
Michel Foucault, Deliliğin Tarihi’nde, deliliğin gundelik yaşamın bir parcası sayıldığı, kacıklarla cılgınların sokaklarda ellerini kollarını sallayarak dolaştıkları Orta Cağ’dan, tehlikeli sayılmaya başladıkları, tımarhanelere kapatıldıkları, oteki insanlarla aralarına ilk kez duvarların cekildiği 18. yuzyıla kadar, Batı’da deliliğin arkeolojisini irdeliyor.
Deliliğin fantastik dunyasında dolaşırken Foucault, aslında “deli”nin bize onun deli olduğuna karar veren, onu oyle konumlandıran genel toplumsal harita uzerinde işgal ettiği yer itibarıyla yansıdığını gosteriyor. Her cağın kendi utopyası icinde kendini arındırdığı, saflaştırdığı, idealleştirdiği tarihsel yolculukta, delinin bu arınma ayin ve oyunundaki yerini ve rolunu kavramamızı sağlıyor. Bu nedenle, Deliliğin Tarihi, aynı zamanda aklın tarihinin ana hatlarını da ortaya koyuyor: Akıl, kendini ancak deliliğin zıddında, deliliğin zıddı olarak tanımlayabiliyor. Oyleyse delilik, toplum duzeninin varlığı icin gerekli; cunku bu duzen ancak kendi negatifinin aynasında kimlik bulabiliyor.
(Tanıtım Bulteninden)
Kitap Adı: Deliliğin Tarihi Yazar: Michel Foucault Cevirmen: Mehmet Ali Kılıcbay Yayınevi: İmge Kitabevi Hamur Tipi: 2. Hamur Ebat: 14x20 İlk Baskı Yılı: 1992 Baskı Sayısı: 7. Basım Dil: Turkce Medya Cinsi: Ciltsiz Barkod: 9789755330402