Meslekte 20'nci yılınız. Bu 20 yılı nasıl tarif edersiniz?
Bazen "Zaman nasıl gecti habersiz" diyorum bazen de "Dolu dolu gecti" diyorum. Bu surecte hayatta yetişebildiğim şeyler kadar yetişemediklerim de oldu. Bazen koşturmaktan yapmak istediklerime fırsat bulamadığımı hissettim bazen de kendimi yapmak istediğim şeyin icinde buldum ve diğer şeyleri gormezden geldim. Kendimle ilgili yeni fark ettiğim bir durumu paylaşayım; eskiye dair bir olayı anlatırken genelde "10 yıl once" diyorum. Ama uzerlerinden 15-20 yıl gecmiş. Bunyem 20 yıl onceki bir olayı anlatıyor olmaya alışık değil. Bunu yeni yeni kabul ediyorum.

Kariyeriniz boyunca 22 filmde oynadınız. İnanılmaz bir başarı. Neler soylemek istersiniz?
Bunların 10'u başrol... Tabii ki kendimi cok şanslı hissediyorum. Sevdiğim ve sectiğim işi yapabilme luksum oldu. Bu yolda cok caba sarf ettim ve gayret gosterdim. Bir anlamda karşılığını gorduğum icin kendimi şanslı hissediyorum. Evet, şans da gereklidir bu meslekte ama bunun icin oldukca fazla caba sarf ettiğimi soylemeden gecemeyeceğim. Donemin en onemli yonetmenleriyle calışma şansım oldu. Filmlerimi izlemiş sonra yonetmen olmuş, ilk filmini ceken yonetmenlerle de... 20 sene sadece bu filmleri cekmekle gecmedi, aynı zamanda hep sahnedeydim. İki katı kadar da tiyatro oyununda oynamışımdır ve yuzlerce bolum dizi de... Benim icin dolu dolu gecen bu 20 yıl icin soyleyebileceğim cok şey var. Ama galiba en onemlisi; istemek, calışmak ve caba gostermek. Bunların hayatta bir karşılığı olduğuna inanıyorum.
"Yazgı"daki performansım başka filmleri getirdi
Oynadığınız filmler coğunlukla sanat filmleri miydi? Bu ulkede oyunculuk yapan bircok insanın hayalini gercekleştirmek nasıl bir duygu?
Aslında hayalimi gercekleştirmeye değil de daha cok kendimi gercekleştirmeye calıştım. Hayallerim yok muydu? Elbette vardı. Fakat işe, şu anda bulunduğum yerin hayalini kurmakla başlamadım. Hayalim oncelikle iyi bir oyuncu olmaktı. Bunun nasıl olacağını da bilmiyordum... İlk once bana verilen işi en iyi şekilde yapmaya calışmam gerektiğini oğrendim. Sonra donanımlı olmam gerektiğini oğrendim. Mujdat Gezen Sanat Merkezi'nde okudum ve cok calıştım. Ben yapabileceğimin en iyisini yapmaya calışmakla uğraştım. Karşılığında da okulu birincilikle bitirdim... Butun amacım tiyatro sahnesine cıkmaktı ama okuldaki performansım sayesinde "Ucuncu Sayfa" filminde bir rol icin onerildim. Oradaki performansım sayesinde Zeki Demirkubuz, "Yazgı" filmindeki başrolu bana verdi. Tiyatroma devam ettim. "Yazgı"daki performansımı gorenler beni başka filmlere davet etti. Yani diyeceğim o ki ben uğraştıkca hayallerim teker teker gercek olmaya başladı. Evet, şans da gerekli bu meslekte ama gercekten ne istediğini bilen ve bunun icin cabalayan insanların istediği şeye ulaşmasını da mumkun goruyorum. Şansı yaratan insanların kendileri.
Yeni sinemacılarla calışmak istiyorum
Sanatsal filmlerde rol alan oyuncularla populer dunyadakiler birbirine mesafeli. Bu durum nasıl aşılabilir?
Aslında sektor eskiden daha mesafeliydi şimdilerde birbirine biraz daha yaklaştı. Bundan 20 yıl once televizyonda, reklamda ya da başka alanlarda populer olmuş, unlu olmuş insanlar sanat filmlerinde pek yer bulamazdı. Oysa şimdi herkes her şeyin icinde olabiliyor. Herkes birbirinin alanını kullanmaya calışıyor. Cunku hikayeler, anlatım bicimleri değişti. Algılar da değişti.
Bazen sahnede ya da televizyonda gosterilen bir performans bir oyuncuya sinemanın kapısını acabiliyor. Sinemadaki bir performans da televizyonun yolunu acabiliyor. Ama yine de hayata, sanata bakışıyla yan yana duramayacağını duşunup populer kultur izleri taşıyan herhangi bir figuru filminde kullanmak istemeyen yonetmenler var.
İlk filmini cekecek sinemacılara kapınız acık mı?
Sinemada gecirdiğim 10 yıldan sonra beni izlemiş ve beni duşunerek rol yazmış yonetmen arkadaşlarımla tanıştım. Bana ulaştılar, benimle calışmak istediklerini soylediler. Bu tabii cok hoş bir etkileşim. 90'larda hepimizi cok heyecanlandıran Turk sinemasına yeni bir soluk getiren "Yeni Sinemacılar"la sinemaya başlamıştım. 10 yıl sonra bu arkadaşlar benim icin ikinci yeniler oldu. Buluştuğumuz ortak nokta tabii ki sinemaydı. Kendi caplarında buyuk başarılar kazanmış ilk filmlerde oynadım. Umarım yeni onlarca sinemacı ile calışma şansım olur...
Daha fazla risk almak istiyorum
Hayalini kurduğunuz bir rol var mı?
Bu 20 yıl icinde yetişemediğimi duşunduğum şeyler oldu. Ayrıca dolu dolu ve olması gerektiği gibi hissettiğim anlar da oldu. Ama ne yazık ki ya da iyi ki her şey olması gerektiği zamanda oldu.
20 yılı duşununce kariyerinizi nasıl değerlendiriyorsunuz?
Rahmetli Savaş Dincel'in okulda cok kullandığı bir tabir vardı: "Oyunculuğun ilk 20 senesi zordur ondan sonra elini kolunu nereye koyacağını oğrenirsin." Bu 20 yılı duşununce aklıma hocamın soylediği geliyor. O zaman gulduğumuz bu tanımı şimdi cok daha iyi anlıyorum ve hak veriyorum. Her meslekte olduğu gibi bu meslekte de tecrube cok onemli. Şu anda kendimi tecrubeli bir oyuncu gibi hissediyorum ama aynı zamanda her şeye yeni başlıyormuş gibi de... Cunku asıl bundan sonra daha yaratıcı, malzemesini daha iyi kullanan bir oyuncu olabileceğimi duşunuyorum. Daha fazla risk alabileceğimi, daha cesur davranabileceğimi hissediyorum. Bugune kadar yaptıklarından farklı şeyler yapabilmek icin daha arzulu ve istekliyim. Ayrıca sadece kendim icin değil, mesleğimin ve sektorumun geleceği icin de insani koşullarda uretim yapabileceğimiz alanlar oluşturabilmek icin mucadele ediyorum.
-"Bir gun kendi yarattığım bir karakteri yazmayı, oynamayı ve cekmeyi cok isterim. Bu ne zaman olur, şimdilik bilemiyorum. Ama tiyatroda yonetmenlik yapmayı, oyun sahneye koymayı cok istiyorum ve bu şimdilik cok daha yakın geliyor."
Kaynak: Hurriyet