
Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktay, Katar Yatırım Ofisinin (QIA) Avrupa İmar ve Kalkınma Bankası'nın (EBRD) Borsa İstanbul'daki yuzde 10'luk hissesini aldığını ve hem Turkiye hem de Borsa İstanbul'un buradan ciddi karlar elde ettiğini acıkladı.
Oktay, TBMM Plan ve Butce Komisyonunda, Cumhurbaşkanlığı butcesi goruşmelerinde, milletvekillerinin soru ve eleştirilerini yanıtladı.
Turkiye'nin 2002 yılı sonrasında koklu yapısal reformları uygulamaya koyarak makro ve mikro politikaları istikrar ve buyumeyi destekleyici şekilde uyguladığını belirten Oktay, verimliliğin arttırıldığını ve ozel sektorun onculuğunde guclu bir buyume performansının sergilendiğini soyledi.
[h=3]Bunlar da ilginizi cekebilir[/h]Hafta sonu sokağa cıkma kısıtlaması kacta başlıyor? İcişleri Bakanlığı detayları paylaştıSavaş cıkaracak sozler! Netanyahu'dan Orta Doğu'yu sarsan suikastle ilgili bomba itirafLafı eğip bukmedi! Cuneyt Ozdemir'den Ekrem İmamoğlu'na sert eleştiriOktay, ekonomi yonetiminin bundan sonraki yol haritasını, ekonomi politikalarının makroekonomik istikrar, finansal istikrar ve fiyat istikrarı ekseninde oluşturulacağını ifade etti.
Cumhurbaşkanlığı Hukumet Sistemi'nin sağladığı avantajlarla ekonomi yonetiminde yeni normalin gerektirdiği esnekliğe ve yeni acılımlara hızlı bir şekilde gecmenin mumkun olduğuna dikkati ceken Oktay, şunları kaydetti:
"Bir suredir calışmalarını surdurduğumuz hukuk ve ekonomi reformları işte bu yeni donemin hazırlıklarıdır. Ekonomideki kırılganlıkları en aza indirecek guclu, dengeli ve surdurulebilir ekonomik buyume hedefimize ulaşacağız. Ekonomi politikalarında guven ve kredibilite kazanımına daha fazla yoğunlaşarak şeffaflığı ve ongorulebilirliği arttırıyoruz. Attığımız adımlarla para ve maliye politikaları arasındaki eşgudumu daha da guclendiriyor ve ayrıca ilgili tum tarafların katkısını alarak politikalarımızı istişareye dayalı ve daha katılımcı bir anlayışla oluşturuyoruz."
Oktay, enflasyon ile mucadelede para politikası adımlarını maliye politikaları, finansal sektor politikaları ve kamu finansmanına yonelik politikalarla desteklediklerini vurgulayarak, "Guclu politika koordinasyonu para politikasının etkinliğini artıracaktır. Yatırım ortamının gerek yerli gerekse uluslararası girişimciler acısından her bakımdan iyileştirilmesi icin gerekli adımları gecikmeksizin atıyoruz." diye konuştu.
Oktay, Turkiye'nin en koklu demokrasi ve ekonomi reformlarını gercekleştirmiş bir yonetim olarak gelecek donemde ihtiyac duyulan değişimleri hayata gecirmenin de yine kendi gorevleri olduğunun altını cizdi.
CHP Konya Milletvekili Abdullatif Şener'in, "milli gelirin duştuğu, ekonominin kuculduğu, istihdamın azaldığı, uzun vadeli bir perspektifin olmadığı" şeklindeki sorusu uzerine Oktay, şunları soyledi:
"AK Parti Hukumetleri olarak, insan odaklı kalkınma yaklaşımımız cercevesinde 18 yıl boyunca halkımızın refahını onceledik. 2002-2019 doneminde 5,4'luk reel buyume sağlamayı başardık. Son 7 yılda da ekonominin kuculduğu milli gelirin duştuğu yonundeki iddia doğru değildir. 7 yıldır milli gelirimiz reel olarak kesintisiz olarak buyume kaydetmiştir. 2013-2019 donemini kapsayan 7 yıllık donemde menfur darbe girişimine, spekulatif ataklara rağmen GSYH reel olarak yıllık ortalama yuzde 4,9, cari olarak da yuzde 15,4 oranında buyumuştur. Satın alma gucu paritesi cinsinden kişi başına gelirimiz de aynı donemde yıllık ortalama yuzde 6 oranında artış gostererek 28 bin 424 dolara yukselmiştir."
