Beklenmedik olsa da yazının başlığı yıllardır bilim insanlarının cevaplamaya calıştığı bir sorudur. Bilim boyledir, aşina olduğumuz ama cevaplanmamış bircok gizem perdesinin peşinde koşar.

Once terimleri temizleyelim: her ne kadar tuhaf bir şekilde "kibar" olduğu iddia ediliyorsa da goğus ile meme aynı şeyler değil. Eş anlamlı olarak kullanılmaları da bilimsel olarak hatalı. Goğus, bilimsel adıyla "toraks" (thorax) olarak bilinir. Hayvanlar Alemi icerisindeki sayısız hayvanın, dolayısıyla insanın da, boynu ile karnı arasındaki bolgeye işaret eder. Turune bağlı olarak goğus bolgesinde, vucudun icinde ve dışında cok sayıda yapı ve organ bulunabilir: kalp, akciğerler, goğus kafesi ve meme... Coğunda oyle olsa da, her memeli hayvanın memeleri goğsunde bulunmak zorunda değildir; ancak bu sınıf icerisindeki insan (Homo sapiens) turunun hem dişilerinde, hem de erkeklerinde meme, goğuste bulunur. Meme, ozellikle Primatlar Takımı'nda (dolayısıyla insanlarda) goğuste bulunan, dişilerde sut bezlerini barındıran, erkeklerde ise evrimsel surec dolayısıyla neredeyse tamamen korelmiş bir organ.







Erkeklerin neden dişi memelerine bu kadar duşkun oldukları konusunda bugune kadar cok sayıda teori ileri suruldu. Bunlardan bazıları, genelde Freud'a atfedilen ve pratik olarak test edilmesi pek mumkun olmayan (veya guvenli bir şekilde test edilmesi cok zor olan), bilincaltıyla ilgili teorilerdi. Diğerleri ise evrimsel biyolojinin gucu sayesinde geliştirilebilmiş; fakat destekleyici pek fazla veri toplanamamış olmasından oturu yaygın kabul gorememiş teorilerdi. Şimdi bu teorilere bir yenisi daha eklendi; ancak bu, doğrudan test edilebilir olması bakımından umut vaadediyor: Emory Universitesi’nde Psikiyatri Bolumu'nde calışan Profesor Larry Young, insanın evrimsel surecinde anne ile bebek arasındaki ilişkiyi guclendirmek icin emzirme surecinde bebekte birtakım sinir ağlarının (noral ağlar) evrimleştiğini duşunuyor. Bu noral ağlar, bebeklik cağını gecip ergenliğe ulaşan erkek bireylerde farklılaşarak farklı bir amaca hizmet eder hale geliyor olabilir. Bebeklik cağlarında hayatta kalmak icin anne sutune, dolayısıyla annenin memesine muhtac olan erkek bireyler, ergenlikten sonra cinsel durtulerin de etkisiyle kadın memelerine karşı ilgi duyuyor olabilir. Eğer bu teori guclenebilirse, hem Freudyen yaklaşımı icine alması, hem de kendisinden once gelen sinirbilimsel acıklamaların omuzlarında yukselmesi bakımından bilim icin onem arz edebilir.


Emzirme esnasında kadınların meme ucu uyarıldığında annenin beyninde "aşk kimyasalı" olarak da bilinen oksitosin salgılanır. Bu hormon, annenin dikkatini bebek uzerinde toplamasına yardım eder ve onunla ilgilenmesi konusunda destek olur. İlginctir ki son yıllarda yapılan araştırmalar, bu hormonun salgılanmasını sağlayan noral devrenin aslında annelerin bebekler icin kullanmalarını sağlamak amacıyla oluşmadığını gosterdi.
Bircok araştırma kadınların buyuk coğunluğunda meme ucunu uyarmanın cinsel istek uyandırdığını ve vajinal ile klitoral uyarım ile aynı beyin bolgelerini faaliyete gecirdiğini gosterdi. Bir erkek, partnerinin meme ucuna dokunduğunda veya masaj yaptığında, bu eylem kadının beyninde oksitosin salgılanmasına yol acar. Anne ile bebek ilişkisini duşunduğumuzde bir onceki bahsettiğimiz durum icin şunu diyebiliriz: oksitosin kadının dikkatini ve ilgisini partnerinin ustunde toplamasını yardım ediyor ve bu kişiyle arasındaki bağı guclendiriyor.

