
Şehvet ve Saf Sevgi
Kadınlar şuphesiz buyuleyici varlıklar. Dişi ve erk bir araya geldiğinden beri, aralarındaki kimya gizem olmuştur. Gunumuzde halen gizem. Kimi aşk yok, kimi var dese de, bizim icin bir onemi yok. Sevebilen varlıklarız. Tarihte, atalarımız aşk uğruna şiirler yazmış, cinayet işlemiş, collere duşmuş, bambaşka bir insana donuşmuşler, hatta devletler tarihin tozlu sayfalarına karışmıştır. Sevmesek bile, sevebilme kapasitemiz erkeklerin laneti olmaya devam ediyor. Aşk arzu ve şehvet icerir şuphesiz; ama aşkın temelini şehvet yapmak cok buyuk hata. Bizi ne alakadar eder diyebilirsin, cok ediyor paşam.
Gununun yarısı bel altını duşunerek geciyor, belki de cılgın arzuların var, gorduğun her guzel adına sahip olmak istiyorsun, bir kadın sana bir şey sormak veya mecburiyetten seninle bir işi olduğunda yuzune pis bir gulumseme geliyor, avını urkutmemek icin yanında sesin bile inceliyor. Tecavuzu duşunen bile var. ”Kadınları nasıl tavlayacağımı oğrenip, butun kadınlardan intikam alacağım” diyen bir cocuk vardı ve benden yardım isterken boyle bir cumle kurmuştu. Şunu oğrenin, bir kadın sizi memnun etmek zorunda değil, bir kadın size gulmek, sizi onaylamak veya hoşgoru gostermek zorunda değil. En onemlisi sex oyuncağı değiller. Aşk denen şey, ister kutsal, ister hormonal, isterse bilimin cozemediği bir hipotez olsun (ki oyle değil, duşuncenize saygılıyım). Aşk, ozunde bir icgududur.
Populasyonun devamının, gen aktarımının sağlanması icin, nesilden nesile gecmiş yaşamsal bir olaydır. Boylece aile denen kavram oluşacak ve doğan cocuklara guvenli bir ortam sağlanabilecek. Aşkın icinde şehvet var, şehvet cok kolay ulaşabildiğimiz bir olgu, avuc iciniz kadar yakın. Bu kadar kolay ulaşılabilen bir şey olunca, her kadına şehvetle bakmanız doğal. Kadınlara şehvet duymayın demiyorum, sonucta kadınların da kukularını belediye ıslatmıyor. Dizginlemek, tum mesele burada. Bir erkeğin saplantılarının can alıcı noktası bu. Şehvet kolay erişilebilen bir şey olunca, saf duşunceyle bakış acısı ikinci planda oluyor. Bu yuzden kadınlar erkeklere abaza ilanını yapıştırmakta hic gec kalmıyorlar.
Kadın İntoleransı
Turkiye’de had safhada olan olgu ”kadın intoleransı”…
Kadınlara laf attık, kalcalarına, goğuslerine baktık. Kimi zaman berbat damgalarla fişledik. İcten ice birlikte olmak istedik. Arkadaş masalarında belden aşağı muhabbetimizin konusu oldular. Hicbirimiz gozlerini, gulumsemesini, mimiklerini umursamadı ilk başta. Sadece boyle mi bakmalı kadınlara, koca bir Hayır!!!
Kadılara ne temiz bir duşunceyle, ne de şehvet bazlı yaklaşın. Dengeyi kurun.
Ben bir kadına yaklaşırken, ilk yuzune sonra vucut hatlarına, giyimine ve fiziğini nasıl kullandığına dikkat ederim. Sonra, konuşacak bir şey bulurum, ses tonuna dikkat eder ve duşuncelerini yonlendirim. Muhim olan bu, kadının kafasının icine girebilmek. Kadınlara sex aracı olarak bakan bir coğunluk olduğundan mutevellit, kadınları ikona haline getirdik. Şehvetle baktıkca kadınlara uzaklaştık. Kadınlar yabancı oldu erkekler icin. Duşunceleri umurumuzda olmadı, istediğimiz bacak arası oldu. Şoyle duşunun, tanıdığın arkadaşının veya herhangi bir adamın yanında rahatca konuşabiliyorsun değil mi? Bir erkeğe gidip adres sormak veya tanışmak kadına nazaran cok daha kolay senin icin. Boyle, cunku erkek senin hemcinsin, bacakların arasındaki techizatttan onda da var ve duşunce, fizik, gorunuş yapınız uc aşağı beş yukarı benziyor. Kadınlar oyle mi?