Oktay, kuresel kriz sonrasında 2009-2019 arasındaki 10 yılda, 7,5 milyon ilave istihdam oluşturulduğuna dikkati cekti.
Bir milletvekilinin "Gayrimenkul dışında yabancı yatırım cekilememektedir." şeklindeki eleştirisine de cevap veren Oktay, şu bilgileri verdi:
"Turkiye 2003-2011 arası donemde toplam 94,3 milyar dolarlık doğrudan yatırım cekmiş, sanayi sektorlerine gelen yatırımlar toplamın yuzde 23'une tekabul ederken, gayrimenkul yatırımları toplam yatırımların yuzde 18'ini oluşturmuştur. 2011-2020 (eylul İtibariyle) arası donemde ulkemiz toplam 128,2 milyar dolarlık doğrudan yatırım cekmeyi başarmış, sanayi sektorlerinin payı yuzde 31'e yukselmiş, gayrimenkul yatırımlarının payı da yuzde 30 olarak gercekleşmiştir."
Kovid-19 salgınının ekonomik etkileriyle mucadele hakkındaki eleştirilere de karşılık veren Oktay, bu surecte vatandaşlara ve girişimcilere destek sağlamak amacıyla hayata gecirilen mali tedbirlerin toplam tutarının 530 milyar lirayı aştığını ifade etti.
Oktay, ekonomik istikrar kalkanı paketi kapsamında kasım ayı itibarıyla yaklaşık 750 bin esnaf ve sanatkara toplamda yaklaşık 19 milyar lira tutarında hazine faiz destekli işletme kredisinin sağlandığını da anımsattı.
Bu surecte gorev yapan tum sağlık calışanlarına teşekkur eden Oktay, "temizlik, maske ve mesafe" uyarısını yineledi.
Katar'la yapılan işbirliği
Milletvekillerinden Turkiye-Katar Yuksek Stratejik Komite 6. Toplantısı kapsamında dun Katar'la yapılan işbirliklerine ilişkin soruların da geldiğini belirten Oktay, şu değerlendirmeyi yaptı:
"Salgının etkileriyle tum dunyada dış yatırımların azaldığı bir ortamda yapılan anlaşmalara milletimiz adına memnun olmak yerine goruyoruz ki birileri yine aynı nakaratları eleştirileri tekrar etmeye başlamış. Anlaşmalar Cumhurbaşkanımız liderliğinde imza attığımız tum işbirlikleri gibi, kazan-kazan anlayışına dayanmaktadır. Askeri, enerji, gıda, savunma, turizm, ekonomik, sanayi, uluslararası ticaret, serbest bolgeler ve su kaynaklarının yonetimi gibi alanlarda ulkemize katma değer kazandıracak niteliğe sahiptir."
Oktay şoyle devam etti:
"Yaklaşık 295 milyar dolar değerinde varlığa sahip olan Qatar Investment Authority (QIA) dunyanın en buyuk ulusal varlık fonlarından biridir. Fintek konusunda dunya capında yatırımlar yapan fonların başında gelen QIA'nın halihazırda Londra borsasında da (LSE) yuzde 10,3'luk payı bulunduğunu da hatırlatmak isterim. Borsa İstanbul'un gelecek potansiyeline duyduğu guveni yaptığı yatırımla gosteren QIA, yabancı yatırımcılar icin cazibe merkezi olan İstanbul Finans Merkezinin gelişimine ve finans piyasalarının derinleşmesine de katkıda bulunacaktır. Aslında burada Avrupa İmar ve Kalkınma Bankasının (EBRD) yuzde 10'luk hissesi vardı. Onların cıktığı hissenin bir anlamda buranın almasıyla ilgili bir olaydır. Aradaki işlemden de Turkiye olarak da borsa olarak da ciddi karlar edilmiştir. Şu anda surec devam ettiği icin miktar acıklanmamaktadır. Surec tamamlandığında bu miktar da zaten kamuoyu ile paylaşılacaktır."