Bu da bizi heyecan verici bir ihtimale goturuyor: Erkekler bu davranışı kadınlar ustunde yaptıkca partnerlerinin kendilerine olan bağı artıyor. Evrimsel surecte bu durum erkeklerin bu davranışı tekrarlamaları ve bunu yapmak istemeleri şeklinde insanın fizyolojik ve psikolojik yapısını şekillendiriyor. Evrimin en temel unsurlarından bir şuphesiz ureme ve neslin devamı. Neslin devamını sağlamak icin de karşı cinslerin birbirlerine yakınlaşmaları gerekir. Oksitosin hormonu bu yakınlaşmayı sağlamada onemli bir rol oynuyor.

Neden Sadece İnsan Erkekleri, Dişilerinin Memelerine Bu Kadar İlgi Duyuyor?






Dr. Young'un evrim teorisinden gucunu alan yeni teorisi, zor bir soruya cevap vermemizi sağlayabilir: Neden diğer memeli hayvanlarda ve maymunlarda dişilerin memeleri bu kadar on planda değil? Neden sadece insanların erkekleri dişi memelerine bu kadar ilgi duyuyor?
Young’ın duşuncesine gore bu durum tek eşlilikten kaynaklanıyor cunku memeli hayvanların 97%’sinde tek eşlilik gorulmuyor. Dolayısıyla ciftler arasında insanda olduğu kadar guclu bir bağlılığa da ihtiyac duyulmuyor. İkinci bir sebep olarak bizim fizyolojik yapımız ve cinsel ilişki esnasındaki pozisyonlarımız geliyor olabilir. İnsanlar bircok memeli hayvanın aksine iki ayağının ustunde kolayca dik durabilen ve yuz yuze bakarak cinsel ilişkide bulunan canlılar. Bu durum da erkeklerin kadınların meme uclarına dokunması icin daha fazla fırsat veriyor.









Tek eşli tarla farelerinde meme ucları aşağıya doğru sarkıyor ve bu hayvanlar arkadan ciftleştikleri icin (kopek stili seks) onlarda bu tur bir evrimsel adaptasyon gercekleşmemiş olabilir. Bu durumda insanın cinsel evrim sureci kadın memelerine daha fazla onem vermiş diyebiliriz ve erkeğin kadın memelerine olan ilgisi zaman icinde bir beyin noral ağı geliştirmiş olmalı. En guncel bilgilerin de dahil olduğu bildiğimiz her şeyi goz onune alırsak bu evrimsel değişikliğin en buyuk sebebinin kadının partnerine olan bağlığını ve annelik bağını guclendirmek olması cok olası gozukuyor.






Young’ın one surduğu bu yaklaşımlar kulturden kulture, milletten millete değişebilir. Evrimsel acıdan erkeklerin bu ilgisi genel olarak avantajlı bir durum olabilir ama orneğin bazı Afrika kabilelerinde kadınlar memelerini herhangi bir giysiyle ortmuyorlar ve erkekler de oyle aman aman bir ilgiyle onlara bakmıyorlar.
Ancak burada şu anlaşılmasın, bu insanlar memelerini ortmedikleri icin cinsel faaliyetlerde memelerin hicbir rolu yok demiyoruz. Meme uclarına dokunmak bu kadınlarda cinsel uyarım sağlayabilir de sağlamayabilir de, bu konuda henuz yeterince bilimsel calışma mevcut değil.




Orijinal Makale: http://www.evrimagaci.org/fotograf/81/6956
__________________