Arka Kapak Yazısı (Tanıtım Bulteninden)


Hayat ve edebiyat arasındaki ilişki, sonlarındaki ses benzerliğinden daha da ileridedir. Hayat ve edebiyat, insanın insanla ve insanın yureği ile hesaplaşmasıdır. Hayata yansıyan edebiyat, edebiyatı var eden hayat kadar onemlidir. Hayat da edebiyat da doğurgandır. Hayatın ve edebiyatın var olduğu donemler ve yaşamlar hep bu doğurganlığın sonucudur. Hayatın ve edebiyatın doğurganlığını yitirdiği bir donem ve yaşam varsa bilinmelidir ki o donem ve yaşam da kısırlaşmıştır.
Turk edebiyatı, tarihle birlikte oluşmuş ve gelişmiş bir edebiyattır. Dunyada başka hicbir edebiyat boyle bir seyir gostermez. Belki de bu yuzden bizde hayat ve edebiyat ic icedir. Bu ic icelik her iki kavramı da diri tutmuştur. “Hayat”ta olanlar edebiyatı hep onemsemiş, edebiyat da hayat surenlerin eseri olmuştur. Turk edebiyatında ilk eserlerin oluşmaya başladığı donem İslamiyet’in kabulunden oncedir. Bu donemde de hayatta olanlar edebiyatı var etme cabası icinde olmuşlardır. “Barış” sozcuğunun gunumuzde hÂl yaşıyor olması, o donemin hÂl hayatta olduğunu ve edebiyatımızın da hayat bulmaya devam ettiğini gostermektedir. Sozlu donem edebiyatı olarak adlandırdığımız bu ilk donem edebiyatımızda hayat ve edebiyat ilişkisi ust seviyededir. İnsanlar yaşadıklarını unutulmaz kılmışlardır. Yazamıyor olmaları, yazacak bir eşyalarının olmaması hayatı, edebiyatı durdurmamıştır. Sozlu kultur, ses ve işitme butunluğu icinde gunumuze kadar gelmiştir. İlk donem edebiyatımızda sevdalar, ayrılıklar, ozlemler koşuklarda; olumler sagularda; hayat tecrubeleri savlarda, tarihin bilinen ve bilinmeyen donemlerindeki savrulmalarımız da destanlarda hayat bulmuştur. Hayatın her hÂli, tarihin her anı edebiyata not edilmeye başlanmıştır. Olumlere inat, hayat ve edebiyat yaşam birlikteliğini kol kola surdurmuştur.
Sozlu kulturun urunlerinden olan bir saguda “Alp Er Tunga oldu mu? / Kotu dunya kaldı mı? / Felek ocun aldı mı? / Şimdi yurek yırtılır.” diye ağıt yakan ozan da bir hayat surmekte ve hayatın kendine verdiği acıyı edebiyat hÂline getirmektedir. Edebiyatın en soylusu ve en uzun soluklusu da hayat suzgecinden gecenidir. Ozanın bir acıyı resmetmesi hem icin dışa yansıması hem de okuyanda, duyanda aynı acıyı yaşatması demektir. Şu an var olan edebiyat, daha once var eden edebiyattır. Bir hÂn’ı sahiplenmek, hÂn’ın olumunu de acısını da sahiplenmek demektir. HÂn sahiplenildiği, olumun hÂn’a yakınlaştığı bir anda devreye edebiyat girmiş, hem hÂnı hem de hÂnın acısını gunumuze taşımıştır.


Editor : Seyfi Karahan
Kapak Tasarım : Karahan







Kitap Adı: Edebiyat ve Sinema Yazıları Yazar: Hayati Koca Yayınevi: Karahan Kitabevi Hamur Tipi: 2. Hamur Ebat: 14 x 21 İlk Baskı Yılı: 2018 Baskı Sayısı: 1. Basım Barkod: 9786059374774