
Turkiye'nin toplumsal belleğinde buyuk kayıplar ve derin acılara yol acan depreme karşı 8 Sivil Toplum Kuruluşu (STK), 7 başlık altında oluşturulan ortak bir bildiri yayınladı. STK'ların yazılı yaptığı acıklamada, 'depreme karşı tekiz' mesajı verildi.
İzmir'de 116 kişinin hayatını kaybetmesine, bin 34 kişinin de yaralanmasına yol acan Ege Depremi'nin ardından STK'lar harekete gecti. Turkiye Muteahhitler Birliği (TMB) girişimiyle bir araya gelen Gayrimenkul ve Gayrimenkul Yatırım Ortaklığı Derneği (GYODER), İstanbul İnşaatcılar Derneği (İNDER), Konut Geliştiricileri ve Yatırımcıları Derneği (KONUTDER), Turk Muşavir Muhendisler ve Mimarlar Birliği (TurkMMMB), Turkiye İnşaat Malzemesi Sanayicileri Derneği (Turkiye İMSAD), Turkiye İnşaat Sanayicileri İşveren Sendikası (İNTES) ve Yapı Denetim Kuruluşları Birliği (YDKB) depreme karşı 7 başlık altında bir bildiri acıklayarak 'Depreme karşı tekiz' dedi.
Duzenlenen basın toplantısı ile kamuoyuna duyurulan bildiride, Turkiye'nin deprem kuşağında yer aldığı hatırlatılarak, kentsel donuşumun onemine bir kez daha vurgu yapıldı. Bildiride, Ege Depremi'nde yıkılan binalar ve yitirilen canların, yetkin muhendisliğin, projeye uygun imalatın, doğru ve kaliteli malzeme kullanımı ile yapım faaliyetleri denetiminin hayati onemini bir kez daha ortaya koyduğu anlatıldı.
STK'ların faaliyette bulundukları alanlarda sahip oldukları deneyimi yapıcı bir bicimde Hukumet ile el ele ulkenin hizmetine sunmak konusunda mutabık kaldıkları bildiri, "Ehil Yapı Muteahhidi, Guclu Yapı Denetimi, Yetkin Muhendislik Sistemi, Mesleki Yeterlilik Belgeli İşgucu, Kaliteli Malzeme, Cok Yonlu İmar Mevzuatı ve Bilincli Kamuoyu" başlıkları altında toplandı.
[h=3]Bunlar da ilginizi cekebilir[/h]Hem suclu hem gucluler! Akıncı Ussu Davası'nın sanıklarından mahkemeye kustah tehditlerODTU'den heyecanlandıran buluş! Koklamak koronadan korunmaya yetiyorOrgutten kacan terorist tecavuz olaylarını boyle anlattı: Orada erkek kadın fark etmiyorduBİLDİRİDEKİ TESPİTLER KAMU İLE PAYLAŞILACAK
Bildiride yer alan bu başlıkların, bir sonraki aşamada somut faaliyetlere donuşturulebilecek ortak girişimler icin bir yol haritası olacağı belirtilirken, bildirideki tespitler başta Hukumet yetkilileri olmak uzere ilgili tum kurum ve kuruluşlarla paylaşılacak. Bildiri grubunun surdurulebilir ve dinamik bir yapıda olması icin belirli zamanlarda toplanılarak, calışmalar değerlendirilecek ve gelecek donem projeleri planlanacak. Girişimin sozculuğu de tum STK'lar tarafından donemsel olarak ustlenilecek.
'ONCELİKLİ HEDEFİMİZ, KALICI DEPREM GUNDEMİ VE FARKINDALIK"
Toplantıya katılan STK sozculerinden TMB Başkanı Mithat Yenigun, "Yaşadığımız acıların asıl nedeni, deprem değil ihmal ve kusurlu yapılardır Geleceğimize ve cocuklarımıza karşı en temel sorumluluğumuz guvenli yapılaşmadır. Yapı sektorunde uretim, donuşum, denetim ve eğitim alanlarında depreme karşı sıfır tolerans en acil ve onemli ihtiyactır. Sektorun oncu 8 kuruluşu olarak bu duşuncelerle biraraya geldik. Bu cercevede, ilk aşamada cozum ureten yapıcı onerileri el birliği ile tek bir belgede topladık. Depremlerin ardından yapılan sorgulamalar ve cozum arayışları, bir sure sonra giderek hafifliyor. Bu doğrultuda surecteki en onemli hedefimiz, başlatılacak faaliyetlerimizle, konunun gundemde kalıcı bir yer edinmesi ve farkındalığın artırılmasıdır. Dolayısıyla bu girişimi bir başlangıc olarak kabul ediyoruz. Bu zaman zarfında ortak akılla yeni acılımlar da ortaya konabilecektir. Esas olan; depreme karşı bilimsel bazda hazırlık yapmak, konuyu gundemde tutarak onlem almaktan ve sistemi geliştirmekten vazgecmemektir" diye konuştu.
