
Kuzey Kıbrıs Turk Cumhuriyeti (KKTC) Cumhurbaşkanlığı, Avrupa Parlamentosunun Kapalı Maraş'ın bir kısmının acılması kararından vazgecilmesine yonelik bugun aldığı karara sert tepki gosterdi.
Kuzey Kıbrıs Turk Cumhuriyeti (KKTC) Cumhurbaşkanlığı, Avrupa Parlamentosu'nun bugun Kapalı Maraş'a yonelik aldığı karara sert tepki gosterdi. KKTC Cumhurbaşkanlığı tarafından yapılan yazılı acıklamada, "Avrupa Parlamentosu bugun 'Kapalı Maraş ve goruşmelerin yeniden başlamasına' ilişkin aldığı bir kararla bir kez daha Kıbrıs Turk halkını yok saymakta ve Turkiye'yi haksız bir şekilde suclama oyununa devam etmektedir. Oncelikle vurgulamak isteriz ki kapalı Maraş KKTC toprağıdır ve Guney Kıbrıs Rum Yonetimi'nin bu bolgede otoritesi veya yetkisi yoktur" denildi.
Acıklamada, "Maraş konusunda alınan kararlar ve atılan adımlar sadece KKTC devletine aittir. Hal boyle iken ne yazık ki karşımızda bu durumu siyasi emelleri doğrultusunda ve sozde 'işgal' edebiyatı cercevesinde manipule etmeye calışan Guney Kıbrıs Rum Yonetimi'nin oyunlarına alet olmaya hazır bir Avrupa Birliği goruyoruz. AB'nin Kıbrıs'taki tek işgalin GKRY'nin 1960 ortaklık Kıbrıs Cumhuriyeti sandalyesini tek taraflı ve gayrı yasal bir şekilde işgali olduğunu ve Kıbrıs sorunun kaynağının da bu olduğunu gormesi gerekmektedir" ifadeleri kullanıldı.
[h=3]Bunlar da ilginizi cekebilir[/h]Koronadan vefat edenlerin yaptığı en buyuk yanlış! Prof. Ceyhan, ustune basa basa uyardıMaradona ve unlu modelle ilgili skandal sozler: Sabaha kadar cinsel ilişkiye girdilerErdoğan talimat vermişti! Turk gemisine yapılan baskınla ilgili "savaş gemisi" hamlesi"KKTC devletinin aldığı karar, tam da kapalı Maraş'ın acılarak yasal sahiplerine iade edilmesidir"
KKTC Cumhurbaşkanlığı acıklamasında, "Avrupa Parlamentosu'na hatırlatmak isteriz ki aldığı kararda bahsedilen ilgili BM Guvenlik Konseyi kararlarında kapalı Maraş'ın eski sahiplerine iadesi ongorulmektedir. Hal boyle iken Parlamento'nun kararında 'mulkiyet sahipliği durumunun değişikliğinden endişe duyulduğuna' atıfta bulunması gerceklerin carpıtılmasından başka bir şey değildir. KKTC devletinin aldığı karar tam da kapalı Maraş'ın acılarak yasal sahiplerine iade edilmesidir. Kapalı Maraş'ın Kıbrıslı Rum hak sahipleri de aldığımız bu karardan yararlanmak yonunde cok istekli olduklarını gormekten mutluluk duymaktayız. Kıbrıs Rum liderliğinin yalana dayalı siyasi propaganda malzemesini kaybetmemek icin kendi halkının mulkiyet hakkını kullanılmasını engelleme girişimleri duşundurucudur" denildi.
"Ote yandan kararda yer alan kapalı Maraş'a ilişkin KKTC Hukumeti'nin aldığı ve alacağı kararların uzlaşıya dayalı olası bir cozume nasıl halel getireceğini anlamak mumkun değildir" ifadelerinin yer verildiği acıklamada, "Bu temelsiz iddialar siyasi bir soylemden oteye gidememektedir. Tam aksine Kıbrıs Turk tarafı olarak kapalı Maraş'ın acılmasının adadaki kabul edilmez statukoyu kokten sarsacağına, boylelikle bolgenin eski sakinlerinin kapalı Maraş'ı kalkındırmak uzere iş birliği icerisinde birlikte calışarak iki halk arasındaki guvenin tesis edilmesine, dolayısıyla muzakere edilerek bulunacak bir cozume yardımcı olacağına inancımız tamdır" denildi.
Avrupa Parlamentosunun yanlı tutumunun eleştirildiği acıklamada, "Bu talihsiz karar, 2004 yılında GKRY'yi tek yanlı ve gayrı yasal bir şekilde Birlik uyesi yaparken sergilediği yanlı, daha da otesi Kıbrıs Turk halkının varlığını ve haklarını yok sayan AB tutumunun değişmediğini, gozler onune sermektedir. Turkiye duşmanlığını kendisine gorev edinen bazı AB ulkelerinin gundemlerini ileriye goturmek amacıyla boylesine bir kararı almaları Birlik acısından esef vericidir" denildi.
