
Hegel'in Tarih Felsefesi onun ansiklopedik dizgesinin bir kıpısı, daha tam olarak, Nesnel Tin dizgesinin doruğu ve Saltık Tin alanına geciş basamağıdır. Tarih Felsefesi SOYUT HAK, AHLAK ve ETİK kavramlarının gelişimi temelinde insanın ideal, ussal, gercek etik yaşamının oluş surecini sunar. Hegel'in Tarih Felsefesi tarihi ereksel olarak cozumler, ilerlemeyi kacınılmaz gorur, ve surecin ussallığı karşısında "dunya [tarihinin] delice ya da aptalca bir olaylar yığını olduğu yanılsaması yiter." Hic kuşkusuz tarihsel gelişme, ilerleme, surec gibi olgulardan soz etmenin kendisi ipso facto ereksellikten soz etmektir. Ve homo ­sapiensin salt doğal olmanın otesinde tinsel de olan bir gizillik olarak turediğini duşunmek bile dolaysızca gelişmenin, bir gizilliğin edimselleşmesinin kabulunu imler, ki eşit olcude ereksellik demektir.
Tarihin ereği ozgurluk bilincinin kavranması ve dolayısıyla istencin gercek biciminin olgusallaşmasıdır: Evrensel insan hakları, duyunc ozgurluğu ve eksiksiz politik ozgurluk zemininde AİLE, TOPLUM ve DEVLET yapılarının ideal bicimlerine erişmeleri. Ereğin "ozgurluk bilincinin" kazanılması olduğu duzeye dek, zor ve şiddetin tarihsel ereğin ilerlemesinde hicbir rolu yoktur, cunku zor yalnızca boyun eğdirir ve şiddet yalnızca yok eder. Bu usdışı etmenler insanın tinsel gelişiminde olumsuzlanan etik-dışı doğal geriliklerin anlatımları olmaktan oteye gecmezler.
Tarih gorgul tarihciliğin sunduğu hermeneutik masallardan butunuyle başka birşeydir. Onda kulturlerin surekliliği, sonsuza dek surmeleri gibi dilekler birer boşinanctan daha ote değer taşımaz. Tersine, kulturel ortadan kalkışlar dunya tarihinin ilerleme koşullarıdır. Tutucu geleneklerin, bu boş değerlerin olumsuzlanması duyuncun ve istencin kendini ileri surme yolu, ozgurluk bilincinin gelişme kipidir. Dunya-Tini sonlu kulturlerin sonsuzluğuna izin vermez, insanlığın ilkellik, barbarlık, gerilik bicimlerini, tum "kadim" ıvır zıvırı gelişmenin onundeki gereksizlikler olarak supurup atar.
(1) Tarih Doğu Dunyası ile başlar. Doğu yalnızca Birin, yalnızca despotun ozgurluğunu bilir. Bu despotik tinde insanlık tutucu bir kulturel yapıya yakalanır, ozgurluk bilincinin yokluğunda birey ve kişi ortaya cıkmaz, duyunc buyumez, istencsiz, değişimsiz, gelişimsiz geleneksel yapılar ancak etik-dışı etik yapılanmalara izin verir. (2) İnsanlığa felsefeyi ve guzel sanatları kazandıran Helenik Tin henuz evrensel ozgurluğu, "tum insanların ozgur doğduğu" gerceğini bilmez, yalnızca cok-kulturluluğu besleyen bir mitolojik coğulculuk zemininde kolelik kulturunu de surdurur. Platonik "ideal devlet" bile ideal olmaktan uzak, Dunya-­Tininin tarihsel gelişimini geri bir evrede durdurma ve dondurma gibi gecersiz bir tasarı temsil eder. (3) Evrensel ozgurluk bilinci ilkin dinde, ilkin tasarımsal olarak doğar, ve insanın tanrısal değerini bildiren Hıristiyanlığın ilkesi olarak gercek anlamı ve onemi Reformasyonda yeniden yakalanır. Modern dunya ozgurluk bilincinin edimsel gelişim sureci, insanlığın ozsel doğasını varoluşa cevirme eylemidir. Evrensel insan hakları, duyunc ozgurluğu ve politik ozgurluk modern tinin kuresel karakterini tanımlayan belirlenimlerdir ve modernleşme sureci AİLE, TOPLUM ve DEVLETin kavramlarına uygun realitelerine goturur. Bu gercekleşme evrensel kavramın gercekleşmesi olduğu icin kulturel tikelcilikler silinme yoluna girer, AİLE, TOPLUM ve DEVLETin ideal bicimlerine doğru reeleşmeleri ile tarih turdeş bir etik yapının doğuşuna doğru ilerler. Kureselleşme Dunya-Tininin evrensel, turdeş etik şeklini gercekleştirmesinin cağdaş anlatım yoludur.
-Aziz Yardımlı-
(Tanıtım Bulteninden)
İnce Kapak:
Sayfa Sayısı: 392
Baskı Yılı: 2016
Ciltli:
Baskı Yılı: 2006
Dili: Turkce
Yayınevi: İdea Yayınevi
Kitap Adı: Tarih Felsefesi - Hegel Yazar: Hegel Cevirmen: Aziz Yardımlı Yayınevi: İdea Yayınevi İlk Baskı Yılı: 2006 Dil: Turkce Barkod: 9789753970990