Pet şişelerden telefon kılıflarına kadar muhtelif yerlerde karşımıza cıkan plastik, aynı zamanda en buyuk kirlilik sorunlarından da biridir. Uretildikten sonra kolay kolay doğada kendiliğinden yok olmadığı icin ozellikle denizlerde pisliğe yol acan bu malzemenin temizlenmesi icin calışmalar surekli devam ediyor.
[h=2]Fakat temizleyeceğimiz şeyi gozumuzle goremiyorsak?[/h]

[h=2]Peki nedir bu mikroplastik?[/h] Tanım olarak; doğayı ve cevreyi kirleten, 5 milimetreden kucuk (susam tanesi boyutunda) tum plastiklere mikroplastik adı verilir. Bu acıklama, ABD'nin Ulusal Okyanus ve Atmosfer Dairesi (NOAA) tarafından yapılmıştır. Ortaya yavaş yavaş cıkan bir calışma alanı olan mikroplastikler hakkında cok fazla şey maalesef bilinmemektedir.
NOAA, konunun araştırılması konusunda da onculuk yapmaktadır. Kurum; sediment, kum ve yuzey suyu mikroplastik numunelerinin toplanması icin standartlaştırılmış alan yontemleri geliştirilmiştir ve testlere devam etmektedir. Amac ise, konu hakkında saha ve laboratuvar protokollerinin oturtulup cevreye salınan mikroplastik miktarının azaltılmasına yardımcı olmaktır.

[h=2]Mikroplastikler nereden gelir?[/h] Bu sorunun oldukca basit bir cevabı var: plastiklerden. Daha once buyuk parcalardan oluşan plastik "yapılar" sebepler vasıtasıyla ufak parcalara ayrılırlar. Buna ek olarak mikrobeads (mikro boncuklar) adı verilen ve sağlık ve guzellik urunlerinde kullanılmak uzere polietilen (C2H4)n şeklinde uretilen urunler de, mikroplastiklerin ortaya cıkmasının sebeplerindendir.
Bu kucuk parcalar, su filtrelerinden sanki hicbir şey yokmuş gibi gecerek gol, deniz ve okyanuslarda ciddi kirliliklere yol acmakta ve sudaki yaşam icin kayda değer tehditler meydana getirmektedir.

[h=3]Mikroplastikler yeni bir problem değil. Deniz tuzu olarak yediğiniz şeyin bir kısmı da aslında mikroplastik:[/h] Birleşmiş Milletler Cevre Programına gore, plastik mikro boncuklar ilk olarak elli yıl kadar once kişisel bakım urunlerinde ortaya cıkmış ve plastikler doğal malzemeleri değiştirmeye başlamıştır. 2012 yılı gibi kısa bir sure once, bu konu cok bilinmediği ve yeterince farkındalık meydanda olmadığı icin, sağlık ve kozmetik urunlerinde kullanılmaya devam ediyordu.