yani biyolojik ihtiyaclarımızı giderdiğimizde rahatlamak yerine insani ihtiyaclarımızın cağrısına kulak vermeye başlıyoruz; sorgulamak, araştırmak, keşfetmek, anlamak, anlam vermek... Kurumsal hayattan kırsala goc etmek ya da maddi imkanların zirvesindeyken bile bunalıma girmek gibi..."
Yazar, hepimizin icinde bir yerlerde 'rahatın battığı', daha başka şeyler aradığımız donemsel ruh hallerinin sebebini şoyle anlatıyor: "Biz rahatsızlıklar, yokluklar ve imkansızlıklar icinde imkan ve urun yaratmak amacıyla secilmiş olanlarız. Doğamız bizden 'cozulecek bir muşkul' bulmamızı istiyor. Boyle bir muşkul yoksa o muşkulu yaratmamızı dayatıyor. Ote yandan gercek hayatta surekli bir rahatlık peşindeyiz. İlişkilerimizde, sağlığımızda, beslenmemizde, işimizde hep bir denge durumu arıyoruz. İniş cıkışlar bizi sıkıntıya sokuyor. Oysa temel gercek, dengesizlikler icinde denge bulmak demektir. Her şeyi dengeli bir hayat bize gore değildir ve olumle eşdeğerdir. Yaşam işte genel olarak bu gayretin adıdır. Gayretin ana amacı dengesizliği muhafaza etmektir."
Canan'a gore insanın fabrika ayarlarına geri donebilmesi ve hatta sınırları aşabilmesi icin cıktığı yolculukta atması gereken onemli adımlardan biri de 'konfordan kaosa atlamak', yani hayatımızı değiştirebilmek. Bunun zor olmasının sebebi de yine yazara gore beynimizdeki 'dopaminle işaretleme sistemleri'nden kaynaklanıyor. Arzu etmemize rağmen bir şeyleri yapmaya hic kalkışmamamız da işte bu sistemlerin yuzunden.
Bu kitapta genel gecer formuller ve tarifler yok
Canan, "O sistemi zorlamazsanız sizi hep konfor alanınızda tutacaktır. Memnun olmadığınız hayatınıza bildik ve guvenli geldiği icin devam edeceksiniz" diyor. Oysa konfor alanından cıkmayı başaranlarla sınırları aşanlar aynı kişiler. Prof. Dr. Canan bu kitapta kişisel gelişim kitaplarının aksine fabrika ayarlarına donuş yolculuğunda genel gecer formul ve tariflere yer vermiyor. Bunun yerine okurlarını kendilerini anlayabilmeleri icin zihinsel bir mesaiye davet ediyor ve cozum yollarını kendilerinin keşfedebilmesi icin cesaret vermeyi amaclıyor. Cunku Canan'a gore İFA, insanın ne olduğunu butuncul olarak yeniden tanımlamayı ve tarif etmeyi amaclayan bir teori. Modern medeniyetin icine doğmuş insanın unutmaya yuz tuttuğu beden ve zihin ozelliklerini hatırlatma ve bu sayede de yaşadığımız temel sorunların cozumlerine dair oneriler getirmeyi amaclayan kapsayıcı bir izah cabası. Aslında İFA, bize 'bilmediğimiz' neredeyse hicbir şey soylemiyor ama unuttuğumuz hayati gercekleri en anlaşılır şekilde yeniden hatırlatıyor.
Kaynak: Hurriyet