Bugun bir ickinlik etiği teorisi oluşturmak, pratik bir oğreti olarak etiği olumsuz ikizi ahlaktan ayırt edebilmekten geciyor. Aralarındaki ilk fark iki disiplinin faaliyet bicimi acısından duşunulebilir ve şoyle ifade edilebilir: Ahlakın en temel fiili buyurmak, etiğinki ise uretmektir. Ahlak eyleme sabit ve değişmez ilkeler buyururken; etik, surec icinde değişebilir ilkelerin eyleme eklemlenmesiyle işler. Dolayısıyla ahlak bir mahkemeyi andırırken; etik bozularak calışan bir makine gibidir. Eylemi deneyimin dışından buyrulan ve deneyim esnasında değişmeyen ilkelerle belirleyen ahlak aşkınlık duzlemine aittir; etik ise eylemin kendi yapısından tureyen esnekliğiyle pratik felsefenin ickin kavranışıdır. Aralarındaki ikinci fark tam da bu noktadan ileri gelir. Gucunu aşkınlıktan devşiren ahlak, bu dunyada ortaya cıkan fenomenleri, bu dunyanın otesinde varsaydığı bir dunyanın sozde "ustun" değerleriyle yargılarken; ickinlikte yerleşen "etik", bir eylem, soz ya da duşunceyi, bunların arkasındaki varoluş kiplerinin olanakları ve sınırları acısından değerlendirir. Tam da bu dunyaya sıkı sıkıya bağlı duşunurler olan Spinoza ve Nietzsche ickinlik duzleminde konuşlanan bu anlamda bir etik arayışın başlıca duşunurleridir. Onların yaptığı, ahlakın "Ne yapmalıyım?" sorusunun yerine "Neyi yapmaya muktedirim?" sorusunu gecirerek, etiği bir guc meselesi olarak yorumlamanın ve yaşamı sonsuzca deneyimleme imkÂnının onunu acmaktır. Boylece Spinoza ve Nietzsche'den tureyen bir ickin etik, bu dunyanın sonsuz ve sınırsız deneyiminin araştırılmasında tam da bu dunyaya bağlı olanlara rehberlik edecektir.

(Tanıtım Bulteninden)


Kitap Adı: İckinlik Etiği - Nietzsche ve Spinoza Yazar: Kolektif Yayınevi: Otonom Yayıncılık İlk Baskı Yılı: 2020 Baskı Sayısı: 1. Basım Dil: Turkce Barkod: 9786057872128