La ilahe illallah cumlesi, Allah'tan başka ilah yoktur anlamına gelmektedir. Hz. Peygamber, "Kıyamet gununde benim şefaatim sayesinde en mutlu olacak insan, kalbinden ictenlikle, LÂ ilÂhe illallah diyendir." buyurmuştur. Peki La ilahe illallah faziletleri ve la ilahe illallah anlamı nedir? La ilahe illallah ne demek, la ilahe illallah zikri, la ilahe illallah muhammeden resulullah anlamı, la ilahe illallah muhammedun resulullah ne anlama gelir? La ilahe illallah ne demektir?
[h=3]KELİME-İ TEVHİD NEDİR?[/h]"LÂ iÂhe illallah Muhammedur-resûlullah" sozune, kelime-i tevhid/Allah'ın tek ve bir olduğuna dair soylenen ve cekilen bir tesbihtir.
[h=3]KELİME İ TEVHİD'İN ANLAMI NEDİR?[/h]Anlamı şoyledir: "Allah'tan başka hic bir ilah yoktur, Muhammed, Allah'ın Resûlu yani elcisidir."

Kelime-i tevhid, İslam inancının en veciz ve en ozlu bir şekilde ifadesidir. Bu soz, Allah'ın varlığına, birliğine ve Hz. Muhammed'in hak peygamber olduğuna inanmayı ifade eder. Buna inanan kimse; Peygambere indirilen Kur'an-ı Kerim'e ve onun ihtiva ettiği butun hukumlere inanır. Oyle ise kelime-i tevhidi dili ile soyleyip kalbi ile tasdik eden kimse İslam'ın butun esaslarına inanmış olur. Kelime-i tevhid kısadır ama iceriği cok geniştir. Bu hususu Yunus Emre'miz şoyle ifade eder:
Taşdı rahmet deryası - Gark oldu cumle Âsi Dort kitabın manası - LÂilÂhe illallah.
La ilahe illallah; "Bil ki! Allah'tan başka ibadete layık hicbir ilah yoktur" anlamına gelmektedir.
Muhammedun Rasulullah ise Allah'a Rasulullah'ın gosterdiği şekilde ibadet etmek demektir.
"Kim La ilahe illallah Muhammedun Rasulullah'a şehadet ederse Allah ona cehennemi haram kılar."
Her muslumanın uzerine hayatında en az bir defa da olsa kelime-i tevhidi veya bu anlamda olan kelime-i şehadeti soylemesi farzdır. Cunku bu, insanın mumin olduğunun gostergesidir. Oyle ki Peygamber Efendimiz; konuşmaya başlayan cocuklarımıza dahi, kelime-i tevhidi oğretmemizi emrederek: "Cocuklarınız duzgun konuşmaya başladığı zaman onlara; "LÂilÂhe illallah" demeyi oğretiniz." buyurmuştur.
Kelime-i tevhidi ictenlikle soylemek, Peygamberimiz(s.a.s.)'in şefaatine de vesiledir. Bu hususta Ebu Hureyre (r.a.) der ki: Bir gun Hz. Peygamber'e: "- Ya Resûlallah, kıyamet gununde insanlar icerisinde senin şefaatine en cok kim mazhar olacak?" diye sordum. Efendimiz de:
gorduğum aşırı duşkunlukten dolayı bu hadisi senden evvel kimsenin bana sormayacağını zaten tahmin ediyordum. Kıyamet gununde insanlar icerisinde şefaatime en cok mazhar olacak kimse, halis bir niyetle; 'LÂilÂhe illallah' diyendir."buyurdu.
Muslumanın ilk sozu "LÂilÂhe illallah" olduğu gibi, son sozu de bu olmalıdır. Zira Peygamber Efendimiz(s.a.s.): "Kimin son sozu "la ilahe illallah" olursa cennete girer." 3 buyurmuştur. Bu nedenledir ki geleneğimizde olmek uzere olan kimseye kelime-i tevhid telkin edilir. Boylece, insanın ilk sozu kelime-i tevhid olduğu gibi, son sozu de kelime-i tevhid olmuş olur. Bir şairimiz bunu ne guzel ifade etmiş: "Ozde, sozde, dilde, seste Allah bir! Yer ettikce can kafeste Allah bir! Boyle geldik, boyle gitmek dileriz İlk nefeste, son nefeste Allah bir." Ayrıca, zaman ve fırsat buldukca kelime-i tevhidi cokca soylemeliyiz. Bunu dilimizden hic eksik etmemeliyiz. Peygamber Efendimiz(s.a.s.) bir hadis-i şeriflerinde: "İman yetmiş kusur şubedir. En faziletlisi "L ilÂhe illallah" sozu, en aşağı derecesi de yoldaki insanlara eziyet veren şeyleri kaldırmaktır. Hay da imandan bir şubedir." buyurmuştur.
Kelime-i tevhid bir zikirdir, hem de zikirlerin en faziletlisidir. Nitekim Peygamber Efendimiz(s.a.s.): "Zikrin en faziletlisi lailahe illallah ve duanın en faziletlisi el-hamdu lillah sozudur."5 buyurmuştur. Başka bir hadis-i şeriflerinde de: "Ben ve benden evvel gelen butun peygamberlerin soylediği en faziletli soz: "LÂilÂhe illallahu vahdehû l şerike leh"6 sozudur." buyurmuştur. Kelime-i tevhid oyle bir nurdur ki, insanın hem bu dunyasını, hem de ahiretini aydınlatır. Aslolan onun sadece dilimizle soylenmesi değil, aynı zamanda hayatımızı butun yonleriyle şekillendirmesidir. Şair ne guzel soylemiş: İkilik yok birlik var - Yalnız bunda dirlik var Yalnız bundadır felah - LÂilÂhe illallah.
