
Hazırlık sınıfındayım. Siyah beyaz televizyondan “Netekim” amcayı izliyorum. İdamları, vatan, millet adına askerin yaptıklarını, darbe oncesi kan golune donen ulkeyi anlatıyor. Sevecen geliyor cumleleri, bir masal kahramanı gibi bu adam bu yaşlarımda. Buyuklere masallarla buyuyorum bu yaşlarda. Tonton yuzlu amcanın “İcraatın İcinden”ini izlerken Adile Naşit’in anlattıkları zihnimde canlanıyor. Televizyon ekranında paşaları, tonton amcaları izlemekten bıkkınlık yaşayan babamla annem daha az acıyor televizyonu artık.”
Yakın cevresinin ve cağının tanığı yazar, kaybolduğu dunyanın karanlığında karabasanlarla boğuşurken yazı yoluyla savuruyor tortulaşmış anıları evrene. Bu yolla kendi yukunden kurtuluyor bir anlamda, ama gecmişin travmatik izlerine de goturuyor okuru. Bir turlu silinemeyen, her daim bellekte canlı kalan buruk izler bunlar. Kimi yerde ozlemle kimi yerde korku ve nefretle, kimi yerde urpertiyle hatırlanan.
“Suya Gazel”de Erinc Buyukaşık, akıp giden oyku ırmağına zamanın golgesini de duşurerek, bir sis perdesinin ardından sesleniyor; orada suruyor tanıklığının izlerini.
Naif, kırılgan, duyarlı bir sesi var Buyukaşık’ın oykulerinin. Yaşanmışlıkların birikiminden suzulup gelen.
(Tanıtım Bulteninden)
Kitap Adı: Suya Gazel Yazar: Erinc Buyukaşık Yayınevi: İmlec Kitap Hamur Tipi: 2. Hamur Ebat: 13,5 x 19,5 İlk Baskı Yılı: 2019 Baskı Sayısı: 1. Basım Dil: Turkce Barkod: 9786057745019