
O'nda koleksiyoncu, nesneleri kullanılırlıklarından ozgurleştirmeye calışır. Onları "işe yaramaz" kılmaya gayret eder. Aslında bu modernliğe yonelik bir isyandır. Duzeni bozar. Sistemi işlemez hale getirir. O'nun koleksiyoncusunun nesnelerle kurduğu ilişki, aslında tum Frankfurt Okulu'nun birey ile toplum arasında kurmaya calıştığı ilişkinin modelidir. Ozneyi, toplumsal kullanılırlıktan ozgurleştirmek. Ozneyi toplumsalın normlarından, belirlenimlerinden mumkun oldu-ğunca kurtarmak. Oznenin kullanım değerine saldırır Frankfurt Okulu. Tıpkı koleksiyoncunun nesnenin kullanım değerine saldırması gibi. Koleksiyoncu nesneye aura'sını iade etmeye calışır, Frankfurt Okulu da ozneye. Okulu kotumserlikle suclayagelenlerin anlayamadıkları tam da bu noktadır aslında. Frankfurt Okulu kotumser falan değildir. Onlar modern toplumun kotu bir toplum olduğunu, hatta gelmiş gecmiş en kotu toplum olduğunu soyler. Kuram kotumser değil, kuramın nesnesi kotudur. Orneğin yapısalcılıkla en buyuk farkları da buradadır. Adorno işin adını koymuştur zaten Gramsci'nin bir sozunden yola cıkarak: Aklın kotumserliği, iradenin iyimserliği.
İnce Kapak:
Sayfa Sayısı: 192
Baskı Yılı: 2012
e-Kitap:
Sayfa Sayısı: 201
Baskı Yılı: 2012
Dili: Turkce
Yayınevi: Ayrıntı Yayınları
Kitap Adı: Benjaminia: Dil Tarih ve Coğrafya Yazar: Besim F. Dellaloğlu Yayınevi: Ayrıntı Yayınları İlk Baskı Yılı: 2012 Dil: Turkce Barkod: 9789755396668