
"Cukurova Uclemesi" diye anmaktan hoşlandığım "Kucuk Amerika" calışmasının ilk kitabı "İncirlik Romanı" olacaktı. Daha doğrusu, tek kitap olarak tasarlanmıştı. Hayatımın en dinamik donemini gecirdiğim gazeteyle yolum ayrıldığında, şapkamı onume koyup duşunmuştum, bundan sonra ne yapmalıyım, diye. Oyle ya, gazeteci olarak Adana?da gelinebilecek bazı gorevlere gelmiş, Ziya Paşa?nın deyimiyle "rutbe - i aklı"mızla mesleki liyakÂtimizi kanıtlamıştık. Sayısız roportaj, cok sayıda dizi yazı, yarısı inceleme araştırma, yarısı yazınsal on altısı yayınlanmış, yirminin uzerinde kitaba imza atmıştık. Adana?da, Cukurova?da, Anadolu?da, Ortadoğu?da en yakıcı konularda kapsamlı calış-malar yapmıtık. Gelinen nokta, koklu bir karar almayı dayatmıştı. Her ne denli kendimi orta yaşlı genc gorsem de, kronolojik yaş gostergem acısından bir zamanlar başkaları icin "yaşlı / ihtiyar" nitemini acımadan kullandığım yaşlara gelmiştim. Alacağım kararın ilk maddesi halkıma, ulkeme hizmet bağlamında vazgecilemez bir oneri gelmediği takdirde gazetecilik calışmalarımı kurumsal cercevede surdurmemek olmalıydı. Bundan sonra kendimi butunuyle edebiyata yazına vermeli, notları yıllardır masamın uzerinde bekleyen oykulerle romanlara yoğunlaşmalıydım. Gazetecilikle ilişkilerimi araştırma inceleme calışmaları, arada bir makale, fıkra yazımı cizgisinde, zaman zaman gelmesi olası calışmalarda gorev alarak surdurmeliydim. (CU İletişim Fakul-tesinde "Habercilik", NHKM Adana?da "Yazınevi / kurmaca yazın" deneyimleri tasarılarım arasında yoktu.) Artık "gazeteci yazar" değil, "yazar gazeteci" nitemine uygun bir calışma dunyası kurmalıydım. Soz konusu mahsuplaşmada yaptığım kapsamlı calışmaları duşununce İncirlik?i yazmadığımın ayrımına vardım. Bu durumda, once İncirlik?i yazmalı, daha sonra oyku tepecikleriyle roman dağları arasındaki bana ait o dunyaya girmeliydim; bir daha hic cıkmamacasına. Hemen İncirlik notlarımı derlemeye, alan calışması yapmaya ba?ladım. Calışmanın bu aşamasını buyuk oranda bitirdim de.
Ne ki, hayatın gercekleri, her zaman olduğu gibi, yine yureğimin gazetecilik tartımıyla atan yanını yakaladı. "Başkan" kitabı elime doğdu adeta. Yazmasam olmazdı; halkıma karşı sucluluk duygusu boğardı beni. Boylece "Kucuk Amerika" ust başlığı kendini dayattı. İncirlik, ikinci kitap olacakken "Başkan", "Kumpas"ı cağırınca ucunculuğe ertelendi. Kumpas?ı da yazmasam olmazdı.
Gazetecilik deneyimlerimle yazınsal birikimim, gerceklik konusundaki duşuncelerimi kokten değiştirmişti. İncirlik nasılsa oradaydı. Bir yere gitmeyeceği gibi işlevinde herhangi değişiklik de olmayacaktı. İncirlik gercekliğini nasıl yazarsam yazayım, yazacaklarım her cevrenin kendi yapılanmasına, bakış acısına gore değerlendirilecekti, nasılsa... Onceki iki kitap gibi bu da bilimsel bir calışma olmayacaktı. Gazeteci, edebiyatcı kimliğimin sunduğu ozgur olanaklarla bicimlendirilecekti. Yazınsal bir dil oncelendiği, bicemin de buna gore kurgulandığı kitabın kim-liği neden "İncirlik soylenceleri" baskın bir anlatı, inceleme calışması olmasındı… Soylence, gerceklikle ilgisiz şeyler, diye nitelenebilir hemen. Ne ki, İncirlik konusunda "en hakiki", "en has" ya da "en gercek" gercekler diye yazsam bile koktenci suclamaların, yalanlamaların yanı sıra kimilerinin en azından "yok canım"la başlayan tumceler kurması kacınılmazdı. Ben de, bu durumda, peşin yanıt olarak soylencelerle bicimlendirilmiş bir "fantastik anlatı" yazmalıyım, diye duşundum. Okuyan, algıladığı, dilediği gercekliğe uygun cıkarsamalarda bulunabilmeliydi. Bir roman olmamasına karşın, bir romanda kullanılabilecek pek cok veri olduğuna, ağırlıklı olarak boyle bir ust dil yeğlendiğine gore, dileyen, kitabı İncirlik romanı niyetine de okuyabilmeliydi.
(Tanıtım Bulteninden)
Sayfa Sayısı: 370
Baskı Yılı: 2016
Dili: Turkce
Yayınevi: Karahan Kitabevi
Kitap Adı: Kucuk Amerika - 3 İncirlik Romanı Yazar: Cetin Yiğenoğlu Editor: Seyfi Karahan Kapak Tasarımı: Karahan Yayınevi: Karahan Kitabevi İlk Baskı Yılı: 2016 Dil: Turkce Barkod: 9786059374088