
Burası olumle yaşam arasındaki son nokta
Yoğun bakımdaki hastaların son istekleri sağlık calışanlarını bile ağlatıyor
Mektup yazan da var, son kez cocuğunun sesini duymak isteyen de
3. seviye yoğun bakım hemşireleri anlattı:
"İnsanların yoğun bakımda ne yaşadığını saniyelik gorseniz dışarı cıkmak istemezsiniz"
"Bize mektup yazdıran hastalar oluyor, ağlıyoruz"
"Yuruyerek, konuşarak gelen hastaların 10 gun sonra olum haberini veriyoruz"
SAMSUN - Covid-19 yoğun bakım doluluk oranlarının yuksek olduğu Samsun'da, sağlık calışanları olumle burun buruna gelen korona hastalarının son isteklerinden, en caresiz anlarına kadar bircok duruma tanıklık ediyor. Karşılaştıkları durumlar karşısında fiziksel ve psikolojik olarak etkilenen sağlıkcılar, "İnsanların yoğun bakımda ne yaşadığını saniyelik gorseniz dışarı cıkmak istemezsiniz" diyerek herkesi uyarıyor.
Sağlık Bakanı Fahrettin Koca'nın acıklamasıyla vakaların yuzde 100 oranında artış gosterdiği şehirlerden biri olan Samsun'da, korona hastalarının kaldığı yoğun bakım unitelerinde oldukca dramatik durumlar yaşanıyor. Ozellikle Orta Karadeniz Bolgesi'nin korona virus yukunu sırtlayan Samsun Eğitim ve Araştırma Hastanesi'nde calışan sağlıkcılar, bu surecte duygusal anlara şahit oluyor. Hastaların son istekleri ise sağlık calışanlarına gozyaşı dokturuyor. Solunum cihazına bağlanarak uyutulmadan onceki zamanda hastalar, kimi zaman mektup yazarak sağlıkcılardan sevdiklerine ulaştırmalarını talep ediyor kimi zaman da cocuğunun sesini son kez duymak istiyor. Sağlıkcıların elini tutarak "Bana biraz daha nefes ver" diye yalvarır derecesinde isteklerde bulunanlar yurekleri dağlıyor.
"Yoğun bakımı saniyelik gorseniz dışarıya cıkmak istemezsiniz"
Covid-19 yoğun bakımda yatan hastaların son anlarına tanık olduklarını, bu durumun kendilerini psikolojik olarak cok etkilediğini belirten Hemşire Hayriye Tanrıvermiş, "Lutfen elinizi vicdanınıza koyun. Buradaki insanların son anlarında biz yanlarındayız. Onların son su icmesinde, son nefesinde biz başlarındayız. Biz onların neler cektiğini cok iyi goruyoruz. Dışarıda insanlar bunları gormeyebilir. En sevdiği annesinin burada son anında neler yaşadığını gorselerdi, emin olun gunlerce sokağa cıkmak istemezlerdi. 61 yaşında bir hastamız vardı. Hastayı 'cpap' cihazı ile takip ediyorduk. Solunum cihazına bağlamak istemedik cunku bu hastalıkta akciğer son aşamaya geldiğinde ventilator ozellikle bağlanmışsa o hastanın cihazdan ayrılması cok sıkıntılı oluyor. Biz bu amcamıza 'biraz daha dayan, seni bu cihaza bağlamak istemiyoruz' dememize rağmen amca 'boğazımı delin ve bağlayın' dedi. Bu amcamızın en son soylediği sozler bunlar oldu. Şu anda amcamız solunum cihazına bağlı ve tamamen ilaclarla uyutuluyor. Dunya ile bilinc olarak hicbir bağlantısı yok. 'Beni kurtarın, boğuluyorum' diyen bircok hastayı kaybettik. Hastanın başında ağladığımız zamanlarda oldu. Hastaların yuzde 90'ı yakın cevresiyle temas ettiğini ifade ediyor. Bizden son istekleri oluyor. Cocuğun sesini duymak isteyen oluyor. Mumkun olduğunca telefonla veya yazarak iletişim kurmalarına vesile oluyoruz. Orneğin 56 yaşında bir hastamızın olum korkusu cok fazlaydı. Hemşire arkadaşımız hastanın yanındaydı. Arkadaşımıza 'beni bırakma, elimi tut' dediği icin hemşire arkadaşımız dakikalarca onun elini tutarak bekledi. Biz o hastayı iyileştirdik ve buradan taburcu ettik. Bizlerin super gucleri yok. Samsun halkına ozellikle sesleniyorum. Lutfen zor durumda kalmadığınız surece maskesiz dışarı cıkmayın. Toplu alanlara girmeyin. Burada yatan hastalarımızın bircoğu 65 yaş ve ustudur. 70, 80 yaşında bir hasta sahilde gezerken, kafelerde otururken, alışveriş merkezlerinde dolaşırken bu hastalığı kapmıyor. Bunların en yakınlarındaki evlatları, torunları ve diğerleri bu hastalığı onlara getiriyor" dedi.