Varlık Fonu denetim yetkisi
Oktay, Varlık Fonu uzerindeki denetim yetkisi ile ilgili bir soruya da şu cevabı verdi:
"Turkiye Varlık Fonu Yonetimi AŞ'nin denetimi, 6741 sayılı kanunda da belirtildiği uzere, ulusal ve uluslararası standartlarda yapılan bağımsız denetim ile başlamakta Devlet Denetleme Kurulu denetimi ile devam etmekte son olarak Plan ve Butce Komisyonunda, Meclis denetimi ile son bulmaktadır. Sayın Cumhurbaşkanı Varlık Fonu yonetim kurulu başkanı sıfatıyla aslında yurutulen tum işlerin tamamının gozetiminden ve uygulamasından da sorumludur. Herhangi bir kontrol mekanizmasından kacış değil, aslında ilave denetim mekanizması da buraya gelmiş bulunmaktadır."
Cumhurbaşkanlığı ofisleri ile bakanlıkların paralel yapı olup olmadığı yolundaki bir soru uzerine de Oktay şu değerlendirmeyi yaptı:
"Bakanlıklarımız ve ofislerimizin gorev ve yetki tanımlamaları cok net bir şekilde tanımlanmış olup, herhangi bir yetki karmaşası bulunmamaktadır. Tam aksine bakanlıklarımız ve ofislerimiz birbirlerine koordineli bir şekilde uyum icerisinde calışmaktadır. Butce harcamaları mevzuatlarına uygun olup Sayıştay denetimine de tabidir. 2020 Sayıştay raporlarında herhangi bir olumsuz tespitte bulunulmamaktadır."
Oktay, TMSF ile ilgili Sayıştay raporlarının değerlendirmeye alınmadığı yolundaki eleştiriye de acıklık getirerek, "2019 yılı TSMF Sayıştay raporunda 4 tane bulgu olup bunların 3 adedi 5411 sayılı Bankacılık Kanunu madde 132 ile TMSF'ye verilen yetkiler kapsamında yapılan işlemler. Toplamda Sayıştay raporunda 12 bulgu yer almakla birlikte yurutulen işlemlerde herhangi bir yolsuzluğa ya da kasten kamuyu zarara uğratmaya ilişkin işlem bulunmamaktadır."
Oktay, "Savunma Sanayi Başkanlığının taklit medikal urunler mi aldığı" sorusu uzerine de şu bilgileri paylaştı:
"Burada yapılan iş, bu zamana kadar hep yabancı menşeeli bir urun yerine bir yerli firma tarafından cok daha uygun bedel ile muadilinin yapılmış olması. Ne sahte bir urun ne de yabancı firmanın hak iddia edebileceği bir durum soz konusudur. Yerli firmamız ihtiyac olanın butun şartlarını karşılayarak geliştirmiş ve faydalı model patenti almıştır. Surec hukuka uygundur. Biz ihtiyaclarımızı karşılarken mumkunse yerli urun olsun istiyoruz. Yabancı urun kullanma zorunluluğundan kurtulmuşuzdur."
Oktay, "Asgari ucret hesabında uluslararası standartlara uyulmuyor mu?" sorusu uzerine de şunları kaydetti:
"Asgari ucret tespit calışmaları işcilerimizin, işverenlerimizin ve hukumetlerimizin temsilcilerinden oluşan bağımsız bir komisyon tarafından yurutulmektedir. Asgari ucretin tespiti taraf olduğumuz uluslararası sozleşmeler doğrultusunda sosyal goruşmeler ve diyaloglarla belirlenmektedir."
Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığı ile ilgili eleştirilere de cevap veren Oktay, "Devletimizin iletişim alanındaki catı kurumudur. Devletimizin tum iletişim eylem ve stratejisinin uygulanmasında sorumluluk sahibidir. İletişim Başkanlığı kamuoyu ve ilgili makamların zamanında ve doğru bilgilerle aydınlatılması icin gerekli bilgi akışını sağlamak ve bunların kamuoyu uzerindeki etkisinin belirlenmesine ait hizmetlerinin gereğini yerine getirmektedir."
S 400 fuzeleri
Oktay, S 400 sisteminin neden kurulmadığı yolundaki bir soruya da şoyle cevap verdi:
"Boyle bir şey aslında soz konusu değil. Tedarik ettiğimiz sistemin kontrol ve hazırlıklarına planladığımız şekilde devam ediyoruz. Bu sistemler zaten kurulmuştur, testleri de yapılmıştır. Depoda curume vesaire gibi gercek dışı kamuoyunu yanıltma amaclı bu konuların surekli gundeme getirilmemesinde fayda var."
(Surecek)
Kaynak: Anadolu Ajansı / Buket Guven