Oyku ile şiirin birlikte uyuduğu bir kitap Panayırda!

Bu kitapta birbirine uymaz gorunen tum parcalar birleşiyor. Afrika’nın Tanrı Dağı’na tapan kabilesinden, Viktorya Donemi İngilteresinde yaşayan bir uşağa; Balkan şarkıları yukselen kohne bir tavernadan, Anadolu’nun cay kokulu evlerine; Kuzey Avrupa’nın sık ormanlarından, Halep’in bakır cezvelerinde Turk kahvesi fokurdayan meydanına. Yuzyıllar oncesinden bugune, bugunden yıllar sonrasına… Aysu Arslanturk, Batı’nın varoluşsal sancılarına, umitsiz serzenişlerine sırtını donuyor. Gercek bir cevap arayışı ile yedi oykude zihni zorlayan bir dunya gezintisine cıkarıyor okuru ve her oykuyu takip eden yedi şiirle, tasavvufu yeniden yorumlayarak coğrafyamıza bırakıyor.

Arslanturk, gunumuzun sıkıntılı edebiyatından biraz olsun uzaklaşıp kadim sorgulamalar iceren Doğu kulturunun cok bilimli, cok kulturlu yapısına yaslıyor metnini. Bicimsel olarak yedi basamaklı duz bir cizgide ilerleyen kitabın sunduğu akıl oyunları sema etmenin yahut bir incirin yapısının icerdiği cokluğu onemsiyor. Panayırda, alt metinleri bağlamında zengin ve kat kat acılabilen bir oyku kitabı… Yazarın okurla da bir derdi var; okuyucunun kendini bırakmasını istiyor, tarlalarla gok yer değiştirinceye kadar hem de. “Mavi buğdaylar” ayırdığımız her şeyi birleştirmemiz icin bir davet. Batı kulturu ve davranışına hÂkimiyetini belli eden ve yuzunu Doğu’ya donen metinlerde, bir odunc alma değil yazarın yaptığı, tuttuğu kavrama, elinin izi cıkıyor.

Yazar ve okuru arasında muhteşem bir boşluk var; bir uyanış, bir aydınlanma, bir birlik daveti ile sunulan eserlerde okur, serbest! Duşunme alanı geniş ve katmanlı. Taverna oykusu biterken kulağınızda uc el silah sesi ile kalıyorsunuz, karakterlerden kimi yaşatmak istediğiniz size bırakılıyor.

Kitabı bir panayıra ceviren, aslında eserlerdeki ortulu gondermeler. Tuccarların selamlaştığı “mulahham at sineği”nin Sokrates olduğunu, “Siyah ipliği olmayan kilimi dokuyan kimin annesi?” dizesini okurken Anadolu’da siyah ipliğin huznu temsil ettiğini, Anma’yı okurken Kralice Viktorya donemine hakim olmanın oykuyu ters yuz edebileceğini, “Berimsel yıkılacaklar” dizesindeki ‘berim’ sozcuğunun ODTU’lu bir hocanın bilişim alanında ‘computing’e alternatif olarak Turkce’ye kazandırmaya calıştığı bir sozcuk olduğunu, Tanrı Dağı’nda tanrıların mabedi ile karşılaşmak icin bu yuksek dağa tırmanan bir Afrikalının yaşadıklarının aslında dağcıların yuksek irtifada yaşadıklarına ne kadar paralel olduğunu fark etmek, yeni nesil edebiyatcılara bakış acısını değiştiriyor.
(Tanıtım Bulteninden)


Kitap Adı: Panayırda Yazar: Aysu Arslanturk Yayınevi: Nota Bene Yayınları Hamur Tipi: 2. Hamur Ebat: 13,5 x 19,5 İlk Baskı Yılı: 2018 Baskı Sayısı: 1. Basım Barkod: 9786052601563