"Gercekten ağlıyoruz"
Korana virusu yenerek tekrar mesleğine devam eden ve 10 aydır ailesini gormeyen Hemşire Ceren Yaldız, "Oldukca izole yaşıyoruz. Burada bilinci acık hastalara 'nereden kaptınız' diye sorduğumuzda 'yakınımdan' cevabı alıyoruz. 'Yalvarıyorum, biraz nefes verin' diyen hastalarımız oldu. Psikolojik olarak zor durumdayız. Bedenen yorulduk. Hastalara oksijen tedavileri uyguluyoruz. 'O tedavi bitene kadar yanımdan ayrılma' diyor. Biz de 1 bucuk, 2 saat yeri geliyor oradaki hastalarla kalmak zorunda kalıyoruz. Hastaya nefes alamadığında bizden kalem kağıt istiyor ve mektup yazıyor. Bize soyluyor. Biz yazmaya başlıyoruz. Gercekten ağlıyoruz. Hastalar vefat ettiğinde aklımıza onlar geliyor. O kadar dramatik bir olum oluyor ki ne hasta yakınlarını gorebiliyor ne de yakını hastayı gorebiliyor. Hasta vefat ettiğinde yakınını arıyoruz. Kızı diyor ki 'annemin cenazesini alamam, evde izoleyiz' diyor. Gercekten acı bir tablo oluyor. İnsanlar keşke bunu gorse de sokakta gezmelerin, alışveriş merkezlerine gitmelerin ne kadar gereksiz olduğunu anlasalar. Ben korona oldum, iyileştim tekrar başladım" diye konuştu.
"Yuruyerek gelen hastaların 10 gun sonra olum haberini veriyoruz"
İnsanların dışarıda gezmeye ve ziyaretlere ara vermesi gerektiğine onemle dikkat ceken Doktor Abdul Celil Kayabaş ise, "Daha onceden yoğun bakımlara 75 yaş ustu kotu bir hastalığı olan hastalar yatarken bu salgınla beraber biz daha genc hastaların yattığını gorduk. 40'lı yaşlarda, 50'li yaşlarda hastalarımız konuşarak geliyorlar. Bu Covid-19 nedeniyle hızlı bir şekilde zaturreye girerek makineye bağlamak zorunda kalıyoruz. Yuruyerek, konuşarak gelen hastaların belki de 10 gun sonra ailelerine olum haberini veriyoruz. Bizim acımızdan psikolojik olarak cok yıpratıcı bir surectir. Toplum acısından da oyle fakat toplum bunun hepsine şahit olmuyor. Bu surec o kadar dramatik bir şekilde işliyor ki cunku insanlar bilinci acık ve nefes alamıyor. Dışarıda gezmek, aile ziyaretleri, toplu merasimler bunların hepsine ara vermek gerekiyor. Genc bir hastayı korona nedeniyle kaybetmiştik. Onu artık yeterli nefes alamadığı surecte, makineye bağlayacağımız surecte ellerimi tutmuştu ve 'ben kurtulacağım değil mi doktor bey' demişti. Ben de ona soz vermiştim, 'kurtulacaksın' demiştim. Maalesef hastayı kaybettik. Bu bizim acımızdan psikolojik bir travma hem de hasta yakını ve hastalar icin buyuk bir travmadır" şeklinde konuştu.
Samsun'da sağlıkcılar pandemi mucadelesini fedakarca surdurmeye devam ederken, evlerde izole olması gerekirken dışarıya cıkan vatandaşlara her gun rastlanmaya devam ediliyor. Sağlıkcılar ise tedbir cağrılarının karşılıksız kalmamasını bekliyor.



