
Buyuk bir aşkla başlayan ilişkinizin once alevleri sonmuş sonra da yaşanan heyecan yok olmuşsa paniğe kapılmayın.
Olesiye Âşık oldunuz, aşkınıza karşılık da buldunuz. Başlangıcta birbirinizi tanımak icin biraz gezip tozdunuz belki, belki size karşı cıktılar, direndiniz. Hani Turk toplumunda yaygındır ya, belki “olmaz” dedi aileler, siz sevdiğinize kactınız ya da onu kacırdınız! Sonra… Yıllar icinde bir şeyler olmaya başladı ve Âşık olduğunuz o insan sanki değişmeye başladı. Baş başa kaldığınızda yine o aşkı derinden hissediyordunuz ama o kadar. Ne olmuştu da aşkınızın dunyayı yakıp kavuracak o alevi sonmeye yuz tutmuştu acaba? Başlangıcta kendinizi sucladınız. Sonra sizi boyle parcalanıp dağılma aşamasına getiren sebeplere takıldı aklınız, onları sucladınız. Sonra da Âşık olduğunuz o insanı suclamaya başladınız.
Peki, ortada bir suclu olmadığını, bunun aslında yaşadığınız surecin bir parcası olduğunu hic duşundunuz mu? İnsanlar Âşık olduğunda, yaşadıkları o yoğun heyecanın, mutluluğun, hatta delilik diye nitelenen butun o boş vermişliğin sonsuza dek sureceğini zanneder, daha doğrusu buna inanır. Oysa bilmediğimiz şey, birlikte yaşanan mutluğun bir anlamda evrim gecireceği, sevginin, guvenin ve sadakatin ise kalıcı olacağıdır. Bu da tek bir şeyi gosterir aslında: Aşk adına yaşadığımız her ne ise ortadan kalkmaz. Aşk bir ateşse, sadece ilk gunlerdeki gibi alev alev yanmıyordur artık; belki kor haline gelmiştir ve aslına bakarsanız bu kor ateş, yanan ateşten cok daha sıra dışıdır. Cunku işin icinde iki kişi vardır artık: Siz ve sevdiğiniz. Ve kabul edin, iki kişinin sonsuza dek alev alev yanması, aşkı tuketmekten başka bir işe yaramaz ve daha da onemlisi aşkla yola cıkıp aynı yola baş koşmuş iki kişi aradan yıllar gectiği halde hÂl aynı yolda ve hÂl birlikte yuruyorsa, cok ama cok zor bir şeyi başarmış demektir.
Birbirinizi keşfedin
Yine de arada bir o kor ateşe korukle yaklaşmakta fayda olabilir. Belki iş yoğunluğu birbirinize sevginizi eskisi kadar sık ifade etmenizi engelliyordur, belki gecim derdi, belki cocuklar, belki de akla hayale gelmedik sebepler… Peki, nasıl yapacaksınız? Aslına bakarsanız, once buna cesaret edeceksiniz. Mesela karşılıklı oturup “seninle karşılaşmamış olsaydım…” diye başlayan cumleler kurmayı deneyebilirsiniz. Başlangıcta karşılıklı espriler yapmayı unutmayın: “Kaynana nedir, hic oğrenemeyecektim” gibi veya “beni isteyen o doktorlardan, fabrikatorlerden birine varacaktım” gibi… Sonra ona, yıllardır sormadığınız bazı soruları sorum: “Beni seviyor musun?” da olsun soruların icinde, “İlk buluşmamızı hatırlıyor musun?” da olsun. Sonra adım adım sohbeti derinleştirin ve yepyeni bir keşif turuna cıkın karşılıklı. Her sabah ona sahanda yumurta mı hazırlıyorsunuz kahvaltıda? Seviyor mu acaba sahanda yumurtayı yoksa siz oyle pişirdiğiniz icin mi yiyor? Her yaz eve siz karpuz alıyorsunuz serin serin yemek icin, ya kavun seviyorsa, hic duşundunuz mu bunu? Siz her senelik izinde deniz-kum-guneş uclusunun bulunduğu bir yere gitmek istiyorsunuz ya hani; ya dağ eteklerini ve serin yaylaları seviyorsa?.. Hafta sonlarında pop muzik calıyor surekli ama ya eşiniz Turk Sanat Muziği dinlemekten hoşlanıyorsa? Aşkınız alev alev yanarken bunlar onemli değildi belki ama ya onem vermenin zamanı gelmişse?..
Neden Âşık oldunuz, hatırlayın!
Keşke aşk tanrısı dedikleri o tombul Eros’un oklarıyla olup bitseydi her şey. O zaman “Ben seni secmedim, Eros oyle uygun gordu” der kurtulurduk ama artık biliyoruz ki en ağır ağır gelişeninden en yıldırımla carpılmış gibi etkileyenine kadar her aşkın bir mantığı ve elle tutulur bir gerekcesi var! Biz “aşkımız oluyor galiba” diye paniklerken, genelde unuttuğumuz şey de bu oluyor: Neden o kişiye Âşık olduğumuzu unutuyoruz!
Oysa ilişkiler bir kez kurulduktan sonra hic değişikliğe uğramadan devam etmez. Her ilişki zaman zaman canlanır, sakinleşir, sarsılır hatta temelinden sarsılır… Bazen uykuya yatar bazen bahar aylarındaki cicekler gibi tomurcuklanır. Ciftler bir arada kaldıkca butun bunlar da normaldir cunku o iki kişiyi, o kadınla o erkeği birbirine bağlayan sebep her ne ise o cok gucludur ve ilişki de kolay kolay sona ermez.
