Cibran gencliğinde dunyayı kusursuz ve kotuluklerden uzak bir yer olarak tasarladı. Resmettiği yer kederlerden uzak, neşeli bir dunyaydı, kusursuzluğunu cehaletin bozamadığı aydınlık bir dunyaydı, batıl inanışları reddeden akıllı bir dunyaydı. Tasarladığı bu cennette adalet ve bilgelik yanyanaydı, insanlar arasında birlik ve iyilik birlikte hukum suruyordu. Fakat yarattığı bu cennetin hayatın gercekleriyle bağdaşmadığını gorduğunde umutsuzluğa kapıldı.

Cibran devletin başındakilere ve din adamlarına toplumun temel direkleri olarak baktı. Onların adalet ve bilgelik ornekleri olmalarını bekledi. Cok zevk aldıkları ayrıcalıkların ve bolluğun, halka yaptıkları soylu hizmetlerin bir karşılığı olması gerektiğini duşundu. Ustlerine duşeni yapmadıklarında bunları da hak etmeyeceklerine inandı.

Yasa koyuculara ve luks yaşamlarına bu ışık altında baktı ve insanları nasıl somurduklerini gorunce duş kırıklığına uğradı. Hayatın gerceklerini anlamaya başlayınca zenginin, kolelik ve despotluk boyunduruğunda yaşayan yoksulu nasıl ezdiğini gordu. Bu durumu Cibran, "politika" adının arkasına gizlenen zulum olarak adlandırdı. Duygularını Arapca dergiler, gazeteler ve kitaplarda ofkeli yazılarla duyurmaya başladı. Bu yazılardan bir demeti bu kitapta toplandı.

Bu dunyaya bir soz soylemeye gelen Lubnanlı adam "Kaynağı adalet olan bir dunya, kaynağı merhamet olan bir dunyadan daha buyuktur." diyordu.



Sayfa Sayısı: 116

Baskı Yılı: 2000


Dili: Turkce
Yayınevi: Anahtar Kitaplar
Kitap Adı: Kendimle Konuşmalar Yazar: Halil Cibran Cevirmen: Feyza Karagoz Yayınevi: Anahtar Kitaplar İlk Baskı Yılı: 2000 Dil: Turkce Barkod: 9789757787877