
İdamın arifesinde yolda karşılaştığı arkadaşı tanıdığı birinin idam edileceğinden bahsetmişti ama ismini soylememişti… "Kirli tabancayı…" dedi şaşırmış bir ses tonuyla. "Nicin almış ki durup dururken?" "…Cekmeseydi o tetiği; onlarca, yuzlerce, binlerce, sayısız senaryo…" "Hazreti İbrahim'in Baltası!" diye bir şey var mıydı, varsa bugune kadar curumeden sağlam kalmış olabilir miydi?
KÂbe butun haşmetiyle siyah bir inci misali onlerine cıkıverdi, muhteşemdi. Muthiş bir cekim gucu vardı. Sessizliğe burunmuş butun duaları mıknatıs gibi kendine cekiyor, birleştiriyor, gokyuzune yukseltiyor hissi veriyordu. Gozlerin KÂbe'den ayrılması mumkun olmuyordu. Cakılıp kalınıyordu. Dort yuz kırk kilometrelik yolu, volkanik kayaları, colleri aşarak gececeklerdi ama onemli değildi. Peygamber'in gittiği yoldan gidecek, bastığı toprağa basacak, ictiği sudan iceceklerdi.
Hazreti Muhammed'in soyundan gelenlerin yaşadığı, bu soylu insanların eski zamanlarda develerle Medine'den Mekke'ye giden Turk hacılarına, "Bizimkiler geldi." diyerek deve sutu ikram ettikleri rivayet edilirdi ama şimdiki zamanlara onlardan sarkan olmuş muydu, onu bilmek imkÂnsızdı. "Dizlerinin ustune cok, son duanı yap." dedi. "Sen adamlıktan anlamıyorsun." "Bu iş gevşekliğe gelmez." dedi Buyuk Coban her an kızacak gibi. "İbrahim'in Baltası parcaladı ilahlarımızı, yeniden inşa ettik KÂbe'de, yine parcaladılar. Sonra gizledik onları Muhammed'in ortusuyle. Gorunmesinler, bilinmesinler diye. En buyuk tehdittir ilahlarımıza Muhammed ozu sevdalıları.".
(Tanıtım Bulteninden)
Sayfa Sayısı: 272
Baskı Yılı: 2016
Dili: Turkce
Yayınevi: Akcağ Yayınları
Kitap Adı: Yitik Balta Yazar: Veysel Tekelioğlu Yayınevi: Akcağ Yayınları İlk Baskı Yılı: 2016 Dil: Turkce Barkod: 9786053422716