Kadınların duşunceleriyle hic ilgilenmediği icin, kadınlar bir nevi uzaylı abazan Turk erkeği icin. Kadına aşina olmazsan yanında heyecanlanman ve sacmalaman doğal. Ne babayiğitler harcandı kadınların avucunda. Tıpkı sevdiğin bir unlunun yanında belirmesi gibi, uc bucuk atarsın, abi imza imza diye. Bir de o unlu şahsın, yakın arkadaşın olduğunu duşun. Enseye tokat modundasın: ”Ne imzası, ben mi? Peh o benden imza alsın zubuk” dersin.
Kadınları Sıradanlaştırın!
”Yok daha neler, dam ustunde saksağan”
Evet, evet sıradanlaştırın.
”Eee abi, kadınlar şoyle iyi şoyle guzel dedin”
Oyle dedim, ama ben kadınları bir butun olarak goruyorum (şişmanı, zayıfı, kısası, uzunu, beyazı, siyahı…). Ben işte o butunu seviyorum. Ben kadınları bireysel olarak seveceksem, o butunun arasından sevilecekleri ayıklarım. Uzun bir imtihan donemidir. Sen bir kadın gorursun, ben olcer tartar ve zorlu bir sınava sokarım kadını.
Heh işte boyle duşun. Kadınları kim bu kadar değerli yaptı. Değerlisi var tabii ki, uğruna olunecek kadınlar da var, bunun yanı sıra psikopatı, manyağı, cahili de var. Beyinlerine girmeden anlayamazsın. Oyle kadınlar tanıdım ki, cinsel olarak seni tatmin etmez, yine aynı kadın ruhuna oyle bir dokunur ki, pantolonunu ıslatırsın.
Kadınları tanımadan, olup bitme. İmtihana sok, kafanız uyuşuyor mu bakalım. Elemelerini yap, sonra hamle yap. Niyetin sevişmek ise bunun da bir adabı var; kadının da niyetinin bu olduğundan emin ol.
Kadınları test edebilmen icin senin de kalifiye olman lazım. Cok oku, gundemi takip et, cilt bakımını yap, konuşman aksak ise duzelt… Ben eskiden ara sıra elime kadın dergileri alırdım, nelerden bahsediyor bu kadınlar diye.
İşte kocero, kadınların yanında rahat olmak istiyorsan, sınırlarını belirle. Sadece sex bazlı yaklaşma. Sevme triplerine de girme. Bir kadını tanımadan, sedece dış gorunuşunden dolayı aşık olursan hayatının hatasını yaparsın. En onemlisi konuşacağın kadın senden değerli değil, en fazla seninle ortak değerleri taşır, o zaman da o kadınla uzun sureli ilişkin olur, bir butunun iki yarısı olursunuz. Bir kadının yanında sacmalan, kendinden onu ustun tutman, kendi varlığına bok atmak gibi. Alcalma, duzgun konuş, olc tart, tum bunları yaparken saygı cercevesinden cıkma, cok lazım olursa yer ve ASLA ŞİDDETE BAŞ VURMA!!!
Unutma sen değerlisin, kendine kıymet ver.
Dipnot;
Turkiye’de abazalık aldı başını ışık hızında gidiyor, gokyuzune minare yaptı sapık durtuler.
Sensation white geldi, beyazlar icinde milleti hac kafilesi sandık.
Unlu Djler geldi, otomotiv şovları oldu. Kimisi sadece kadınlara surtebilmek icin gitti.
Fuarlarda nadir otomobil koleksiyonları sergilendi. Millet, arabalardan cok mankenlerle fotoğraf cekildi. Sırf bu yuzden Turkiye’de omru billah fuar yapmaktan vazgecen firmalar oldu. Devasa organizasyonların dili cok yandı abaza psikolojisinden.
55 yaşında babacan, Harley tutkunu bir tanıdığım var. Kadınlar yanından hic eksik olmamıştır.
Abimiz motoru cok nadir kullanır olmuştu. Bir gun sordum, hayırdır gibisinden.
Adamcağız bir gun Angels modeli motoruna binmiş, arkasında guzel bir ablamız. Gunler sonra motosiklet forumunda kendi motorunu gormuş. Motorun sadece plakası ve ablamızın kalcası gozukuyor. ”Millet motoruma binen kadınların arkasından laf atıp, arkasına bakıyor, yetmiyor bir de fotoğraf cekiyorlar” demişti.
Ne kadar icler acısı bir durum. Siz siz olun, şehvet gozunuzu karartmasın.
__________________