Acıklamada, "Bu karar, BM Kapsamlı Cozum Planını 2004 referandumlarında reddetmesine rağmen Birlik uyesi yapılan ve 2017 yılında Crans-Montana'da gercekleştirilen Kıbrıs Konferansında Kıbrıs Turk tarafıyla yonetim ve zenginliği paylaşmayacağını bir kez daha kanıtlayan Rum tarafına, hidrokarbon kaynakları dahil, Kıbrıs Turk halkının haklarını her alanda goz ardı eden AB'nin ne kadar buyuk bir yanılgı icine olduğunu gostermektedir. AB 16 yıldır Kıbrıs Turklerine verdiği sozleri tutmayarak Kıbrıs Turk halkı aleyhine yuruttuğu yanlı ve adaletten yoksun politikalar nedeniyle halkımızın guven ve inandırıcılığını yitirmiştir. Bu nedenledir ki, AB'nin Kıbrıs'a ilişkin hicbir konuda, ozellikle de iki taraf arasında anlaşmaya dayalı bir cozume yonelik yapılabilecek olası muzakerelerde tarafsız ve yapıcı bir rol oynaması mumkun değildir" ifadeleri kullanıldı.
KKTC Cumhurbaşkanlığı acıklamasında, "Ada ve bolgede yukselen tansiyonun sorumlusu, yıllardır suregelen ceşitli muzakere sureclerinde ortaya cıkan ve Maraş'ı da iceren cozum onerilerini ve Guven Yaratıcı Onlemler paketlerini kabul eden Kıbrıslı Turk halkı ve onu bu yonde teşvik eden Turkiye Cumhuriyeti değildir. Kıbrıslı Turklerin ortak sahibi olduğu ada etrafındaki hidrokarbon kaynaklarını tek taraflı olarak gasp etmeye calışan Rum tarafına surekli olarak somut iş birliği oneren Kıbrıs Turk tarafı ve bu onerileri destekleyen Turkiye de değildir. Doğu Akdeniz'deki yuksek tansiyonun sorumlusu, hem tum kapsamlı cozum onerilerini ve Guven Yaratıcı Onlemleri reddeden hem de hidrokarbon kaynakları konusunda tek taraflı adımlar atan Kıbrıs Rum tarafı ve onunla işbirliği icinde olan Yunanistan'dır. Bu konuda GKRY'ye kayıtsız şartsız destek veren Avrupa Birliği de dolaylı olarak bu konuda sorumluluk taşımaktadır. Avrupa Birliği adada ve bolgede guven ve istikrar tesis edilmesini istiyorsa, bir an once uyesi olan GKRY'yi tek taraflı faaliyetlerinden vazgecirmelidir." denildi.
KKTC Cumhurbaşkanlığı acıklamasını şu şekilde surdurdu:
"Ote yandan AB'nin aldığı karar ile Kıbrıs Turk halkının gerek KKTC toprağı olan Maraş gerekse ada etrafındaki hidrokarbon kaynakları konusunda kendi iradesiyle aldığı kararları goz ardı ederek, bu kararların sorumluluğunu Turkiye Cumhuriyeti'ne yuklemeye calışması ve adanın eşit ortağı olan Kıbrıs Turklerini gormezden gelmesi kabul edilemezdir.
Bilinmelidir ki, adada muzakere edilerek bulunacak bir cozum ancak adanın iki eşit sahibi olan Kıbrıs Turk ve Rum halklarının uzlaşacakları bir cozum vizyonu cercevesinde gercekleşebilir. Kıbrıs Turk tarafıyla yonetim ve zenginliği paylaşmayı kabul etmeyen Rum tarafının tutumu nedeniyle soz konusu federal ortaklık vizyonu cercevesinde bir cozume ulaşılamayacağını, bu hususta ısrar etmenin tarafları sonu gelmeyen bir muzakere surecine hapsetmek olacağı anlamına gelir. Bu durumun ada ve bolgede tehlikeli ve zaman zaman ongorulemeyen gerginliklere yol acacağı ortadadır. Adadaki tarafların nasıl bir cozum vizyonu uzerinde mutabık kalacakları hicbir makam tarafından dikte edilemez. Bilinmelidir ki, Kıbrıs Turk tarafının gayrı resmi 5 artı BM'li bir goruşme cercevesinde, egemen eşitliğe dayalı iki Devlet temelinde işbirliği uzlaşı arayışı kimsenin ipoteğinde değildir.
Avrupa Birliği aldığı kararda bahsedildiği uzere gercekten ada ve bolgedeki uyuşmazlıkların diyalog, diplomasi ve muzakere yoluyla cozumlenmesini istiyorsa, uyesi olan GKRY'ye adadaki muhatabının Turkiye değil, Kıbrıs Turk tarafı olduğunu soylemelidir. Kanımızca AB'nin oncelikle ada ve bolgede Rum tarafıyla eşit statude olan Kıbrıs Turk tarafına saygı gostermesi ve GKRY'yi bu doğrultuda cesaretlendirmesi gerekir."
Ote yandan Avrupa Parlamentosu bugun aldığı karar ile Kapalı Maraş'ın bir kısmının acılması kararından vazgecilmesini, Kıbrıs sorununun iki bolgeli federasyon temelinde cozumunun hedef alındığı muzakerelerin yeniden başlatılmasını isteyerek Avrupa Birliği'nin (AB) Turkiye'ye yaptırım uygulamasını talep etmişti. - LEFKOŞA
Kaynak: İhlas Haber Ajansı