
Hatay'ın Altınozu ilcesinde Hristiyan nufusun yoğun olarak yaşadığı Tokaclı Mahallesi sakinleri, atalarından oğrendikleri geleneksel yontemlerle değirmende taş baskı yontemiyle zeytinyağı uretiyor.
Hemen hemen her evin gecim kaynağı olan zeytin ağaclarından toplanan taneler, beygir gucuyle dondurulen taş değirmende ezilerek zeytinyağına donuşturuluyor.
Yapımında ozellikle kadınların yer aldığı ve "su zeyti", "taş baskı" veya "soğuk sıkım" olarak adlandırılan geleneksel zeytinyağı, değirmendeki işlemin ardından el yordamıyla su yuzeyinden toplanıp tuketime hazır hale getiriliyor.
Geleneksel yontemle doğal zeytinyağı hazırlanırken, kurulan kahvaltı sofrasında "cennetten gelen kahvaltı" olarak adlandırılan Zınani Geleneği de yaşatılıyor.
Geleneğe gore ilk cıkan zeytinyağı tandır ekmeğiyle tuketilerek yağın kalitesi ve damak tadı test ediliyor.
Binbir emekle hazırlanan, tadı ve aromasıyla fabrika zeytinyağlarından ayrılan urunler, yurt ici pazarların yanı sıra ozellikle Avrupa'ya goc eden mahalleli tarafından yoğun talep goruyor.
Altınozu Belediye Başkanı Rıfat Sarı, AA muhabirine yaptığı acıklamada, Hatay'da yetişen 17 milyon zeytin ağacından 7 milyonunun ilcelerinde kok verdiğini ve bu yuzden zeytin ve zeytinyağının ilce halkının geciminde onemli rol oynadığını soyledi.
Taş değirmende elde edilen zeytinyağının fiyatı acısından onemli bir gelir kaynağı olduğunu ifade eden Sarı, şoyle devam etti:
"Yontemi, teknolojiden once atalarımızın, dedelerimizin zeytinyağlarını sıktığı geleneksel bir yontemdir. Vatandaşlarımız beygir gucuyle bu tur medrese dediğimiz kısımda zeytinyağlarını sıkıyorlar. Burada da şu ozellik var, gercekten su zeyti, tereyağına eş bir yağ pozisyonundadır. Buradan cıkan zeytinyağına talep inanın cok, ceşitli ulkelerden ozellikle Avrupa ulkelerinden cok talep var ve normal zeytinyağının kilosu 20 lira ise bununki 60 liradır, onun icin cok kıymetli bir yağımızdır. Geleneksel yontemlerle elde ettiğimiz su zeytini, yeni cıkan fabrikalarımızda teknolojiye bağlı olarak uretiyoruz ama bu bizim atalarımızdan, dedelerimizden kalan bir kulturumuz onun icin bundan vazgecemiyoruz. Buradan cıkan zeytinyağının maddi manevi onemine dikkati cekiyoruz ve onemsiyoruz."
"Siparişlere yetişemiyorlar
Ureticilerden Janet Cilingir (30) ise makine değmeden, geleneksel yontemlerle cıkarılan yağın lezzetinin ve aromasının hicbir urunde bulunmadığını soyledi.
Taş değirmende elde edilen zeytinyağlarının yapımının cok zahmetli olduğunu kaydeden Cilingir, "Geleneksel yontemlerle yapıldığı icin ciddi bir emek işi ve biz bu yağdan tat, lezzet ve kalite olarak vazgecemediğimiz icin bu geleneksel yontemi kuşaktan kuşağa aktarma hedefindeyiz. Eskiden 5-6 aile yaparken şimdi mahallenin coğu bu yontemi devam ettiriyor." dedi.
Cilingir, her sene ekim ve kasım aylarında gercekleştirdikleri uretimde, her ailenin taş değirmende 4-5 ton zeytinyağı elde ettiğini soyledi.
Urunlerini ozellikle Avrupa'ya ihrac ettiklerini belirten Cilingir, "Bu mahalle gocun olduğu bir yer, yurt dışından gelen insanlar giderken mutlaka soğuk sıkım, su zeytini alıyorlar. İnsanlar bunun pazarını bir şekilde kurmaya calışıyor, şehir ici, şehir dışı ve yurt dışına urunler satılıyor. Almanya'dan tutun Fransa ve Yunanistan'a kadar herkes gelip kendi topraklarında geleneksel yontemlerle cıkarılan yağı alıp gidiyorlar. Coğu zaman da yurt icindeki siparişlere yetişemez hale geliyoruz, bu da bizi mutlu ediyor." diye konuştu.
Cilingir, gecen sene kilosu 60 lira olan zeytinyağlarının bu sene 65-70 lira olduğunu sozlerine ekledi.
Ureticilerden Nadia Coban (54) da tukettiği zeytinyağlarını 40 yıldır geleneksel yontemlerle elde ettiğini anlattı.
Elde ettiği zeytinyağlarının bir kısmını sattığını aktaran Coban, "İstanbul, Adana, İzmir ve Ankara gibi illere gonderiyoruz. Yurt dışında da Almanya ve Yunanistan'da muşterilerim var. Muşteri sıkıntısı yaşamıyorum." dedi.
Kaynak: Anadolu Ajansı / Lale Koklu Karagoz