Bir devrin ruhunu, insanlarını en iyi edebiyatcılar verebilir. Bu aslında gercek tarihtir. Tarih kitapları ise coğu kez insan dramlarına teğet gecer, kimi kez dokunmaz bile... Bazı ulkelerde, bazı dramları, bazı insanlar hep yaşarlar. Orhan Kemal'in yaşamı buna ornektir. Kucuk bir Turkiye ozetidir. "Orhan Kemal, yuce gonullu, gercek bir halk yazarı; şurda-burda işsiz kalan ırgatların, mapusane cilekeşlerinin, uc-beş kuruş kazanan kucuk memurların, emeklilerin, cocukların, kimsesiz cocukların, iplik fabrikası kız ve delikanlılarının, iplik bukme makinelerinin başında yorgunluktan uyuyan bebelerin, sokakları supuren copculerin, 'kucuk adam'ların, mavi tulumlu akıllı-akılsız, uyanık-uyur emekcilerin, 'artiz'lik heveslilerinin yazarıdır." Fikret Otyam, Orhan Kemal'in inandığı-guvendiği, yureğini actığı, en sıkışık anlarında yanında bulduğu bir arkadaşı, dostu ve yurekdaşıdır: Ankara'da, İstanbul'da, Son olarak da Moskova'da... Bu kitapta, omru boyunca gercekten yoksulluk ceken, bir bakıma cektirilen, coluk cocuğunun nafakası icin; tekleyen yureğiyle, ameliyat sonrası kanlar kaybıyla yazan, durmadan dinlenmeden yazan, ıvır zıvırla da uğraşmaya zorunlu bırakılan, yine de doğru bildiği, doğru bilinen, doğruluğuna inanılan yolu değiştirmeyen, dunyalıklara boyun eğmeyen, sapmayan, saptırılamayan Orhan Kemal'in, Fikret Otyam'a yazdığı mektuplar yer alır. Bu mektuplar, yirmi yıla yakın sarsılmaz bir arkadaşlığın, dostluğun belgeleridir. Bir mektup, bir yaşamı anlatır: "Sultanahmet Ceza ve Tevkif Evi... 23 Mart 1966 Sevgili Fikret, Revirdeki odamızın karyolasında sana yazıyorum bu satırları. Transistorlu radyoda Muzaffer Akgun. Malum turkulerinden birini dokturuyor: 'Gul koydum gul tasına'. Yon'deki yazını pek sevdim. Daha doğrusu sana yazdığım mektuplarımdan ozetlediğin kendi yazılarım.... Tuhaf, unutmuşum onları. Hani gunun birinde kitap halinde cıkmasını merakla bekleyeceğim. Yer yer, kendi halim icime dokundu, taştım ama, asla kırgın; karamsar değilim. 'Orhan Kemal'in başına gelir boyle şeler. Gunler cok monoton olmakla beraber, geciyor be. Bana sorarsan, 'Sucum yok' ama, başkaları herhalde bu kanıda değiller ki, tutukluyum. Ne roman, ne hikaye, hatta ne de piyes... Duşunmuyorum bile. Malum, sanat calışmaları icin, şuuraltının ıvır zıvırla dolu olmaması lazım. Bir de dışardayken başlanmış roman, hikaye, tiyatro piyeslerinin, uzerlerinde hayli calışılmış taslakları lazım. Evden getirtmek, buraya sokmak hayli guc. Fakat bol bol uyuyorum. İckiyi falan aradığım da yok. Ne ceşitli uyku ilacları, ne de De Carbon, Vitona B., Combizime, Becosime, şu bu... Bunlarsız daha iyiyim. Haaa. Cezaevini hic yadırgamadım. Sanki 1943'un 26 Eylulu'nde Bursa Cezaevi'nden tahliye olunmadım da, ceza hic aralıksız surup gidiyor..." Aksoy Yayıncılık, buyuk usta Fikret Otyam'ın, "Uğruna can verebileceği" dostunun "yangından ilk kurtardığı" bu mektuplarını mutlaka okumalısınız.
(Arka Kapak)



Sayfa Sayısı: 407

Baskı Yılı: 1999


Dili: Turkce
Yayınevi: Aksoy Yayıncılık
Kitap Adı: Arkadaşım Orhan Kemal ve Mektupları Yazar: Fikret Otyam Yayınevi: Aksoy Yayıncılık İlk Baskı Yılı: 1999 Dil: Turkce Barkod: 9789753121019