
Bayındır Kavaklıdere Hastanesi Endokrinoloji ve Metabolizma Hastalıkları Bolum Başkanı Uzm. Dr. Şen Ilgın, "Tum donemlerde vazgecilmez tedavi bileşeni, yaşam tarzı değişikliğidir. Yaşam tarzı değişikliğinin iki bileşeni olan beslenme alışkanlıkları ve fiziksel aktivite icin oneriler, bireyin ozelliklerine gore bireysel olarak belirlenmelidir." ifadelerini kullandı.
Bayındır Sağlık Grubu'ndan yapılan acıklamaya gore, halk arasında şeker hastalığı olarak da bilinen diyabet, her gecen gun daha sık gorulen kronik hastalıklar arasında yer alıyor.
Yalnızca vucuttaki şeker oranının yukselmesine neden olmayan diyabet hastalığı, kalp sağlığından goz sağlığına kadar vucudun tum hayati organlarını etkiliyor.
Acıklamada goruşlerine yer verilen Bayındır Kavaklıdere Hastanesi Endokrinoloji ve Metabolizma Hastalıkları Bolum Başkanı Uzm. Dr. Şen Ilgın, diyabetin, vucuttaki insulin hormonunun eksik olması veya etkin olamaması durumunda ortaya cıkan, kronik ve ilerleyen bir hastalık olduğunu aktardı.
Diyabetin belirtileri hakkında bilgi veren Ilgın, şunları kaydetti:
"Diyabet hastalığında gorulen belirtilerin, klasik belirtiler ve daha az gorulen belirtiler olarak ikiye ayrılıyor. Diyabet hastalığının klasik belirtileri cok su icme, sık idrara cıkma, cok yemek yeme veya iştahsızlık, halsizlik, cabuk yorulma, ağız kuruluğu, gece idrara cıkmadır. Daha az gorulen belirtiler ise bulanık gorme, acıklanamayan kilo kaybı, inatcı enfeksiyonlar, tekrarlayan mantar enfeksiyonları ve kaşıntıdır. Diyabetin en sık rastlanan turleri, tip 1 diyabet, tip 2 diyabet ve gebelikte gorulen diyabet (gestasyonel diyabet) olarak acıklanabilir.
Tip 1 diyabet, tum diyabetlilerin yuzde 10 kadarını oluşturur. Genellikle 30 yaş altında cok ani-gurultulu başlar. Tip 2 diyabet, diyabet hastalarının yuzde 90'ını oluşturur. Hastaların coğunluğu kiloludur. Genellikle 40 yaşın uzerinde gorulur ve komplikasyonları ile birlikte tanı konabilir. Sinsi ve yavaş seyirlidir. Guclu bir genetik yatkınlığı vardır ve ailede genetik yoğunluk arttıkca bir sonraki nesilde daha erken yaşlarda gorulebilir."
Ilgın, gestasyonel diyabetin de gebeliklerin yuzde 2-8'inde gorulduğunu bildirdi.
"Haftada 3-5 gun yemekten 1 saat sonra 30 dakika civarı yuruyuş yapılmalı"
Uzm. Dr. Ilgın, diyabet tedavisinde, hastanın diyabet konusunda eğitilmesinin, duzenli olarak egzersiz yapılmasının, iyi bir beslenmenin sağlanmasının, yaşam tarzı değişiklikleri ve kan şekerini hedef değerlerde tutacak şekilde ilac tedavisinin yapılmasının ayrılmaz parcalar olduğunu ifade etti.
Ilgın, diyabet hastaları tarafından yapılması gerekenleri şoyle acıkladı:
"Hastalar, diyabet eğitim hemşirelerinin eğitimleri ile diyabetle ne şekilde yaşamaları gerektiğini ve oz bakımlarını yaparken dikkat etmeleri gerekenleri oğrenmelidir. Haftada 3-5 gun yemekten 1 saat sonra 30 dakika civarı yuruyuş yapılmalıdır. Beslenme uzmanı (diyetisyen) onderliğinde iyi bir beslenme programı yapılmalı, aralıklı kontrollerle aksayan noktalar varsa uzerinde durulmalı, kilo kontrolu sağlanmalıdır.
Tum donemlerde vazgecilmez tedavi bileşeni, yaşam tarzı değişikliğidir. Yaşam tarzı değişikliğinin iki bileşeni olan beslenme alışkanlıkları ve fiziksel aktivite icin oneriler, bireyin ozelliklerine gore bireysel olarak belirlenmelidir."
"Diyabetli bireylerde beslenme kişiye ozgu planlanmalı"
Şen Ilgın, diyabette beslenme konusunda da yapılması gerekenleri paylaştı.
Tıbbi beslenme tedavisine, beslenme uzmanı kontrolunde başlanması gerektiğini belirten Ilgın, "Uyum sorunu olup olmadığı, kilo verme durumu, bunların kan testlerine ne şekilde yansıdığı belirli aralarla kontrol edilmeli. Diyabetli bireylerde beslenme kişiye ozgu planlanmalı, kişinin gereksinimine gore, gerekli miktarda besin alınmalı, uygun zamanlarda yenmelidir. Boya uygun vucut ağırlığı hesaplanmalı, fazla kilolu ve şişmanlık durumunda, once daha fazla ağırlık artışının onune gecilmeli, daha sonra sağlığı korumak icin kilo vermek hedeflenmelidir." ifadelerini kullandı.
Ilgın, diyabet hastalarının dikkat etmesi gerekenleri şu şekilde sıraladı:
"Şeker ve şeker iceren yiyecekler beslenme duzeninden cıkarılmalıdır. Duşuk karbonhidrat iceren diyetler onerilmemektedir. Duşuk karbonhidratlı beslenme modellerinin kısa sureli olan olumlu etkileri, uzun vadede surdurulememektedir. Karbonhidratlar gunluk enerji gereksiniminin yuzde 45-65'ini karşılayacak şekilde ayarlanmalıdır. Protein alımı, diyabeti olmayan populasyona onerildiği gibi diyet proteininin kalitesi goz onune alınarak 0.8-1 g/kg (ideal ağırlık)/gun (gunluk enerji gereksiniminin yuzde 15-20'si) olarak planlanır. Kırmızı et yerine sindirimi daha kolay olan beyaz et tercih edilmelidir. Yağ alımı, gunluk enerji gereksiniminin yuzde 30'u olarak hesaplanır. Trans yağ alımı gunluk enerji gereksiniminin yuzde 1'ini aşmamalıdır."
Klinik veya laboratuvar olarak yetersizlik belirtileri olmadığı surece vitamin-mineral takviyesi onerilmediğini bildiren Ilgın, bunların, doğal yolla alınmasını onerdi.
Duzenli ve planlı yemek yemenin, yaşam tarzı haline getirilmesi gerektiğini aktaran Ilgın, "Diyetin her ortamda ve her durumda uygulanmasına calışılmalı, ne zaman, nerede ve ne yeneceği şansa bırakılmamalıdır. Gunluk kalori ihtiyacı karşılanacak şekilde, besin ceşitliliğine dikkat edilerek, 3 ana ve 3 ara oğun ile beslenmeye calışılmalıdır. Belirli beslenme modellerinin uygulanmasından cok, kişisel tercihler, ihtiyac ve hedefler uzerine odaklanılmalıdır." değerlendirmesinde bulundu.
Ilgın diyabette secilmesi gereken sağlıklı besinleri, karbonhidratlar, protein, yağ, vitamin ve mineral ile posa olarak sıraladı.
Kaynak: Anadolu Ajansı / Fatma Eda Topcu