O zaman, aşkınızın neden kullendiğini duşunmeden once hangi gerekceyle ona bağlandığınızı duşunun. Ve aynı şeyi onun da yapmasını isteyin. Cunku uzerinden zaman gecti ve artık “oturmuş” bir ilişkiniz var. İlk Âşık olduğunuzda “sana sarılmaya bayılıyorum” diyorsanız bunu artık “goğsune başımı yaslayınca huzur buluyorum” diye dillendirecek olgunluğa eriştiniz. Bakın bakalım, gecen onca zamanda unuttuğunuz ya da size / sevdiğinize artık onemsizmiş gibi gelen ne var? Cunku birbirinize Âşık olma sebebiniz her ne ise artık onu somut olarak gorebilir ve ifade edebilirsiniz. Bunun adı guvendir, huzurdur, durustluktur, ictenliktir veya bunlar gibi bir anda ortaya cıkıp sonra yine bir anda kaybolmayacak duygulardır. Daha da onemlisi, adına aşk dediğiniz duygu zamana yenilmez, eriyip ortadan kaybolmaz; sadece şekil değiştirir… İşte siz de, karşılıklı olarak şekil değiştirmiş o yeni halini keşfedin.
Sevdiğiniz hangi dili konuşuyor?
Uzmanlara gore sevgiyi ifade etmek icin kullandığımız beş dil var: Şefkatli sozler, hediyeler, sevgi dolu davranışlar, birlikte gecirilen kaliteli zaman ve icten gelerek yapılan, karşılık beklenmeyen iyilikler… Hic duşundunuz mu, sizin sevgiyi ifade diliniz hangisi acaba? Ya da sevdiğinizin?.. Siz belki “kış geldi, uşumesin” diye ona kalın kazaklar alıyor hatta kaşkol ve bere oruyorsunuz ama o her seferinde elinde kurabiyeler, pastalarla geliyor. İkiniz de “seni seviyorum” diyorsunuz gercekte ama birbirinizin dilini anlamıyorsunuz, bunu hic duşunmuş muydunuz? Siz orduğunuz o kaşkol-bere takımıyla “Uşutup hastalanmanı istemiyorum. Cunku seni seviyorum” derken o da getirdiği kurabiye ve pastalarla “Yanına bir cay demler, karşılıklı iceriz. Seninle baş başa zaman gecirmeyi seviyorum. Cunku seni seviyorum” diyor belki… Oysa daha dun tartışırken “Bana bir hırka bile almadın, bir hırka bile!” diye soylenmiştiniz, değil mi? İşte sevdiğiniz de tam da o sırada, “Benimle karşılıklı sohbet edip cay bile icmiyorsun sen, ne hırkasından bahsediyorsun?” diyordu icinden… Dolayısıyla sizin sevginizi ifade etme dilinizle sevdiğinizin kullandığı dil birbirinden farklı diye kızıp uzulmek, hatta kin besleyip icinize kapanmak doğru değil. Bunun yerine birbirinizin hangi dili kullandığını anlamaya calışmak en iyisi.
Cinselliği unutmak olmaz
Cinsellik, ilişkilerde ne yazık ki sevginin gostergesi ya da uygulamaya konmuş hali gibi muamele goruyor. Hatta ciftler, ilişkilerinin ilk yıllarında yaşadıkları yoğun cinselliği zaman icinde yaşayamaz hale gelince sebepsiz yere kendilerini suclamaya başlıyorlar. “Saclarım dokulduğu icin artık beni beğenmiyor”, “goğuslerim sarktı tabii ondan istemiyor” gibi kuruntuları şupheler takip etmeye başlıyor ve akılda ister istemez şu soru beliriyor: “Acaba hayatında başka biri mi var?” Bu olumcul ve insanı yiyip bitiren noktaya suruklenmeden once birlikte yaşadığınız cinselliği objektif olarak değerlendirmeye calışın. Belki eskisi kadar sık sevişemiyorsunuz, orası tamam, peki nasıl sevişiyorsunuz? İki arada bir derede mi, yasak savar gibi mi, her an biri odanın kapısını acacak gerginliği icinde mi? Ya eşiniz hayatındaki yoğunluk yuzunden cinselliği umursamaz hale geldiyse, orneğin ev işleri, cocukların bakımı vs. derken kendini tukenmiş hissediyorsa? Ya da eve daha fazla para getirebilmek uğruna gununu gecesine katarken cinselliği duşunemeyecek hale gelmişse? Bunları kendisiyle hic konuşuyor musunuz? İncitmeden, yaşadığı isteksizliğin nedenlerini karşılıklı konuşarak bir cozum arıyor musunuz? Şurası kesin: İlişkilerde, ilerleyen yıllarla birlikte yaşanan cinsellikte nicelik bakımından bir gerileme gozlemlenir. Ote yandan niteliği değer kazanmaya başlar. Cunku ciftler birbirlerini artık yatakta da cok iyi tanımaya başlar. Ancak ne zaman ki bu “tanıma” yasak savar gibi birlikte olmaya donuşuyorsa, orada bir sorun var demektir. Cunku cinsellik herkesle yaşanabilen bir eylem değildir ve o ozel insanı sizin gozunuzde daha da ozel hale getirir. O zaman cinselliği bağladığınız bir rutin varsa, işe onu yıkmakla başlayın. Bu her şey olabilir: Yatak odanızı yeniden dekore etmek, farklı şekilde ışıklandırmak da olabilir, eşinizi alıp, evden uzakta hafta sonu kacamakları yapmak da… Aklınızda cinsellikle ilgili duvarlar, yasaklar, tabular varsa once onları yıkın. Unutmayın ki siz ve sevdiğiniz, birbirinize şu dunyadaki herkesten cok daha yakınsınız!
menshealth
__________________