Van'da 2011 yılında meydana gelen depremlerde kahramanlık orneği gosteren AFAD personeli Taner Eltutan, "İnsanlarımız depremi bilmesine rağmen ona gore yaşamasını oğrenemedi. İşte bunu kazandırabilirsek, depremler yağmurun yağması kadar doğal bir olay olarak kabul edilecektir" dedi.
Van'da 23 Eylul 2011 yılında meydana gelen 7.2 buyukluğundeki depremin yaraları sarılırken aradan gecen 18 gunun ardından bu kez 9 Kasım 2011 tarihinde 5,6 şiddetinde ikinci bir deprem şokunu yaşamıştı. Aradan gecen 9 yılın ardından hala o gunu unutamayan Eltutan, depremlerde AFAD Arama Kurtarma Birim Amiri olarak gorev yapıyordu. Hem Van'da hem de Erciş ilcesinde yıkılan binalarda arama kurtarma calışması yurutmuş Ertutan, ekibiyle birlikte cok sayıda canı enkaz altında cıkarmıştı.

İHA muhabirine konuşan AFAD Eğitim Uzmanı Taner Eltutan, 2020 yılı icerisinde meydana gelen Elazığ ve İzmir depremin goruntuleriyle Van depreminin şokunu yeniden anımsadığını belirtti. Deprem goruntulerini izlerken o anı yaşadığını ve tuylerinin diken diken olduğunu ifade eden Uzman Eltutan, deprem konusunda da uyarılarda bulundu. Van depreminde hem depremi yaşayan hem de arama ve kurtarma calışmalarına katılmanın kendisi icin sıkıntılı bir surec olduğunu anlatan Eltutan, "Van'da meydana gelen ilk depremin yaraları sarılıp, hayat normale girerken 9 Kasım gunu ikinci bir deprem daha yaşandı. Cok sayıda insanımız bu depremden etkilendi ve cok sayıda bina da yıkıldı. Hem depremi yaşayan hem de arama kurtarma calışmalarına katılmak bizler icin sıkıntılı bir surecti" diye konuştu.
"İlk 72 saatinde hic uyumadan kurtarma calışmalarını yuruttuk"
Arama kurtarma calışmalarında enkaz altında canlı cıkarılan vatandaşlar icin mutluluk gozyaşını, olenler icin de acı gozyaşları doktuklerini ve dakikalar icinde bir duygu karmaşası yaşadıklarını dile getiren Eltutan, "Enkazdan cıkan canlı cocuk, anne ve bir baba sizi cok farklı bir duyguya surukluyor. Hayatını kaybetmiş birini enkazdan cıkarırken buyuk bir acı yaşıyorsunuz. O an enkaz altındakini cocuğunuza, annenize, kardeşinize benzetiyorsunuz. Canlı cıkardığımız insanları sağlık ekiplerine teslim ederken onun mutluluğuyla gozyaşı dokuyorduk. Aynı zamanda yine hayatını kaybetmiş bir vatandaşı cıkarırken de acı cekerek gozyaşlarına boğuluyorduk. Depremin ilk 72 saatinde hic uyumadan kurtarma calışmalarını yuruttuk. Bu saat icerisinde ise cok yoğun duygular yaşamak zorunda kaldık. Zarar gorenler cocuk olunca acı daha buyuk oluyor. Kurtarılanlar da cocuk olunca mutluluk katlanıyor. Gonul isterdi ki kimse yaralanmasın, hic kimse hayatını kaybetmesin" şeklinde konuştu.
"Depreme hazır bir ulke olmak istiyoruz"
Depremin doğal bir afet olduğunun ve depreme her zaman hazır bir ulke olmamız gerektiğinin altını cizen Eltutan, sozlerini şoyle surdurdu:
"Dunya var olduğu gunden bu yana depremler vardı ve bundan sonra da devam edecek. Burada onemli olan depremle yaşamasını oğrenmektir. Goruntuleri izlerken, o anı yaşıyoruz ve tuylerimiz diken diken oluyor. Artık depreme hazır bir ulke olmak istiyoruz. Ama maalesef uygulama aşamasında o farkındalığı oluşturamıyoruz. İnsanlarımız depremi bilmesine rağmen ona gore yaşamasını oğrenemedi. İşte bunu kazandırabilirsek, depremler yağmurun yağması kadar doğal bir olay olarak kabul dilecektir. Boylece insanlara zarar vermeyecek bir hale gelecektir." - VAN
Kaynak: İhlas Haber Ajansı