[h=3]LA İLAHE İLLALLAH KELİMESİNİN ŞARTLARI NELERDİR?[/h]La ilahe illallah kelimesinin Allah katında gecerli olabilmesi, insanı cehennemden kurtarabilmesi icin belli şartlar vardır. Bu şartlar gercekleşmedikce gunde bin defa La ilahe illallah dense bile bu kelime kişiye hicbir fayda sağlamayacaktır. Bu şartlar:
1- Kelimenin manasının bilinmesi gerekir,
2- Yaşantıyı bu kelimenin manasına uygun duşecek şekilde duzenlemek.
La ilahe illallah kelimesinin faydalarını bozacak şeyler nelerdir?
1- Allah'ın varlığını ve Rasulullah'ın risaletini inkar etmek,
2- Reisler, liderler ve şeyhlere ibadet etmek,
3- Allah'a, Rasulune ve İslam dinine sovmek, Allah'ın ayetleri, kitapları, rasulleri ile alay etmek,
4- Tağuta muhakeme olmak,
5- Allah'ın indirdikleriyle hukmetmemek,
6- Sihir yapmak ve oğrenmek,
7- Kafirlerle dost olmak, onları sevmek, desteklemek, onların cemaatlerine, gruplarına, partilerine uye olmak.
[h=3]KELİME-İ TEVHİDİN FAZİLETİ[/h]"La ilahe illallah" sozunun, Âhiret icin saklanan ilÂhî rahmetin yuzde doksan dokuzunun anahtarı olduğunu goruyorum. Kufur karanlıklarını ve şirk tortularını bertaraf etmede bu guzel kelimeden daha tesirli bir şey olmadığını biliyorum…
Kelime-i tevhîdin fazîleti karşısında şu dunyanın tamamı bile bir kıymet ifÂde etmez! Keşke buyuk bir okyanusa nisbetle bir damla hukmunde olabilseydi! (O kadar bile değildir.) Ancak bu kelime-i tayyibenin kıymet ve azameti, onu soyleyenin mÂnevî derecesi nisbetindedir. Soyleyenin derecesi ne kadar yuksek olursa bu kelimenin azameti de o kadar artmaktadır…
Bir insanın bir koşeye cekilip mÂnevî hazzına vararak bu mubÂrek zikirle meşgul olmayı arzu etmesine denk olabilecek başka bir temennî şu dunyada yoktur. Ancak ne yazık ki her temennîye kavuşmak muyesser olmuyor. BÂzen gaflet hÂli buna mÂnî oluyor ve halka karışmak gerekiyor."
[h=3]"LA İLEHE İLLALLAH" ZİKRİNDEN MAKSAT NEDİR?[/h]Yine İmÂm-ı RabbÂnî Hazretleri kelime-i tevhîdin mÂnÂsını şoyle îzah eder:
"«La ilahe illallah» zikrinden maksat, ÂfÂkî ve enfusî, yani dıştaki ve icteki bÂtıl ilÂhları yok etmektir. ÂfÂkî ilÂhlar, LÂt ve Uzz gibi, kÂfirlerin bÂtıl ilÂhlarıdır. Enfusî ilÂhlar ise, nefse Âit arzulardır. Nitekim CenÂb-ı Hak; «Nefsini ilÂh edinen kişiyi gordun mu?..» (el-CÂsiye, 23) buyurur. Şerîatin insanları mukellef tuttuğu ve kalben tasdîk etmekten ibÂret olan «îman» icin, ÂfÂkî ilÂhların yok edilmesi kÂfîdir. Enfusî bÂtıl ilÂhların yok edilebilmesi icin ise nefs-i emmÂrenin tezkiye edilmesi lÂzımdır. EhlullÂh'ın yoluna girmenin gÂyesi ve neticesi de budur. Hakîkî îmÂna ulaşmak icin, bu her iki turden bÂtıl ilÂhları yok etmek îcÂb eder… ÎmÂnın hakîkati, enfusî ilÂhları da bertaraf etmeye bağlıdır."[2]
İmÂm-ı RabbÂnî Hazretleri evlÂtlarını ısrarla zikre teşvik ederdi. Nitekim, oğlu Muhammed MÂsûm Hazretleri'ne yazdığı bir mektubunda şoyle buyurur:
"Zaman, zikir zamanıdır. Butun nefsÂnî arzularınızı «La» kelimesinin icine koyun ki onları kokunden yok edip geriye hicbir arzu ve gÂye bırakmayın… O'nun takdîrine rÂzı olun!
Kelime-i tevhîd zikri esnÂsında «La ilahe: Sadece Allah vardır» sozune geldiğiniz vakit, butun bilinen ve hayÂl edilenlerin otesinde bulunan ve bizim icin tam bir gayb olan AllÂh'ın zÂtından başka bir şey gonlunuze gelmesin! Evler, koşkler, ceşmeler, bahceler, kitaplar ve diğer şeyler insanın zihnine kolayca geliverir. Bunlar sizin vaktinizi almasın!"