
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıcdaroğlu, "Darbelerin olmadığı, demokrasinin kokleştiği, geleneklerin oluştuğu, devlette liyakatin olduğu, 'her şeyi ben bilirim' anlayışından uzak, devletin kurumlarına her zaman saygı gosterildiği bir sureci başlatmak zorundayız." dedi.
Kılıcdaroğlu, partisinin TBMM Grup Toplantısı'nda yaptığı konuşmada, 10 Kasım'ın, buyuk bir liderin, bir devlet adamı olan Ulu Onder Gazi Mustafa Kemal Ataturk'un sonsuzluğa uğurlanışının 82. yılı olduğunu belirtti.
Ataturk'e, duşmanının bile saygı duyduğuna işaret eden Kılıcdaroğlu, Ataturk'un duşunceleri, eylemleri, yetişmişliği ve ongorusuyle ender kişilerden olduğunu soyledi.
Kılıcdaroğlu, Turkiye'ye demokrasiyi ve Cumhuriyet'i getiren, bunları icin mucadele verirken de butun mazlum ulkelere ornek olan bir komutan olduğunu ifade ederek, "Hayatın en zor koşullarında yetişen bir insan. Halkımızın cok sık kullandığı 'Feleğin cemberinden gecmek' deyimi vardır. İster Libya collerinde, ister Filistin'de, ister Suriye'de, Dumlupınar'da, Canakkale'de feleğin cemberinden gecip, hayatın butun acılarını yaşayan bir kişiydi. Biz 82 yıldır onu unutmadık, bundan sonra da unutmayacağız. Sadece biz değil, aslında dunya onu unutmayacak. Hala dunyanın mazlum ulkelerine, milletlerine ornek olmaya devam ediyor." diye konuştu.
Ataturk'un ulkesini duşman işgalinden kurtardığını, mucadele verdiğini vurgulayan Kılıcdaroğlu, Milli Mucadele'yi sadece kendi ulkesi değil butun mazlum milletler icin gercekleştirdiğini dile getirdi.
CHP Genel Başkanı Kılıcdaroğlu, "O, 'Hakimiyet bila kaydu şart milletindir' sozunu, tarihe yazdıran bir kişidir. İlk Anayasa'nın birinci maddesidir. Halkına bu kadar saygı duyan ve halkını yucelten dunyadaki ender liderlerden birisidir. 'Bu ulkenin egemenliği sana aittir, kaderini sen belirleyeceksin. Birileri, bir aile, bir kurum değil.' diyor. Halka duyduğu guveni ifade ediyor burada." dedi.
Gazi Mustafa Kemal Ataturk'un 1 Kasım 1930'da TBMM'nin acılış torenindeki konuşmasından cumleler aktaran Kılıcdaroğlu, "(Hic kimse kendisini yalnız, sahipsiz, bir koşeye atılmış,otekileştirilmiş hissetmesin.) dedi. Sıradan bir cumle değil bu." ifadelerini kullandı.
Kemal Kılıcdaroğlu, Osmanlı devleti yıkılırken kendi parasını basacak milli bankası olmadığını hatırlatarak, sozlerini şoyle surdurdu:
"Acı ama gercek. Devasa bir imparatorluk, dunyaya meydan okuyan, 7 kıtada soz sahibi olan bir imparatorluğun parasını basacak banka yok. Milli bankayı o kurdu. Turkiye Cumhuriyet Merkez Bankası. Onemli bir işlevi yerine getirdi. Sanayileşme hamlesini başlatan, Batının buyuk aşamalar kat ettiği sanayi devrimini yakalamaya calışan bir lider. Bunun icin 'Ben bilirim, her şey benden sorulur.' demedi. İzmir'de İktisat Kongresi'ni, bu işin uzmanlarını topladı. 'Memleketi en hızlı nasıl kalkındırabiliriz?' Bunu yaptı. Bilgi, birikim, deneyime onem verdi. O, aynı zamanda 'Ozgurluk ve bağımsızlık benim karakterimdir.' diyerek, siyasi mesajını butun dunyaya verdi: (Bayrağımın altında ozgurce yaşarım. Kimse bana dokunamaz.)"
CHP Genel Başkanı Kılıcdaroğlu, Ataturk'un "Savaş meydanlarından kazanılan zaferler, ekonomik zaferlerle taclandırılmazsa, bağımsızlığınızı koruyamazsınız." sozlerini anımsatarak, "Osmanlı'nın nasıl battığına tanıktır cunku kendisi. Bu donemde de Londra'daki tefecilerin esiriydi Osmanlı. Onlar yonetiyorlardı. O kadar ki Duyun-u Umumiye idaresi kurarak devletin butun gelirleri uzerinde soz sahibi oldular. Duyun-u Umumiye İdaresinde calışan memur sayısı, Osmanlı'nın Maliye Bakanlığında calışan memur sayısından daha fazladır." dedi.
"Gucunu kullanarak Hatay'ı kazandırdı"
Verilen mucadelenin, elde edilen bağımsızlığın hangi koşullarda olduğunu cok iyi bilinmesi ve cocuklara cok iyi anlatılması gerektiğini vurgulayan Kılıcdaroğlu, "O, bize aynı zamanda Hatay'ı kazandırdı. Hic dillendirmiyoruz, bir barış doneminde gucunu kullanarak Hatay'ı kazandırdı." diye konuştu.
Ataturk'un daha guclu bir Turkiye'yi her zaman duşlediğinin altını cizen Kılıcdaroğlu, şunları kaydetti:
"Bizim mucadelemiz de onun bıraktığı mirası buyutmektir. Bizim, İkinci Yuzyıla Cağrı Beyannamemizin ana omurgası, Cumhuriyeti demokrasiyle taclandırmak. Bunu yapmak istedi aslında hayatında, cok partili rejime de gecmek istedi ama koşullar elverişli değildi. 1946'de İnonu, cok partili hayata gecti ama yuzyıllık bir surec icinde yaralar aldık, darbeler, ihtilaller idamlar oldu vesaire. Biz artık ikinci yuzyıla, Cumhuriyetimizi demokrasiyle taclandırmak hedefiyle girmek zorundayız. Darbelerin olmadığı, demokrasinin kokleştiği, geleneklerin oluştuğu, devlette liyakatin olduğu, 'her şeyi ben bilirim' anlayışından uzak, devletin kurumlarına her zaman saygı gosterildiği bir sureci başlatmak zorundayız. İkinci Yuzyıla Cağrı Beyannamesi 82. yılda daha da onem taşıyor. Biz onu, saygıyla, minnetle, şukranla ve rahmetle anıyoruz."
(Surecek)
Kaynak: Anadolu Ajansı / Seval Ocak Adıyaman