"BU SURECTE KENTSEL KALİTEYİ DE ARTIRMAMIZ MUMKUN
GYODER Başkanı Mehmet Kalyoncu, "Yapılı cevremizi oluşturan yapı endustrisinin temsilcileri olarak, değişmeyen gundem haline gelen 'deprem'i artık değiştirmemiz, ulke olarak depremi risk olmaktan cıkarmamız gerektiği inancını taşıyoruz. Artık buyuk yıkımlar yaşamamak, hayati risk taşıyan binalardan kurtulmak icin kentsel donuşumun zaruri hale geldiğini biliyoruz. Kentsel donuşumun asıl amacına ulaşması icin kamunun, ilgili sektorlerin ve toplumun tum kesimlerinin el birliğiyle caba gostermesi gerekiyor. Bu işi başarmak icin bir guven iklimi icerisinde gercek anlamda bir takım calışması yapmak gerekiyor. Ulkemiz bu takım calışmasını, altyapısını geliştirmek icin cok iyi yaptı. Kamu-ozel iş birliğiyle Turkiye'nin hastaneleri, havalimanları, otoyolları, haberleşme ve enerji altyapısı dunya standartlarının uzerine cıktı. Şimdi onumuzde ulkemizin ustyapısını yani yapı stokunu yenilemek var, bunu da doğru kurgulanmış bir kamu-ozel iş birliği modeliyle yapabiliriz ve bu surecte şehirlerimizdeki kentsel kaliteyi artırma fırsatını da değerlendirerek yaşam kalitemizi yukseltmemiz mumkun" ifadelerini kullandı.
'RİSKLİ YAPI YAPANLARA TELAFİ İMKANI DOĞDU'
"Sektorde iş yapan muteahhitlerin samimiyetle kendilerine, mevcut 5-6 milyon riskli yapının oluşmasında katkılarının olup olmadığını sorması gerekir" diyen İNDER Yonetim Kurulu Başkanı Nazmi Durbakayım, "Riskli yapı yapanların, verdikleri bu zarar icin telafi imkanı doğmuştur. Bireysel hataların yanı sıra, sistemin boşluk ve eksiklerinden faydalanan zumrelerin yarattığı tahribatın bedellerinin de tum muteahhitlik sektorune odetilmesi de buyuk haksızlık olur. Bu zumrelerin de vicdan muhasebelerini yaparak varsa bir borcları, bu seferberlik onların borclarını odemeleri icin bir fırsat olacaktır" dedi.
'FİNANSMAN COZUMLERİ ETKİN ŞEKİLDE CALIŞILMALI'
Yıkılan ya da hasarlı binaların tamamının 1999 oncesi inşa edildiğine dikkat ceken KONUTDER Yonetim Kurulu Başkanı Z. Altan Elmas, "Aslında son 20 yılda yapılaşma sağlam temellere oturmuştur. Bu nedenle kentsel donuşumu hızlandırmalıyız. Ancak kentsel donuşumun onundeki en buyuk engellerden biri sektorun tum sistemi finanse etmesi gerektiği yonundeki yanlış bakış acısıdır. Donuşumun onunun acılması adına finansman cozumleri etkin şekilde calışılmalıdır. Kentsel donuşumu hızlandırmak adına hak sahiplerinin kat karşılığı vererek donuşum yapma talebinden, kendilerinin maliyeti karşıladığı, devletin de bu durumu teşvik ettiği bir sisteme gecilmesi gerekmektedir" diye konuştu.
