Gunumuzdeki nukleer reaktorlerin tamamı nukleer fisyon yaparak calışıyor. Uranyum, plutonyum gibi ağır elementlerin atomlarını parcalayarak oluşturulan enerjiye nukleer fisyon diyoruz. Bunu yaptığımız zaman yuksek bir enerji elde ettiğimiz gibi ortaya radyasyon gibi son derece ciddi sonuclar da cıkıyor. Nukleer fisyonun bir de evren tarafından cok fazla kullanılan ve aslında daha temiz bir enerji olarak kabul edebileceğimizi kardeşi var: Nukleer fuzyon.
Nukleer fuzyon, her gun bizi aydınlatıp ısıtan Guneş’in yaptığı şey olarak kabul edilebilir. Guneş’imiz gununun coğunu iki hidrojen atomunu birleştirip helyum atomuna cevirmekle uğraşır. Yani daha net ifade etmek gerekirse nukleer fuzyon, kardeşi fisyonun aksine elementleri parcalamaz, bunları birleştirerek daha ağır elementler oluşmasını sağlar.
[h=2]Birleşik Krallık, nukleer fuzyon reaktoruyle ilk plazmayı uretti[/h] Yukarıdaki paragraflarda konuyu anlamak icin bazı ufak bilgileri verdik. İşte İngiltere, bir nevi Dunya uzerinde bir yıldız yaratma konusunda son derece onemli bir adım attı. Oxfordshire’da inşa edilen deneysel nukleer fuzyon reaktoru, bu hafta ilk kez ateşlendi ve bunun sonucunda başarıyla plazma elde etti.

Yaklaşık 7 yıldır geliştirilen ve 50 milyon Sterlin’den fazla maliyeti olan deneysel nukleer fuzyon reaktoru, bu hafta itibariyle resmen calışmış oldu. MAST Upgrade isimli reaktor, İngiltere’ye bağlı Atomik Enerji Kurumu tarafından geliştiriliyor.
[h=2]Fuzyon reaktoru başarıyla calışırsa sınırsıza yakın temiz enerjiye sahip olabiliriz[/h] Şu anda deneysel olarak geliştirilen ve daha aşması gereken cok fazla adımı bulunan nukleer fuzyon reaktoru, bir gun istediğimiz gibi calışabilecek duzeye gelirse; temiz, neredeyse sınırsız ve duşuk karbon değerine sahip enerjiye ulaşmış olacağız. Tıpkı milyarlarca yıldır Guneş’imizin yaptığı gibi ya da evrendeki sayısız yıldızın yaptığı gibi bizler de hidrojen gibi hafif elementleri fuzyonla birleştirerek daha ağır elementlere cevireceğiz. Bunun sonucunda ise cok yuksek oranda enerji cıkacak. Bu enerji ise elektrik enerjisine cevrilerek dunyadaki en onemli sorunları ortadan kaldırmak icin kilit rol oynayacak.

[h=2]Bu enerjiye ulaşmak icin ne gerekiyor?[/h] Bir acıdan bakınca cok da zor değilmiş gibi gorunen nukleer fuzyon reaktoru, gunumuz şartlarında cok onemli yapısal sınırlara sahip. Oncelikle Guneş’imizin merkezinde nukleer fuzyonun oluşabilmesi icin 14,6 milyon santigrat derece sıcaklık yeterli oluyor. Dunya’da bu fuzyonu başlatmak istiyorsak bizim bu sıcaklıktan cok daha fazlasını, 100 milyon santigrat dereceleri gormemiz gerekiyor. Guneş ile Dunya arasında bu devasa sıcaklık farkının sebebini basınc olarak gosterebiliriz. Guneş’te yuksek basınc olduğu icin fuzyon cok daha rahat bir şekilde oluşabilirken, Dunya’da gercekleştirilecek bir fuzyon reaktoru icin bu cok daha zor olacaktır.
[h=2]Soğutmak icin egzoz sistemi geliştirildi[/h]
Her ne kadar şu an icin imkansıza yakın gorunse de İngiltere, 2040 yılında dunyanın ilk fuzyon santralini kurmak istiyor. Hatta ulke bunun icin somut adımlar bile atmaya başladı. Oncelikle fuzyon reaktorlerinde en buyuk sıkıntı, reaktorun bileşenlerine zarar verecek duzeyde ısınması olarak gorunuyor. Yani reaktorun yapı butunluğunu bozmadan tutarken 100 milyon santigrat dereceye ulaşmak gerekiyor. Bilim insanları ise bunun icin Super-X Divertor isminde bir egzoz sistemi geliştirdi. Bu sistem başarılı olursa, şu ana kadar geliştirilen tum sistemlerden 10 kat daha fazla ısı azaltımı sağlanacak. Bu da nukleer fuzyon santrallerinin enerji uretimi icin uygun maliyetli bir teknoloji haline gelmesini sağlayabilir.