'MUHENDİSLİK VE MİMARLIK HİZMETLERİNDE TECRUBE BAZLI SECİM OLMALI'
TurkMMMB Başkanı Başkanı A. Sureyya Ural ise, "Ulkemizin hangi bolgesinde olursa olsun, her şiddetli deprem haberini aldığımızda yureğimizin ağzımıza gelmediği ve sadece maddi hasarlarla ilgili endişelerin hakim olduğu bir hayatımız olması hic de hayal edilemez bir durum değil. Cozum hem Kamu hem ozel sektor yapılarında muhendislik ve mimarlık hizmetlerinin fiyat ve maliyet odaklı değil kalite ve tecrube bazlı bir secim yontemi ile temin edilmesi ve yatırımların ilk planlama aşamasından başlayarak doğru ve yetkin muhendislik yaklaşımları kullanılarak yururlukteki yonetmelik ve yapı standartlarına uygun şekilde projelendirilmesi, detaylandırılması ve inşaatların bağımsız denetim/kontrolluk hizmetleri eşliğinde yapılmasıdır. Kısaca, muşavir muhendislik ve mimarlık hizmetlerinin kurduğumuz medeniyetin her alanında ve kademesinde onemli bir hizmet alanı olduğunun onemi goz ardı edilmemelidir" dedi.
'KAYNAKLARIMIZI GUVENLİ YAPILARA SAHİP OLMAYA AYIRMALIYIZ'
Turkiye İMSAD Tayfun Kucukoğlu da, "Kentsel donuşum eylem planına gore onumuzdeki 5 yılda 1,5 milyon konutun donuşmesi hedefleniyor. TUİK verilerine gore konut başına 3,4 kişi duşmesinden yola cıkarak hesapladığımızda, gunumuzde 6,7 milyon riskli konutta 22 milyon vatandaşımızın yaşadığını goruyoruz. Kamunun 1,5 milyon konutun kentsel donuşumune destek icin bugunku fiyatlarla kira ve taşınmaya ortalama 28 milyar TL, konut uretimine ise 280 milyar TL kaynak aktarması gerekecek. Ancak ulkemizin de sınırlı kaynakları olduğunun farkındayız. Dolayısıyla, binalarımızda deprem guvenliği konusunda tum umidimizi ucuz kredilere ve kentsel donuşum desteklerine bağlamadan, bilincli hareket ederek, kendi kaynaklarımızı da zorlamamız gerekiyor" ifadelerini kullandı.
'SORUMLULUK SINIRLARININ BELİRLENMESİNE İHTİYAC DUYULUYOR'
Deprem sorununu cozebilmek icin muhendislik biliminin doğrularını taviz vermeden uygulamak zorunda olduğumuza dikkat ceken İNTES Başkan Vekili Enes Olpak, "Deprem riski yuksek bolgelerde yapım işlerini ekonomik, mali, mesleki ve teknik yeterlilikleri en ust seviyede olan, sadece A grubunda yer alan ve mesleki yeterlilik belgeli işciye sahip firmaların ustlenmesi gerekmektedir. Cozum bekleyen bir diğer alan, muteahhit, şantiye şefi, yapı denetim, yerel yonetimler, kamu kuruluşlarının sorumluluk sınırlarının belirlenmesi ve netleştirilmesine duyulan ihtiyactır. Sorumluluk sisteminin etkinleştirilmesinin adalet reformunun bir parcası kabul edilmesi gerektiğini duşunuyor, bununla beraber etkin bir sistemin yapılacak mevzuat değişikliklerinin sistemin butunu uzerindeki etkilerinin analiz edilmesi ve ilgili kesimlerle istişare surecleriyle işleyebileceğine inanıyoruz" acıklamasında bulundu.
'GELECEĞİN PLANLANMASI YONUNDE ONEMLİ SORUMLULUKLAR USTLENECEĞİZ'
YDKB Başkanı Tekin Saracoğlu ise, "Ulkemizin icinde bulunduğu konjonkturde inşaat sektoru zor gunler yaşamaktadır. Bu cercevede gerek doğal afetlere karşı alınacak olan, gerek ekonomik onlemler bugununun ve geleceğinin planlanması yonunde buyuk onem taşımaktadır. Sektorun onde gelen sivil toplum kuruluşları olarak, bu konuda onemli sorumluluklar ustlenileceğine ve bu platformda bulunan tum uyelerin değerli katkılarda bulunacağına olan inancımızla calışmalarda başarılar diliyoruz" dedi.
Kaynak: Demiroren Haber Ajansı